Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

29/12/2023

18 yıl önceden iki tanıklık: F-35 mi Eurofighter mi?

Aradan 18 yıl geçmiş...

2006 başında hem Avrupalı hem ABD'li üreticiler, yeni nesil savaş uçağı satışı için Türk gazetecileri davet ederek ürünlerini tanıtıyordu.

Nisan 2006'nın ikinci haftasında ABD yapımı F-35'in üretildiği Fort Worth'taki Lockheed Martin fabrikasındaydık.

F-35'lerin ilk testleri yapılıyordu.

Türkiye, ABD, İngiltere, Danimarka, Hollanda, İtalya, Norveç ve Avustralya ile birlikte 'ana ortak'tı ve 175 milyon dolar katılım payının yanı sıra 10 milyar dolarlık 100 uçak satın alacaktı.

Fiyatı 40-45 milyon dolar civarında olacaktı.

Tek rakibi Eurofighter'dı, ancak Eurofighter'in maliyeti 100 milyon doları bulabilirdi.

Buna karşılık projeden 25 Türk şirketi 3 milyar dolarlık iş alacaktı, Türkiye ise bu rakamın 6 milyar dolara çıkarılmasını istiyordu.

Türkiye, test için ilk F-35'i 2011'de alabilecekti.

Satışı ABD Kongresi'nin onayına bağlıydı.

***

Bir buçuk ay kadar sonra, mayısın son haftası Eurofighter için İtalya'nın Floransa kentindeydik.

Eurofighter'in İtalyan ortağı Alenia'nın Üst Yöneticisi (CEO) Giovanni Bertolone, "Türkiye'nin, bu projeye tam anlamıyla ortak olmasını öneriyoruz" demişti.

'Tam anlamıyla' ifadesi, uçağın 'kaynak kodlarına' ve 'satış yetkisine' de ortak olmak anlamına geliyordu.

Şöyle demişti Bertolone: "Türkiye, Eurofighter konsorsiyumuna katılabilecek birikime ve ileride bu uçakları ihraç edecek niteliklere sahip. Ortaklık için kapsamlı bir teklif yaptık. Kaynak kodlarının paylaşımı, teknoloji transferi ve silah sistemlerinin geliştirilmesi konusunda da Türkiye'ye tam yetki öneriyoruz. Türkiye, uçakların kaynak kodlarına sahip olacağı gibi, ayrıca Türk Hava Kuvvetleri'nin gereksinimleri doğrultusunda gerekli değişiklikleri gerçekleştirebilecek güçte olacaktır. Türkiye, Körfez ülkeleri ve Pakistan gibi ülkelere uçak satabilir."

Bertolone, Türkiye'nin ABD'li F-35'e ortaklığı hatırlatılınca, "İtalya da F-35'e ortak. Bu Eurofighter'e ortak olmaya engel değil. Aksine hava gücünü artırmak demek" demişti. Türk şirketlerine de üretime katılma imkanı verilecekti ve 5 milyar dolarlık bir pay düşünülüyordu.

***

F-35'in maliyet hesabı tutturulamadı, 115 milyon dolar kadar yükseldi.

Savaş kabiliyetleri iddia edilen oranları tutturamadı, yüzde 65'lerde kaldı.

Türkiye, yazılım kaynak kodlarına hiçbir zaman sahip olamadı. Ancak Türk şirketleri parça üretiminde planlananın üzerinde 12 milyar dolara yakın bir pay aldı.

F-35 Türkiye'ye zamanında teslim edilemedi, sembolik olarak 2019'da teslim edildi. Ancak fiili teslimat ABD Kongresi tarafından durduruldu; ardından Türkiye projeden çıkarıldı.

Türkiye'nin projeye katkı payı henüz ödenmedi.

***

Türkiye, kendi yerli yeni nesil savaş uçağını üretme projesini (TFX/Kaan) başlattı.

Projede yazılım ve motor konusunda İngiliz şirketleriyle (BAE Systems, Rolls Royce) anlaşmalar yapıldı.

Kaan'ın prototipi üretildi ve pist testleri yapıldı.

İlk uçuş testi bu yıl (2023) sonu planlandı, ancak ertelendi.

***

Türkiye bu arada insansız hava araçları teknolojisini geliştirdi.

Bayraktar, Anka gibi gelişmiş hava araçlarının seri üretimine başladı, Kızılelma gibi geleceğin insansız savaş uçaklarını tasarladı.

Aynı zamanda tüm hava araçlarında kullanılabilecek her türden füze sistemlerini geliştirdi ve seri üretimine başladı.

***

Türkiye, yeni nesil Kaan'ın devreye alınmasına kadar hava savunmasını yeni model F-16 ve Eurofighter Typhoon ile güçlendirme çabasında.

Eurofighter, 90 milyon dolarlık fiyat ve F-35'in yarısından daha az uçuş/bakım maliyeti ile tercih ediliyor.

Aynı zamanda üretimden alınacak pay da bu maliyeti düşürecek.

Türk hava savunma şirketlerinin son 20 yılda geliştirdiği teknoloji ve ürünler, bu payın yıllar önce tahmin edilenin çok üzerinde olacağını da gösteriyor.

***

Eurofighter alımı için Almanya engeli kırılmaya çalışılıyor.

Almanya'nın 'politik' gibi görünen çekincesinin arkasında 'ekonomik' nedenler de var.

Zira Almanya şu an Eurofighter'in üretiminden en yüksek payı alıyor ve Türkiye'ye satış söz konusu olduğunda bazı parçaların üretimi Türk şirketleriyle paylaşılacak.

Almanya 2019'da ABD'den F-35 almak yerine Eurofighter alacağını açıklamıştı.

***

2006'da Eurofighter tercihi neden yapılmamıştı, hatırlamıyorum.

18 yıl sonra olursa hangi şartlarda olacak, bunun da ayrıntıları açıklanmadı.

Yakında öğreniriz.

ABD İLE ANLAŞAMADIĞIMIZ NOKTALAR AZALIYOR

Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, önceki akşam TRT Haber'de, ABD ve Avrupa ile güvenlik ilişkilerine dair son durumu paylaştı.

Çıkardığım sonuçlar şöyle:

***

ABD ile 'terör örgütüyle işbirliği yapması' nedeniyle anlaşmazlık durumu devam ediyor.

Ancak Kılıç'ın "ABD ile anlaşamadığımız noktalar azalmaya başladı" sözü önemli.

***

İsveç'in terör örgütlerine ilişkin anayasa ve yasalarında yaptığı değişiklikler yeterli bulunmasa da olumlu karşılanıyor.

Kılıç'ın "İsveç güvenlik kurumlarıyla Türk güvenlik birimleri arasında 'yüksek bilgi alışverişi' olduğunu" vurgulaması önemli.

TBMM'nin İsveç'in NATO üyeliğini oylaması süreci, bu 'yüksek bilgi alışverişi' ile doğru orantılı olacak gibi.

***

Netice, TBMM'den 'onay' kararı ihtimali yükselmiş görünüyor.

Bunda da İsveç'ten terörle mücadele konusunda atması gereken adımları 'Türkiye ile birlikte çalışarak' sağlamasına yönelik bir 'ikili süreç' oluşturulmasının etkisi var.

***

ABD yönetiminin defalarca reddetmesine rağmen, yeni F-16 alımı için ABD Kongresi'nin onayının İsveç sürecine bağlı olduğu anlaşılıyor.

***

Yol uzun.

Türkiye de elde edebileceğini 'en üst düzeyde' almaya çalışıyor, karşısındakiler de.

AKŞENER 'FİTNE' DEDİĞİ ŞEYLERİ SÖYLÜYOR

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçime kadar ittifak ortağı CHP'nin HDP ile ilişkisi sorgulandığında kızıyordu. HDP ve CHP ilişkisi hakkında konuşmamayı tercih ediyordu.

Ankara ve İstanbul belediye başkanlıklarının CHP adayları tarafından kazanılmasında 'pay' iddia ediyor, onları 'kendilerinden' sayıyor; onlara yönelik eleştirilere tepki gösteriyordu.

Seçimden sonra HDP/DEM için ve CHP ile ilişkileri için eleştirel açıklamalar yapmaya, daha önce kızdığı şeyleri kendisi söylemeye başladı.

Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanlarını 'korkak' ve 'kariyer sevdalısı' ifadeleriyle hedef aldı.

Henüz isim vermeden konuşuyor.

Ancak gidişat isimlere doğru...

Dün herkesin gördüğünü görmemiş miydi?

Sanmıyorum.

Ama onun da bir kariyer hedefi vardı.

Başbakan olacaktı!..

Evdeki, masadaki hesaplar çarşıya uymuyor...

KILIÇDAROĞLU EKİBİNİ TEMİZLEMEK!

CHP'den gelen haberlere bakılırsa, yerel seçimler, Özgür Özel'in eş başkanlığında, Kılıçdaroğlu döneminin belediye başkanlarını temizleme hazırlıkları yapılıyor.

Adana ve Mersin gibi 'zorunlu' haller dışında, CHP'nin 'kimi koysa kazanacağı' düşünülen belediyelerde Özel'e 'verilen' listedeki isimler aday gösterilecek gibi görünüyor.

Adayların Genel Merkez'den çok İstanbul'dan belirlendiğine dair bilgiler duydum.

Parti yönetimindeki tartışmaların medyaya daha fazla yansıması yakındır.

Kılıçdaroğlu da Ankara'daki ofisinde bu çalışmaları yakından takip ediyor. Ancak henüz bir tepki verilmiş değil...

CHP'de 'değişim' sloganıyla gerçekleşen genel başkan ve yönetim değişikliği HDP/DEM işbirliği dahil bir politika değişikliği yaratmadı.

Anlaşılan mevzu sadece genel başkan ve bütün ekibini değiştirmekti.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp