Top
Ünal Bolat

Ünal Bolat

unal.bolat@tg.com.tr

15/10/2008

Aslında o yolcudan şüphelenmiştim ama...

Ben yirmi yıllık bir taksi şoförüyüm. Çok sıkıntılarımız oldu şimdiye dek. Çok kararların muhatabı olduk. Ama şu korsan taksiler yüzünden gece tarifemizin kaldırılacak oluşuna üzülüyorum. Yok, paramıza kesik atılacağı değil. Beni kahreden korsan denilen, yani kanunsuzca kurulan, taksi duraklarına engel olamayan biz ticari taksiciler bula bula çare olarak gece tarifesinden taviz vermeyi bulmuşuz. Bir kısım arkadaşlar diyor ki: "Ya buna gerek yok. Müşteri rica ettiğinde biz geceleri bile zaten gündüz tarifesinden açıyoruz..." Yok arkadaş... Ben başımıza ne gelirse kurallara uyulmamasından geldiğini savunuyorum. Bu vesileyle de üç sene önce başımdan geçen bir hatıramı ve başıma geleni sizinle paylaşmak istiyorum... Bir gece vaktiydi... Artık duraktan ayrılmış, müşteri falan da bulamazsam eve gitmeye niyetlenmiştim. Bir müddet sonra bir vatandaş el kaldırdı. -Abi müsait misin? -Buyur kardeşim... Bindi arabaya, hareket ettim. Bu arada da istikameti sordum. Cevap verdi gayet normal bir şekilde: -Şu ileride bir iş hanında bagajım var. Harem Otogarı'na filanca firmanın yazıhanesine gideceğim. Yönümüzü hana çevirdik. Bu arada kendisi, yaptığı ticaretten de bir iki kelime bahsetti. Deri işiyle uğraşıyormuş. Sıska, kara kuru bir arkadaş. Fazla muhabbet etmeye gerek kalmadan, bahsettiği hanın önüne geldik. Anahtarıyla hanın kapısını açtı. Bir yolcu için haylice fazla olan çuvallarını ıhlaya tıslaya taksiye taşımaya başladı. Arada bir de çevresine bakınıyordu. Gözümle yolcuyu takip ediyordum. Ama tedirgin halde de olsa bagajı yükledikten sonra yine anahtarıyla hanın kapısını kilitleyip taksiye yöneldi. O esnada o civarda birisiyle de isim vererek selamlaşınca oralı olduğunu anlayıp biraz rahatladım. Dedim ki: -Bu bagaj yolcu için fazla. Ayrıca bagaj parası vermen de lazım. -Ya abi, zaten az sonra gece tarifesine gireceğiz. Bir de bagaj parası... -Bu böyle kardeşim. Madem ticaret yapıyorsan benim isteklerimin de ticari olduğunu anlarsın. "Neyse, tamam!" dedi. Taksinin hem arka bagaj kısmında hem üstüne bağlı çuvallarla hareket ettik... Yol boyu pek konuşmuyordu. Düşünceli bir hâli vardı. Kendi mesleğiyle ilgili öylesine sorularıma da tuhaf cevaplar veriyordu. Yani, doğrusu şaşırmış hatta şüphelenmiştim bile... Ama ortada net bir tezat görmediğim sürece müşteriyi zanlı sayamazdım. Müşteriyi sözünü ettiği firmanın terminaline bıraktım. Taksi ücretimi nizami olarak gece tarifesi üzerinden aldım. Bir de yük parası aldım. "Sana hayırlı yolculuk, hayırlı işler" diyerek ayrıldım. Gece yarısı olduğu için başka bir müşteri falan aramak yerine doğruca eve gittim. Ertesi sabah durağa gittiğimde gördüm ki durakta bir polis otosu duruyor. Başında da iki polis var. "Tamam!" dedim. Bu memurlar, benim için geldi... Hem de dün taşıdığım yolcuyla alakalı..." İçime doğdu ama nihayetinde gerçek az sonra anlaşılacaktı. Taksimi sıraya park edip, durağa yaklaştığımda diğer taksici arkadaşlar, "İşte geldi" dediler. İçime doğanın gerçek olduğu ve polislerin benim için geldiği anlaşılmıştı. Selam verdim. Yanlarına gittim. Baktılar ki iyi niyetli bir durum takınıyorum herhangi bir cebri muameleye gerek duymadılar: -Şu plakalı taksi şoförü sen misin? -Evet. -Dün gece, filan yerden Harem'e yolcu taşıdın mı? -Evet. Aynı anda içim "cızz" etti. -Bizimle karakola kadar geliyorsun. Bu arada arkadaşlar olaya müdahil oldular. -Memur bey, arkadaşımızın başına bir iş gelmez değil mi? -Biz bilemeyiz. Karakolda yapılan soruşturma belirler. Taksi durağının sahibi, "O halde ben de geleyim sizinle" dedi. Yol boyu dua ediyordum. "Allah'ım, çoluk çocuğuma acı... Bir iftiraya kurban gitmekten muhafaza eyle. Sen bize yardım et!.. (Devamı yarın) >> Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp