'Kâğıt ile kalemin ilk teması bir nokta ile başlar... Bir çizgi çizdin; ömür boyu çizdin, çizdin... Nihayetinde son temas da bir nokta ile biter.
Kalemin kâğıt ile işi bittiğinde (tamamlanmış olan) eser, ilk nokta ile son nokta arasındaki noktalardan ibarettir'
Hasan Aycın, bu cümlelerle çizgi sanatını anlatırken adeta insanın doğumundan ölümüne varlık serüvenini de tefsir ediyor. Öyle ya insan ana rahminde bir nokta iken dünyaya geliyor; günler, aylar, yıllar birer nokta gibi geçiyor, nihayetinde geldiği yere, toprağın rahmine dönüyor.
Bize sayısızmış gibi gelen, ama kesinlikle sayılı olan günlerden (noktalardan) oluşan bir kompozisyondur ömür dediğin...
'Bu kompozisyonu hür irademizle (güya) biz çiziyoruz ama hiçbir zaman ilk noktadan son noktaya hesaplı gitmez işlerimiz... Bilgisayar kafasıyla şöyle yapacağım ve böyle sonuç alacağım diyemeyiz... İlk ve son nokta arasında vücut bulan eser kişiyi heyecanlandırıyorsa eğer, devreye hayranlık girer. Sanatçı 'hayran' kişi demektir, hayrettedir' diyor usta sanatçı...
'Bir sanatçı şaşırmıyorsa, hayret etmiyorsa yapamaz...'
Bu satırları yazdıran Hasan Aycın'ın çizgi serüvenini konu alan 'Çizgizar' adlı belgesel oldu.
Aycın'ın sanat hayatından, sanat anlayışından kesitler sunan belgeseli Sadık Battal hazırlamış. Belgeselde Hasan Aycın'ın konuşmaları üzerine, sanatçının eserleri yansıtılıyor. Yer yer çizgilerin arka planları hakkında açıklamalı bilgiler veriliyor, anekdotlar, hatıralar aktarılıyor.
Aycın, çizgi sanatında kendine has bir yol açan, açtığı bu yolda hem kendini, hem görenleri hayrete sürükleyen bir sanatçı. Oysa çizer olarak ne bir yetiştireni oldu, ne de bir resim öğretmeni... O sadece kendi ifade tarzını bulduğu yer olarak belledi noktalar evrenini.
İnsanı hayrete düşüren, düşüncelere sevk eden akl-ı selim çizgileri yıllar yılı edebiyat dergilerinin kapaklarını ve sayfalarını süsledi. Sanatına, derviş meşrep şahsiyetine şiirler ithaf edildi. 24 civarında albümü yayınlandı. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü'ne layık bulundu. Çizgileri ve sanat anlayışı üzerine kitaplar yazıldı. Adından 'çizginin piri' olarak söz edildi.
Burada Hasan Aycın'ı anlatmak haddim değil ancak onun adına yapılan iki güzel işin ilkinden zaten bahsetmiş oldum; Çizgizar belgeseline bir yerde rastlarsanız, izlemeyi ihmal etmeyin.
Gelelim ikinci güzel işe... Dediğim gibi Hasan Aycın'ın çizgileri yıllar yılı edebiyat ve düşünce dergilerinin sayfalarını süsledi... Kahramanmaraş merkezli Yitiksöz dergisi de işte yeni sayısında Hasan Aycın'ın çizgisiyle karşılıyor okurunu... Deprem üzerine çizmiş usta sanatçı. Her zamanki gibi bir çizgiye bin söz sığdırmış.
Duran Boz'un genel yayın yönetmenliğinde çıkan Yitiksöz en hacimli sayısıyla okur karşısında. Dergi tam 408 sayfa. Kalınca, kitap boyutunda...Sayfaların yarısı depreme, diğer yarısı ise Hasan Aycın'a ayırılmış.
Cahit Koytak'tan Emine Batar'a, Mehmet Narlı'dan Arif Ay'a, dile kolay, 130 civarında isim Yitiksöz'de toplanmış.
Dergide 16 sayfalık Hasan Aycın röportajı da var. Mehmet Narlı ve Sercan Ceylan usta sanatçıya sorular yöneltmiş. Çocukluğuna, çizgi dünyasını etkileyen unsurlara ve sanat anlayışına dair belgesel niteliğinde bir söyleşi...
Yitiksöz'den arşivlik bir sayı...
İyi okumalar.
