Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

19/12/2023

ABD'nin büyük savaşı Çin'le olacak

2008 yılıydı, Washington'da bir turistik eşya mağazasında ABD bayraklı, Washington temalı ürünler, ABD başkanları ve o dönem başkan adaylarının biblolarını incelerken, yaka rozetleri dahil hepsinin arkasında 'made in China' etiketlerini görünce, kırık İngilizcemle satıcıyla şöyle bir sohbet yaptık:

- Bunların hepsi Amerika hatırası...

- Evet..

- Ama hepsi Çin malı!

- (Gülümseyerek) Evet...

- Şu küçücük ABD bayraklı rozette bile...

- (Arkasını göstererek) Sadece bende yok o etiket!

***

13 yıl sonra, 2021'de ABD'ye teknoloji amaçlı iki ziyarete katıldım.

Silikon Vadisi'nde, bir araştırma kuruluşu yetkilisiyle aramızda şöyle bir konuşma geçti:

- En çok hangi ülkelerden buraya yatırım ve araştırmacı geliyor?

- Uzakdoğu, Hindistan, Avrupa...

- Çin de dahil mi?

- Çinliler artık tercih edilmiyor.

- Ambargo mu var?

- Ambargo yok ama...

Daha sonra gittiğim Las Vegas'taki Tüketici Elektroniği Fuarı'nda (CES) sordum;

- Çin markaları neden yok?

- Sadece ABD'de televizyon üreten bir Çin ortaklı şirket var.

- Popüler cep telefonu, bilgisayar, ev aletleri şirketleri?

- Hiçbiri fuara alınmadı...

***

Nedeni çok açık:

Çin, 1990'lardan itibaren ucuz üretim ve hammadde bolluğu ile Batı'nın geliştirdiği teknolojinin 'üretim üssü' haline geldi.

Ardından ticari gemi filosunu büyüterek, ürettiği malların taşımacılığında da söz sahibi oldu.

Bu gücünü, ticaret yolları üzerindeki ve hedef pazar ülkelerdeki önemli limanların işletme haklarını alarak pekiştirdi.

'Geri alamayacağı kredilerle' Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde 'en büyük yabancı yatırımcı' haline geldi, kritik limanlar, maden imtiyazlarını aldı.

Dahası, en önemli ticaret yolu olan Kızıldeniz girişindeki Cibuti'de bir askeri üs inşa etti.

Deniz yoluna alternatif olarak Asya-Avrupa hattında kara/demir yolunu öngeren 'kuşak-yol projesi'ni başlattı.

***

ABD bu aşamada 'uyandı'...

2016 sonunda ABD Başkanı seçilen Donald Trump, Ocak 2017'de Çin ürünlerine ek gümrük vergileri getirdi, dünya çapındaki müttefiklerini de ambargoya teşvik etti.

Ticaret savaşı başladı.

***

Açık-örtülü ambargolar başta sanayi ürünleri ve hammaddeye yönelikti, daha sonra Çin'in işlettiği limanlar ve teknoloji ürünleri, yazılımları da hedef alındı.

Zira Çin, süper bilgisayarlar, dijital iletişim, kontrol ve yönetim sistemleri teknolojilerinde gelişti ve fiyat avantajı ile birçok ülkenin dijital altyapısına girmeyi başardı.

***

Kendinizden pay biçin:

40 yıl öncesine kadar evimizdeki radyo, teyp, işyerimizdeki bilgisayar, altımızdaki araba Amerikan veya Avrupa malıydı.

80'lerde elimizdeki 'walkman'lar, evimizdeki televizyon, masamızdaki bilgisayar, altımızdaki araba 'Japon malı' oldu.

2000'lerin başından itibaren bütün bunlar yerlerini Güney Kore ürünlerine bıraktı.

Bugün ise -cep telefonları ve iletişim sistemleri dahil- Çin malları popüler.

***

ABD, dünyayı Çin'e karşı uyardı:

- Ucuz üretimle diğer ülkeleri ithalat cennetine çeviriyor, üretim ve istihdamı tehdit ediyor.

- Deniz ticaret filosu ve ticaret yolları ile hedef pazarlarda aldığı kritik limanlarla deniz taşımacılığını kontrol ediyor, fiyatları belirliyor.

- Yoksul veya gelişmekte olan ülkeleri, dijital ve fiziki altyapı kredilerle borçlandırıyor, karşılığında kritik madenler ve enerji kaynakları başta olmak üzere ekonomik imtiyazlar alıyor, bu ülkeleri ekonomik ve siyasi alanda bağımlı hale getiriyor.

- Başta ticaret yolları olmak üzere stratejik noktalarda deniz aşırı askeri üsler inşa ediyor, askeri ittifaklar yapıyor.

- Askeri işbirliği yaptığı ülkeleri savunma sanayiinde kendine bağımlı hale getiriyor.

- Dijital altyapıda kullandığı donanım ve yazılımlarla devletlerin güvenlik bilgilerine, ticari şirketlerin, bankaların faaliyetlerine, araştırma-geliştirme çalışmalarına erişebiliyor.

- İletişim sistemleri, cep telefonu, bilgisayar, tablet gibi mobil cihazlar ve sosyal medya uygulamaları ile halkların kişisel verilerini toplayabiliyor, kişiselleştirilmiş propaganda yayınlarıyla etkileyebiliyor, yönlendirebiliyor.

***

Bu liste size de tanıdık geldi değil mi?

ABD ve Avrupa, bugüne kadar Türkiye dahil tüm ülkelere karşı hoyratça kullandığı yöntemler kendisine karşı kullanılınca dünyayı ayağa kaldırdı!

***

ABD ve sözünü dinleyen ülkelerde Çin şirketlerine verilen limanlar, imtiyazlar geri alınıyor. Çin teknoloji şirketleri dijital altyapı ihalelerine sokulmuyor. Çinli öğrenci ve araştırmacılara kapılar kapatılıyor. Çin teknoloji ürünlerinin satışına açık-örtülü ambargolar konuluyor. Birçok Batılı ülkede, resmi kurumlarda çalışanların Çin cep telefonları ve uygulamalarını kullanmaları yasaklandı.

***

ABD'nin bugün sıcak savaşı Rusya ile...

Ama gelecekte 'büyük savaşı' Çin ile olacak.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın "Filistin'de İsrail sorunu" için söylediği gibi 'büyük bir barış' olamaz mı?

AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala'nın patent sahibi olduğu ifadeyle cevap vereyim:

"Mümkün ama muhtemel değil."

Çünkü ABD, karşılıklı çıkarları müzakere ederek uzlaşma arayan bir ülke değil.

Baskıyla, kuşatmayla, işbirlikçi ve güç kullanımıyla dediğini yaptırma politikasında ısrar ediyor.

Avustralya, Japonya, Güney Kore ve Tayvan'dan sonra Filipinler'de askeri üsler kurdu.

Vietnam'la görüşmeler yapıyor. Çin Denizi çevresini kapatıyor.

Kendi ordusuyla doğrudan sıcak savaşa girmekten kaçınır.

Ama Çin'in hak iddia ettiği Tayvan'ın geleceğin Ukraynası olması 'hem mümkün hem muhtemel'...

Savaşın maliyeti de -bugün Avrupa'ya yüklendiği gibi- ABD'nin uzakdoğulu müttefiklerine yüklenir...

PEKİ NE YAPACAĞIZ?

'Dinsizin hakkından imansız gelir' diyerek birbirlerini yemelerini mi izleyeceğiz?

Hayır.

Bu vesileyle, dijital altyapımıza giren Batılı teknoloji şirketlerinin 'bilgi toplama' amacıyla; kredilerin, savunma ilişkilerinin bağımlılık amacıyla kullanıldığını anlamayan artık kalmamıştır.

Yanına bir de Çin'i eklemenin manası yok.

Facebook nasıl veri topluyorsa, TikTok da aynısını yapıyor.

Kredi kartı sistemleri nasıl finansal veri topluyorsa, bugünün dijital ödeme sistemleri aynı şekilde veri topluyor.

Çin şirketleri de doğrudan veya dolaylı olarak yeni nesil dijital ödeme sistemlerine ortak oluyor, satın alıyor.

ABD, Avrupa menşeli yazılımlar, işletim sistemleri, uygulamalar nasıl veri topluyorsa, Çin menşeli olanlar da aynısını yapıyor.

***

Devlet, kurumlar, üniversiteler, şirketler, bankalar vb, madencilikte, enerjide, teknolojide, tarım ve sanayi üretiminde, taşımacılıkta ve para politikalarında 'en kötü senaryoya' göre hazırlık yapmalı.

TROY ARTIK ULUSLARARASI OLMALI

Türkiye, kredi kartı kullanımında dünyada 26 veya 27. sırada.

82 milyonluk nüfusu ve 50 milyon turisti ile 'pazar' olarak daha üst sıralarda.

Düşünün; bütün alışverişlerinizi bilen biri hakkınızda neler biliyordur?

Harcamalarınızdan, gelecekteki alışverişleriniz tahmin edilebilir.

Hammadde, makine, teknoloji ekipmanı, yazılım satın almalarınızdan, yatırım, üretim ve satış planlamanız ortaya çıkar.

Ödeme düzeniniz, ekonomik kırılganlıklarınızı ele verir.

Vb...

Türkiye'nin küresel kart sistemlerine alternatif olarak ürettiği ödeme sistemi Troy, bugünlerde ilgi görmeye başladı.

Ancak sadece Türkiye'de kullanımının yaygınlaşması yeterli değil.

Uluslararası kullanımının olmaması ciddi bir konu.

Bu yüzden yakın gelecekte yaygın küresel kart sistemleriyle işbirliğine gidilebilir.

Aynı şey, internetten alışverişlerde kullanılan dijital ödeme sistemleri için de geçerli.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp