Top
27/02/2024

Kudüs'ün nefes aldığı fotoğraflar

'Hristiyan inancına göre Hz. İsa kendisini çarmıha germeye götüren kalabalığın içinde bir an durmuş ve arkasından ağlayan Kudüs kadınlarına seslenmişti. 'Kudüs'ün kızları! Benim için ağlamayın. Kendiniz için ve kendi çocuklarınız için ağlayın!' Bunları söyledikten sonra Hz. İsa kendisinden sonra şehri ne büyük felaketlerin beklediğini anlattı onlara.

Bu hadise gerçekten vuku bulmuş muydu, ne şekilde vuku bulmuştu, bilemeyiz. Ancak bir Türk subayı Kudüs'ü terk ederken buna benzer bir konuşmayı yapmış olsaydı bu tam da yerinde bir konuşma olurdu. 400 yıl süren barış ve sükunet ortamından sonra Kudüs yüz yıla yakın bir zamandır ağlıyor.'

1 Ocak 1909'de Kudüs sokaklarında çekilmiş bir fotoğrafa bakıyorum. Duvar taşlarına güneş vurmuş, yarı gölgeli, dingin bir sokak... Yaşmaklı bir kadın, arkada bir şeyler taşıyan adam... Muhtemelen huzurun son karelerindan biri...

Bir başka fotoğrafa bakıyorum... Hz. İsa'nın birkaç kez yere düşüp de annesi Hz. Meryem ile göz göze geldiği Meşakkat Yolu... Osmanlı döneminde Hristiyan hacıların bir kısmı bu yolda diz üstü sürünerek ilerlemeyi tercih edermiş.

İşte bir çeşme fotoğrafı... Değil, sebil bu... İmbiğinden sadece su değil koskoca bir tarih akıyor... Taşlarının bir kısmı Haçlı döneminden, bir kısmı Emevilerden, su yalağı ise muhtemelen bir Bizans lahdinden alınma... Mahkeme Kapısı Sebili, Kanuni Sultan Süleyman'ın Kudüs'te yaptırılmasını emrettiği dokuz sebilden biri. Osmanlı erken dönem taş işçiliğinde eski binalardan alınan taşların kullanılması yaygındı. Öyle bir medeniyet ki taşı bile koruyor, yaşatıyor, dönüştürüyordu. Şimdiki İsrail devletinin yakıp yıkan, yok eden, küle çeviren, kabirleri bile bombalayan Vandal tutumundan eser yoktu.

Albümdeki fotoğraflara baktıkça insanın içi burkuluyor; Kudüs'ün esenlik dolu yıllarının son karelerinde kimler, neler yok ki...

Kar altındaki Hanka Cami Yokuşu'na bakın... Bu cadde Kudüs'ün Hristiyan mahallesinin kalbine ulaşıyor. Yolun sonunda Katoliklerin merkezi Terra Sancta Kilisesi, Rum Ortodoks Patrikhanesi ve Hristiyan Caddesi var. Fotoğrafa bir de Selahattin Eyyubi'nin yaptırdığı Hanka Cami'nin silüeti düşmüş. Kudüs her inancı bağrına basmış.

Bütün bu fotoğraflara 433 sayfalık hacimli bir albümden bakıyorum. Eserin büyük kısmı 2. Abdülhamit döneminde çekilen Yıldız Fotoğraf albümlerinden alınmış özel koleksiyonlardan oluşuyor.

Yeni yayınlanan 'Fotoğraflarla Osmanlı Döneminde Kudüs' albümünün içinden zarif bir de mektup çıkıyor; Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu imzalı... 'Sizleri Kudüs'te hayal gibi bir yolculuğa çıkarıyor ve bu kutsal şehrin huzur dolu atmosferiyle baş başa bırakıyorum' diyor.

Sayfaları çevirdikçe insan gerçekten zaman tünelinde bir yolculuğa çıkmış gibi hissediyor.

'Eserin sunuş yazısını da IRCICA Genel Direktörü Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç yazmış' dersem, albümün IRCICA ve Esenler Belediyesi işbirliğiyle yayınlanmış olduğunu da kaydetmiş oluruz.

Kitap (albüm) 11 bölümden oluşuyor. Tarihi ve kutsal mekânları, sokakları, insan çehreleriyle yaşayan bir Kudüs var karşımızda... Fotoğraflara eşlik eden anekdotlar, tarihi arka plan bilgileri ve detay notlarla ilerleyen sayfalar arasında kaybolmaktan insan kendini alamıyor; sanki çevrilen her sayfada kutsal şehrin bir başka köşesini arşınlıyorsunuz.

Son sayfayı çevirdiğinizde ise günümüz gerçeklerine dönmek, Gazze'yi kan gölüne çeviren bombaların hiç susmadığını bilmek ne acı.

Kudüs ve Filistin'in 1917'de Müslümanların elinden çıkmasıyla beraber gelinen noktaya sancılı bir yürekle, acılı gözlerle şahitlik ediyoruz.

Bir zamanlar sokaklarına bütün dünyayı, dinleri, dilleri sığdıran Kudüs, bugün, haçlı zihniyetin göz yummasıyla birlikte, barbar İsrail'in elinde kan ağlıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp