Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

27/12/2023

A4..

16 Mayıs 1919:

Mustafa Kemal Paşa'nın 9. Ordu Müfettişi olarak Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan Samsun'a hareket etme emrinin yazıldığı 'A4', Türk Milleti'nin geleceğini kurtardı.

***

22 Haziran 1919:

Amasya'da bir araya gelen askeri ve mülki erkan, Amasya Tamimi ile direniş hareketini bir 'A4' kağıtla başlattı:

"Vatanın tamamı, milletin istiklâli tehlikededir."

"Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır."

***

7 Ağustos 1919:

Vilâyât-ı Şarkıye Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi'nin çağrısıyla toplanan Erzurum Kongresi, milli kurtuluş mücadelesini dünyaya bir A4 kağıdıyla duyurdular:

"Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez."

"Kuva-yı Milliye'yi tek kuvvet olarak tanımak ve millî iradeyi hâkim kılmak esastır."

"Manda ve himaye kabul olunamaz."

***

11 Eylül 1919:

Sivas'ta toplanan halk temsilcileri, Amasya ve Erzurum'da alınan kararları teyit eden ve ilerisine geçen şu kararları da Sivas Kongresi Kararları olarak 'A4' kağıda yazdılar:

"İşgale ve özellikle vatanımız içinde müstakil birer Rumluk ve Ermenilik kurulmasına yönelik hareketlere karşı, Aydın, Manisa ve Balıkesir cephelerindeki millî cihatlarda olduğu gibi, elbirliğiyle savunma

ve direnme esası meşru kabul edilmiştir."

"Öteden beri aynı vatan içinde birlikte yaşadığımız, bütün gayrimüslim azınlıkların her türlü hakları bütünüyle mahfuz bulunduğundan, bu azınlıklara siyasi egemenlik ve toplumsal dengemizi bozacak imtiyazlar verilmesi kabul edilmeyecektir."

"Aynı amaç ve maksatla millî vicdandan doğan vatansever ve millî cemiyetlerin birleşmesinden oluşan genel topluluk 'Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti' adını almıştır. Bu cemiyet her türlü particilik akımlarından ve şahsi ihtiraslardan uzaktır ve arınmıştır. Bütün Müslüman vatandaşlarımız bu cemiyetin tabii üyeleridir."

***

28 Ocak 1920:

Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararlar, Osmanlı Hükümeti'ni seçime zorladı ve seçimlerde İstanbul'daki son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde çoğunluk Milli Mücadele yanlılarının eline geçti. Bu Meclis, işgalcilere ve vatan üzerinde işbirlikçi devletçikler oluşturma hevesine kapılanlara en güçlü kararlılık mesajını 'Milli Yemin' (Misak-ı Milli) ile verdi, bunu da bir 'A4' ile ilan etti:

"Osmanlı Devleti'nin, özellikle Arap çoğunluğunun bulunduğu ancak halen işgal altında kalan kesimlerinin geleceği, halklarının serbest oylarıyla belirlenir."

"Mondros Mütarekesi çizgisi içinde, din, soy ve amaç birliği bakımlarından birbirine bağlı olan, karşılıklı saygı ve özveri duyguları besleyen soy ve toplum ilişkileri ile çevrelerinin koşullarına saygılı Osmanlı-İslam çoğunluğunun yerleşik olduğu kesimlerin tümü, hiçbir nedenle, birbirinden ayrılamayacak bir bütündür."

"Batı Trakya'nın hukuksal durumunun belirlenmesi de, halkının özgürce açıklayacağı oya göre olmalıdır."

"İslam Halifeliğinin ve Yüce Saltanatın merkezi ve Osmanlı Hükümeti'nin başkenti olan İstanbul kenti ile Marmara Denizi'nin güvenliği her türlü tehlikeden uzak tutulmalıdır."

"Azınlıkların hakları, komşu ülkelerdeki Müslüman halkların da özdeş haklardan yararlanması beklentisi ile, bizce de benimsenip güvence altına alınacaktır."

"Siyasal, yargısal, parasal vb. alanlarda gelişmemizi önleyici sınırlamalara (kapitülasyonlar) karşıyız."

***

Bir A4, bir milletin azim ve iradesini temsil ediyorsa, sadece bir A4'ten ibaret değildir.

Tıpkı, inanç gereği olarak giyilen baş örtüsünün 'bir bez parçası' olmadığı gibi...

Tıpkı, bir milleti temsil eden ve rengini şehitlerin kanından, hilalini inancının yüceliğinden alan bayrağın 'bir kumaş parçası' olmadığı gibi...

(Not: Anılan kararların sadece önemli noktalarını yazıya alabildim, tam metinlerini lütfen internetten bularak okuyun.)

'KAĞIT'TAN ŞAHISLAR

'Terörle mücadelede birlik' bildirisini 'A4', başörtüsünü 'bez parçası', bayrağı 'kumaş'tan ibaret görenin;

Türkiye Cumhuriyeti kimliğini 'plastik kart';

Pasaportunu 'defter';

Diplomaları eczacı ruhsatı; milletvekili mazbatasını da 'kağıt'tan ibaret saymak gerekmez mi?

MİLLİ MÜCADELE'NİN DEMOKRASİ VE STRATEJİ DERSİ

Atatürk'ün Samsun'a çıkışıyla başlayan direniş örgütlenmesi, Amasya Tamimi ile ilan edilen 'Milli Mücadele' kararlılığı, Erzurum ve Sivas kongreleriyle 'milli irade' haline dönüştü.

Bu milli irade, İstanbul'u etkiledi ve Osmanlı yönetimini 11 Eylül 1919'da genel seçim kararı almak zorunda bıraktı.

Seçimde ağırlıkla milli iradenin adayları kazandı ve bu son Osmanlı Parlamentosu, Ankara'da Mustafa Kemal ve Heyeti Temsiliye üyeleriyle görüşerek, Misak-ı Milli'ye son şeklini verdi.

Böylece, Ankara'daki milli direniş hareketi, Misak-ı Milli'yi sadece kendisinin değil, aynı zamanda Osmanlı Devleti Parlamentosu'nun kararı haline getirdi.

O zor şartlarda bile böylesi bir strateji üretebilen, halkın iradesine bağlılığa dayalı demokratik bilinç ortaya koyabilen askerlere, bürokratlara, halk temsilcilerine bakın.

***

Osmanlı, 1900'lerin başında;

Yemen'den Libya'ya, Bağdat'tan Bosna'ya, Kars'tan Selanik'e kadar işgal edilmiş, yağmalanmış...

Donanması yok edilmiş, silahı mühimmatı tükenmiş....

Orduları olabildiğince 'iç cephe'ye çekilmiş.

Onlarca farklı ırk, gelenek ve dine mensup halkları, işgalci ve yağmacı baskısıyla İstanbul ve Anadolu'ya kitlesel göçe başlamış...

Topraklarından koparılmış, aç susuz bırakılmış, öldürülmüş...

Bu 'ahval ve şeraitte' dahi dönemin 'son büyük Türk devleti' olan Osmanlı, dünya tarihine zeka, strateji, inanç ve kararlılık abidesi olarak geçen bir kurtuluş mücadelesi verecek paşaları, valileri, kaymakamları yetiştirmiş.

Bu kararlı liderliği gördüğünde arkasında 'birleşen' bir 'millet' oluşturmuş.

***

Allah rahmet etsin...

Allah bizlere de onlara layık bilinç/şuur nasip etsin...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp