Top
17/02/2024

Burası Cennet Olmalı

Son dönem biçimsel sinemanın en iyi örneklerinden, Elia Süleyman'ın özgün filmlerinden biri: Burası Cennet Olmalı...

Filistin sineması denince akla ilk gelen isimlerden biri olan Elia Suleyman, mizansenlerle bezeli bu filmde seyirciyi Filistin, Paris ve New York sokaklarında gezdirirken kültürel farklılıklara, toplumsal davranışlara, eğilimlere dair mizahla harmanlanmış bir bakış açısı sunar.

Büyük ölçüde görselin gücünü konuşturan filmde neredeyse hiç diyalog yok. Filmin yazarı, yönetmeni ve başrol oyuncusu Süleyman, olaylar karşısındaki şaşkınlığını sadece mimik ve jestleriyle ifade eden bir gözlemci konumundadır.

2019 yapımı filmde, yazdığı bir senaryoyu uluslararası yapımcılara gösterebilmek için çıktığı yolculukta şahit olduğu insan ve şehir manzaralarına tanıklık ederiz. Farklı toplumsal davranış modellerine, kültürel farklılıklara dair mizahi bir bakış açısı sunan bir film var karşımızda.

Burası Cennet Olmalı, izlemesi kolay, sade olmakla birlikte alt metinlerinde sayfalar dolusu sosyolojik gözlemler içeren katmanlı bir eser. Sadelik içinde seyirciye bunca şey aktarabilmek ise yönetmenin ustalık gösterisi olsa gerek.

Filmin bir önermesi de şu olabilir... Dünyada cennet diye bir yer yoktur zira her toplumun, her medeniyetin insanı tabiatından koparan, özünden uzaklaştıran kara delikler mevcuttur.

Mesela Amerikan toplumundaki silahlanma yarışına trajikomik bir gönderme yapar Süleyman.

Sokakta, çarşıda, pazarda, market alışverişinde bütün insanlar, çocuklar dâhil, belinde tabanca, elinde bombalarla, uzun namlulu silahlarla, roketlerle dolaşır mesela...

Bu mizansenler elbette bir abartı sanatıdır ve bazen bir meseleye dikkat çekmek için abartıya başvurmak kadim bir eleştiri geleneğidir...

Trajikomik haller ve paradokslarla dolu filmde, yönetmenin Filistin'deki komşularıyla başlayan garip durumlar silsilesi, Paris ve New York sokaklarında yerini daha büyük "anormalliklere" bırakır.

Kültürlerin karşılaşması niteliğindeki filmde, farklı toplumsal davranış kalıpları, anormallikler, aşırılıklar, tezat durumlar, adeta bir karikatür nesnesine dönüşür.

Filmin bir sahnesinde çorba kuyruğuna girmiş yoksul insanlar kadraja girerken, az ötede, lüksün ve ihtişamın göz kamaştıran resmigeçidine tanıklık ederiz.

Yönetmen tüm bu olup bitenleri hayret dolu gözlerle izlerken sıklıkla ellerini ardında kavuşturur. Bu hareketiyle Elia Süleyman, meşhur çizgi karakter Hanzala'ya şık bir gönderme yapar gibidir.

Filistinli sanatçı Naci El Ali'nin çizgi karakteri Hanzala'yı hatırlayalım: Ellerini ardında birleştirmiş, zalim dünyaya karşı sırtını dönmüş, yüzü görünmeyen bir çocuktur Hanzala.

Velhasılı kelam, tahakküm, kısıtlanma, kontrol altında tutma gibi durumların sadece belirli toplumlara has olmadığını, aksine her toplumda farklı ölçeklerde de olsa yaygın olduğunu gösteren bir film Burası Cennet Olmalı. Pürüzsüz bir toplum bulmak pek mümkün olmasa gerek. Sonuçta nereye gitsek kendimizi de götürürüz.

Elia Süleyman da dönüp dolaşıp Filistin'e, evine geri döner. Ve hayat kaldığı yerden devam eder.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp