Cumhuriyet Halk Partisi, Türk siyasi tarihinde sürekli olarak darbelerle anılan bir parti olmuştur. CHP ve elitleri, milletten alamadığı iktidarı bazı dönemlerde askeri-sivil bürokrasi marifetiyle almışlardı. 27 Mayıs darbesinden itibaren bu çarpık anlayışı neredeyse bir parti politikası olarak sürdürüyor. CHP'de genel başkanlar değişse de bu anlayış maalesef değişmiyor. Darbelere zemin hazırlamak ve darbeleri meşrulaştırmak için 27 Mayıs'tan itibaren hep aynı yöntemler kullanılıyor.
AK Parti iktidara geldiğinden itibaren darbecilerin Demokrat Parti ile Refah Partisi'ne yaptıkları haksız ve hukuksuz uygulamalarla tehdit edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, CHP ve elitleri tarafından defalarca Menderes'in akıbeti hatırlatıldı. Erdoğan, büyük bir cesaretle vesayetle odaklarıyla mücadele etti. Burada çok büyük mesafeler alındı. 15 Temmuz hain kalkışmasını milletiyle beraber durdurdu. Darbeciler yargılandı. Tüm bunlara rağmen bugünün Türkiye'sinde halen darbe imasında bulunulması CHP'nin değişmediğini ve değişmeyeceğini gösteriyor.
CHP yeni Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı yayınlarda demokrasi dışı yolları ima eden açıklamalar yapıyor. Özgür Özel, 19 Mart 2024 tarihinde katıldığı bir yayında "Gece telefon çalsın, 'darbe oluyor' desinler ama 'gençler yapıyor' desinler; ben o darbeye teslim olurum" şeklinde talihsiz bir beyanda bulundu. Gençlerin darbe yapmasını iyi bir şey gibi sunmak ülkemize de gençlerimize de yapılacak en büyük kötülüktür.
29 Şubat 2024 tarihinde ise Özel, milleti sokağa çağıran "Biz bu milleti sokağa dökeceğiz kardeşim. Kan akıtmayacağız..." ifadelerini kullandı.
Kitleleri araçsallaştırmak CHP'nin 27 Mayıs darbesinden tevarüs ettiği bir alışkanlığıdır. CHP'nin bu kitlelerden olan gençliği kullanma eğilimi hep olmuştur. Cumhuriyet mitingleri, üniversite eylemleri, Gezi kalkışması ve sokak hareketlerinde bir kısım gençler maalesef kışkırtıldı. 27 Mayıs darbesine zemin hazırlayan olaylarda da CHP'nin üniversite gençliğini kullandığını görüyoruz.
1 Nisan 1960 tarihinde İnönü kendini ziyaret eden üniversite öğrencilerine "Önümüzdeki günlerde sizi önemli vazifeler bekliyor. Gençlere güveniyoruz." demişti. 27 Mayıs darbesinden sadece yirmi gün önce Ankara Kızılay Meydanı'nda öğrenciler miting yapmıştı. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in yakasına yapışıp "Hürriyet istiyoruz!" demişlerdi. 27 Mayıs darbesinden yirmi gün sonra ise bu mitinge katılan Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'yü ziyaret etmişlerdi. CHP'nin yayın organı Ulus Gazetesi'nin 15 Haziran 1950 tarihli nüshasında yer alan haberde İnönü, gençlere "memlekete büyük hizmetlerde bulundunuz" diye iltifat etmişti. Gençleri kullanarak darbeye zemin hazırlamayı memlekete hizmet olarak gören çarpık bir anlayış. Bugün ise aynı çarpık anlayışı Özgür Özel'in darbe ve gençlerle ilgili beyanında görüyoruz.
Her şey değişiyor ama 27 Mayıs zihniyeti değişmiyor. Vesayet odaklarının önemli oranda yıkıldığı bir ortamda ana muhalefet partisi genel başkanının halen gençler üzerinden darbe imasında bulunması CHP'nin değişmesinin mümkün olmadığını gösteriyor. Çok şükür ki Türkiye eski Türkiye değil. 15 Temmuz kalkışmasını durduran milletimiz, gayrimeşru yollarla iktidara gelme niyetine dahi artık tahammül etmiyor. Darbe heveslilerine sandıkta gereken cevabı veriyor.
