Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

08/05/2012

Yunanistan'ın yeniden dönüşü!

Fransa ve Yunanistan'da yapılan seçimlerden küresel piyasalar için biri pozitif diğeri negatif iki sonuç çıktı.
Yunanistan'da seçimler siyasi bölünmüşlüğü artırdı, hükümet kurmayı zorlaştırdı ve sonuç siyasi belirsizliği çözmedi, devam ettirdi. Belki bu belirsizlik kabullenilebilirdi. Ama Yunanistan'ın borç takasından dolayı yerine getirmesi gereken yükümlülükleri vardı. Haziran sonuna kadar 11 milyar Euro'yu bulan yeni bir kemer sıkma paketini hazırlaması ve borç verenlere sunması gerekiyor. Bu hazırlık, 1 30 milyar Euro'luk kredinin 23.5 milyarlık kısmının serbest bırakılması için şart.
Bu işlerin yapılabilmesi için de, ortada siyasi iradeyi temsil edecek bir hükümetin olması, yani koalisyonun oluşturulması lazım. Şunun şurasında kalmış 7 hafta. Bıktırıcı pazarlıklar başlayacak, üç parti bir araya gelecek, oy kaybetmeyi de göz önüne alarak halkın istemediğini açıkça ortaya koyduğu yeni kemer sıkma paketini hazırlayacak, sonra da uygulayacak. Gerçekten zor bir durum.
Tersi durum ise yani kredi dilimini serbest bıraktıracak paket hazırlığının yapılamaması, hükümetin kurulamaması, yeni bir seçime gidilmesi gibi seçenekler Yunanistan'ın Euro'dan ayrılmasıyla sonuçlanacak süreci başlatabilir. Bu da, hem piyasalar hem de AB için tamamen yeni bir gelişme anlamına gelir.
Algı bu olunca ilk günden piyasaların tepkisi negatifti. Ve Yunanistan yeniden piyasaların gündemine geri dönmüş oldu.

PİYASALARA SINIRLI ETKİ: Fransa'da ise cumhurbaşkanı değişti. Zaten iki seçenek vardı, biri oldu. Sosyalist adaya piyasaların tepkisi olamaz, böyle bir durumla yeni de karşılaşmıyorlar. Sonuçta Hollande'ın ülkeyi yönetme becerisine ve aldığı kararlarla ekonomiye etkisine bakılacak.
Bir iyi bir kötü sonuç çıkmasının piyasalar üzerindeki etkisi de sınırlı kaldı. Zaten geçen haftayı kötü bitiren ve bu haftaya kötü başlayacağı belli olan piyasalar şaşırtıcı bir hareket içine girmediler. Önce sert satışlar, sonra toparlama birbirini izledi.
Ancak her iki seçimin de bazı ortak yanları var.

 

Sandıklar Avrupa'yı büyümeye zorluyor

Bir kere ekonomisi bozulan ülkelerde seçimler iktidarları değiştiriyor. Bu bir kez daha netleşti. Hatta etki derecesine göre seçmenler radikal taraflara doğru yöneliyor. Bir yerde krizle başa çıkamayan hükümetleri seçmen değiştiriyor.
Bu değişimi yaparken de, seçmen kemer sıkmaya hayır diyor. Mali disipline en uzak partilere ve siyasi görüşlere prim veriyor. Bu durum aynı zamanda Almanya'nın kendi standartlarını AB'ye yerleştirmesinin de önünde önemli bir engel çıkartabilir. François Hollande'ın seçim kampanyasındaki vaatlerinden biri de, AB'de bütçe disiplinini öngören ve martta ülkeler tarafından onaylanan hükümetlerarası sözleşmeyi tartışmaya açmak. Belki de Alman Başbakanı Merkel'in Hollande'ı "kollarını açarak bekleyeceğini" söylemesi bundan olsa gerek.
İki ülke seçimlerinden sonra disiplinli davranmaya çalışan diğer Avrupa hükümetlerinin tutumlarını sürdürmeleri zorlaşacak gibi. Ne de olsa bu yıl ve gelecek yıl Avrupa'da seçimler yoğunlaşıyor.

TÜRKİYE'NİN LEHİNE: Eğer hükümetler daha harcamacı olacaklarsa bu kriz sonrası ekonomik gidişte yeni bir durum yaratacak. Çünkü, dünya krize çare olarak küresel bazda parayı bollaştırma, faiz oranlarını düşürme ve harcamaları artırma yoluna gitti. Bu önlemlerin kamu borç sorununu büyüttüğü ülkelerde de, klasik önlem olarak bütçe kısıntılarını, tasarruf önlemlerini, yapısal değişimleri gündeme getirdiler. Seçmenlerde bu politikalara hayır diyor.
Seçim sandıklarının hükümetler ve ekonomi politikaları üzerinde bir etkisi olacaksa, büyümeye nasıl geçileceği yeniden Avrupa'nın gündemine oturacaktır. Bunun başarılması da kötü değil, gayet iyi bir şeydir. Alınan önlemler arasında en büyük eksiklik zaten büyümenin ihmal edilmesiydi. Haziran ayındaki liderler zirvesinde buna yönelik hazırlıklar yapılıyordu. Ne güzel, seçmen de aynı yöne gidilmesini işaret etti. Böyle bir yola girilmesinin istenmeyen sonucu ise enflasyon olacaktır.
Hem büyüme tarafı hem de Fransa'da başkanlık değişimi Türkiye'nin lehine gelişmeler.

SONUÇ: "Sıkıntınızın sırrı sizin elinizde değil, başkalarının elindedir." Balzac

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp