Top
05/03/2024

Dizilerde yaprak dökümü

Türkiye dizi ihracında (dünya genelinde) hatırı sayılır bir yere sahip. Bir dönem ABD'den sonra en çok dizi ihraç eden ülke konumundaydık.

Hala aynı sıralama korunuyor mudur?

Ancak şu da var ki son dönemde pek çok dizi erken final yapmak zorunda kalıyor. Başlamasıyla bitmesi bir olan yapımlar olduğuna göre içerik üretiminde işler pek yolunda gitmiyor anlaşılan.

Ne yazık ki diziler orjinallikten uzak. Yapım şirketleri genellikle klişelere yaslanıyor. Başrole popüler güzel bir kız, yakışıklı bir oğlan koyunca bu iş olur zannediliyor ancak o da bir yere kadar.

Son dönemde (reyting alamadığı için) seyircisizlikten erken final yapan diziler mezarlığında döndü ekranlar.

Mesela Alp Navruz'lu Sinem Ünsal'lı 'Senden Önce' adlı dizi daha üçüncü bölümde final yapmak zorunda kaldı.

Now TV'nin yeni dizisi Kopuk için de çok geçmeden kötü haber geldi. Kaan Yıldırım, Biran Damla Yılmaz'ın başrollerini üstlendiği dizinin ömrü beş bölümlük oldu.

Yılmaz Erdoğan adına büyük bir talihsizlik ki İnci Taneleri pavyon sahneleri ile konuşuldu. Çoluk çocuğun ekran başında olduğu bir saatte yayınlanan ve pavyon ortamını oturma odalarına sokan dizi en çok bu 'edepsizliğiyle' konuşuldu.

Şimdilik Kızıl Goncalar, Kızılcık Şerbeti gibi 'mütedeyyin' karakterlere 'takılan' diziler iş yapıyor görünüyor. Bakalım onların modası ne zaman geçecek.

Ancak şurası kesin, diziler aynı fabrikadan çıkmışçasına birbirine benzemeye başladıkça kan kaybetmeye devam edecek.

Bu arada TRT1'in yeni dizisi Mehmed: Fetihler Sultanı büyük bir prodüksiyon, ciddi bir iş... İlk bölümde, özellikle sanat yönetimiyle, göz doldurduğunu söyleyebilirim.

Başrol oyuncusu Serkan Çayoğlu belli ki rolünün hakkını vermeye çalışıyor. Bununla beraber ünlü oyuncu 36 yaşında. Fatih Sultan Mehmet tahta geçtiğinde 19 yaşında, İstanbul'u fethettiğinde ise 21 yaşındaydı. 36 yaşındaki oyuncuyu 19'luk delikanlı olmaya niye zorladılar acaba? İşte yine klişeler, alışkanlıklar devreye giriyor...

Ah bir de Can Atilla'nın müzikleri var ki dizinin her karesine bolca boca edilmiş. Bangır bangır... Tamam, 'ver coşkuyu' babında dramatik etkiyi artırmak için müzik kullanmayanı dövüyorlar; ama 'bu kadarı da fazla' dedirtiyor...

Neyse, diziler faslını kapatalım da önemli bir sinemacımızın anma etkinliğini haber verelim.

Halit Refiğ, fikir ve estetik planda Türk sinemasına 'değer' katan yönetmenler kuşağının önde gelen isimlerinden.

"Gurbet Kuşları", "Hanım", "Bir Türk'e Gönül Verdim", ve "Karılar Koğuşu"nun da aralarında bulunduğu çok sayıda filmin yönetmenliğini ve senaristliğini yaptı.

Ulusal Sinema Kavgası adlı kitabın yazarı...

İlk defa, 1971 yılında Hareket Yayınları arasında yayınlanan Ulusal Sinema Kavgası, sinemamızın meselelerini inceliyor, fikir ve sanat hayatımıza sentezler getiriyor, Türk kültürü içinde sinemamızın meselelerini gerçekçi bir gözle inceliyordu.

Usta yönetmen yaşasaydı 90 yaşında olacaktı.

Ama unutulmadı; sinemamızda ulusal kimlik arayışlarının öncü isimlerinden olan Refiğ, doğumunun 90. yılında Zeytinburnu'nda düzenlenen bir panelle yad edilecek. Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde bugün saat 16:00'da gerçekleşecek panele yönetmenin eşi Gülper Refiğ'in yanı sıra Ali Saydam ve Hülya Koçyiğit konuşmacı olarak katılacak.

Usta yönetmen aynı günün akşamında ise Yeşilköy 2001 Koleji'nde de anılacak. Buradaki etkinlikte yine Gülper Refiğ ile birlikte sanatçının dostları Doğan Hızlan, Orhan Gencebay, Nilüfer Aydan, Perihan Savaş, Meral Orhonsay ve Hülya Koçyiğit konuşma yapacak.

Etkinlik kapsamında "Hanım" filminin gösterimiyle beraber Halit Refiğ'in film afişleri ile film karelerinden oluşan sergi de ziyaretçilerin beğenisine sunulacak.

Türk sinemasının Refiğ gibi fikir ve değer üreten yönetmenlere ihtiyacı var.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp