Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

10/04/2012

Teşvikte madalyonun ikinci yüzü

Hükümet Türkiye'nin her tarafında bu yıl ve gelecek yıl yapılacak yatırımlara çok ciddi teşvikler verdi.
■ Yüzde 40 katma değer yaratmak şartıyla ve tedarikinin yarıdan fazlası ithalatı gerektiren ürünlerin yatırımı stratejik sayılacak. Bu yatırımlar nerede yapılırsa yapılsın, en yüksek teşviki alacak. İstanbul'da, Kocaeli'nde, Bursa'da yapılacak bu tür yatırımlar teşvikten aynen yararlanacak.
■ Yeni teşvik paketi büyük ve stratejik yatırımlar yanında sektörleri ve bölgeleri de kapsıyor. En büyük bölgesel teşviki Doğu ve Güneydoğu illeri alacak. Bu illerdeki yatırımların teşvik oranı yüzde 116 düzeyinde olabilecek. Yani 44 birimlik yatırım için 56 birimlik teşvik alınabilecek.
■ Teşviklerin "asıl amacı cari açığın minimize edilmesi" olarak açıklanınca insan sormadan edemiyor. O zaman enerji yatırımları niye yok? Bunun da yanıtını Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Habertürk TV'de verdi. Çağlayan, AB ile Gümrük Birliği anlaşmasına göre enerji sektörüne ayrıca bir teşvik veremediklerini söyledi.
■ Bakan Zafer Çağlayan teşviklerin bütçeye getireceği yük konusunda net bir görüş veya rakam belirtmedi. Ancak teşviklerin iyi sonuç verip yatırımların başlamasıyla bunun "büyümeye pozitif ve yatırım malı gereğini artırması nedeniyle ithalatı artırıcı etki yapacağını" kabul etti. Çağlayan "Ama bu durum, yatırım yapılırken böyle. Yani kısa vadede böyle. Yatırımların devreye girmesiyle elbette Türkiye'nin döviz girdisi artacaktır" dedi.
Evet teşvik sistemi iyi sonuç vermesi halinde 2012 ve 2013'te cari açığı, büyümeyi, istihdamı ve bütçe giderlerini azaltıcı etki yapabilir. Teşviklerin hedeflenen faydaları ise yatırımların devreye girmesiyle, yani daha uzun vadede ortaya çıkacak. Bu da teşvikte madalyonun ikinci yüzü.

İllerin seçiminde en iyi kriter göç olabilir

Yeni teşvik sisteminde bölge bazından il bazına geçilmiş ve illerin ayrımında "Sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyi" kriter olarak kullanılmış. Bu da Kalkınma Bakanlığı'nca 61 kritere göre belirleniyor. Bu kriterler içinde okullaşma, kırsal kesim yolları, hastane, güvenlik, rekabet edebilirlik, yenilikçilik, yaşam kalitesi, internet bankacılığı, kişi başına düşen milli gelir gibi veriler var. Böyle olunca okur yazar oranı yüksek Tunceli, Artvin ve Sinop gibi iller teşvikte ikinci, üçüncü sıraya düşüyor. Halbuki bu iller Türkiye'nin en yüksek göçünü veriyor. Göçme oranı Tunceli'de yüzde 75, Sinop'ta yüzde 72, Artvin'de yüzde 64'te. Yani Tunceli'de doğan dört kişiden üçü göç etmiş. Geride kalanların okulları, yolları var ama öğrencilerin azlığından bazı okullar kapalı ve taşımalı eğitim yaygın.
Geçmiş dönemlerde olduğu gibi Düzce yine en şanslı il. Yoğun olarak Trabzon, Rize ve Artvin'den göç alan Düzce bu iller kadar gelişmemiş veya aynı düzeyde gelişmiş kabul ediliyor. Gelişmiş bir bölgede az gelişmiş gibi görünen Düzce yatırımları çekmeye aday gibi.
GÖÇÜN ÖNEMİ: Teşvik edilecek iller elbette bir kritere göre belirlenecek. Bence bu işin temelinde göç belirleyici olmalı. Çünkü insan doğduğu ve doyduğu yerden kolay kolay kopamaz. Binlerce, 100 binlerce hatta milyonlarca insan göç ediyorsa bunun en belirleyici nedeni geçimdir. Göçler de deneme yanılma yoluyla yani gidenin iş bulması ve ekonomik durumunu düzeltmesiyle devamının geldiği hareketlerdir. Bu açıdan teşviklerin göçülen illere verilmesini bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltma açısından daha adil, daha doğal ve uygun buluyoruz. Temel kıstas göç olarak alınıp Zonguldak'tan Gaziantep'e eğimli bir çizgi çekildiğinde, Türkiye nin kuzeydoğusu teşvik edilecek bölge olarak ortaya çıkar. Yoksa Doğu'dan Batı'ya bunca yıldır süren göçün hiç mi anlamı yok?

SONUÇ: "Çoğu insan başarıyı almak olarak düşünür. Oysa başarı, vermekle başlar." Henry Ford

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp