Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

15/09/2016

Oh kebap valla...

 

İyi bir kavurma, iyi bir döner iyi birköfteyi severiz ama sıra kebaba gelince başımızı döndürür. Yemeklerin şahı, doruk notası. Kavurma, döner ve köftede olduğu gibi, kebabın da çok çeşidi var. Sadece Adana, Urfa veya şiş değil, etine, yöresine, tercihine, pişirme şekline göre pek çok çeşidi var. En çok tutulanı kıyma ve kuşbaşı. Peşine patlıcanlısı, sarmısaklısı, soğanlısı geliyor. Bir de fırın kebabı var ki, Konya, Denizli, İsparta’da yaygın. 100 yılı, 150 yılı devirmiş lokantalar hâlâ hizmet veriyor.

Her il de kendine ait bir kebabı yaratmanın veya sahiplenmenin peşinde. 

*Bursa’nın iskenderi veya Uludağ kebabı meşhur. Aydın, Manisa, İzmir’in iç ilçelerinde ince uzun şiş köfteler soslandırılarak ve yoğurtlandırılarak sunuluyor. Köfteler zırhtan ve sadece et ile tuzdan yapılıyor. Bunun adına Manisa kebabı veya Halep kebap deniyor.

* Türkiye’nin tek kalmış kebapları ise Eskişehir’deki balabanda, dilimlenen ekmekler hafif ısıtılmış kemik suyuyla ıslatılıyor. Üzerine şiş kebap ve köfteler konuluyor. Bunun da üzerine suyla hafif açılmış yoğurt ekleniyor. Kısmen iskender kebabını andırıyor. Pek yaygınlık bulamadı ama Abdüsselam’da yarım asrı aşkın hizmet vermeye davam ediyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp