Top
30/10/2023

İkinci Yüzyıla “Merhaba” dedik

Cumhuriyet karşıtlarına cevap olarak halk dün Ata'sına koştu.

Cumhuriyet'in sahipsiz olmadığını hep bir ağızdan haykırdık, ciğerlerimizdeki son nefese kadar “Yaşasın Cumhuriyet” diye bağırdık.

Gönül isterdi ki, bu coşkuya iktidar da katılsın, devlet kurumlarımız da tüm gücüyle unutulmaz bir 100. Yıl programı gerçekleştirsin, Atatürk ve Cumhuriyet sevgisini doruğa tırmandırsın…

Fakat olmadı, devlet pasif kaldı. Milli bayramların sönük geçmesi nedense iktidarı memnun ediyor.

Oysa bugün, devletin en üst kademesinden, en alt kademesine kadar (Atatürk'ü anmayı lüzumsuz bulan Diyanet İşleri ve TRT dahil) varlıklarını Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet idaresine borçludur.

Cumhuriyet olmasaydı, bunların hiçbiri o makamları göremeyecek, en büyüğünden en küçüğüne kadar tamamı sıradan vatandaşlar olarak hayatlarını sürdürecekti.

★★★

Dün tüm kentlerimizde insanlarımız 7'den 70'e sokaklara döküldü, pencereler, balkonlar, caddeler kırmızı-beyaz oldu, her yerde bayrağımız dalgalandı.

Halk, akın akın Anıtkabir'e koştu. Birlik ve beraberlik içinde Cumhuriyet'in, Türkiye'nin, Türk olmanın gurunu yaşadık.

Cumhuriyet ve Atatürk'le hesaplaşmayı hedef edinen ve elindeki devlet gücünü bu amaçla kullanan iktidarın tutumu ters tepti, herkesi âdeta kenetleyerek milleti birbirine daha çok bağladı.

İnsanlarımız evlerini, işyerlerini ve sokakları Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle doldurarak “İkinci yüzyıla merhaba” dediler.

★★★

Sivil toplum örgütleri, dernekler, sendikalar, öğrenciler, yayın organları, Cumhuriyete sırt dönmüş siyasilere ciddi bir mesaj verdi:

“Cumhuriyetimiz sahipsiz değildir.”

Gün boyu hep bir ağızdan marşlar söylendi, sloganlar atıldı.

İnancımız odur ki, Cumhuriyet sonsuza kadar yaşayacak ve biz Atatürk'ün gösterdiği uygarlık yolunda yılmadan ve hiç durmadan yürümeye devam edeceğiz.

El ele, kalp kalbe, sonsuz bir sevgi ve minnetle haykırıyoruz:

“Yaşasın Cumhuriyet”

“Bomba seslerini ninni diye dinledik!”

Atatürk eğer Kurtuluş Savaşı'nı kazanamasaydı Türkiye'nin hali bugünkü Filistin gibi olur, Gazze gibi, ülkemizde büyük dramlar yaşanırdı.

Filistin ve Gazze'nin haline bakıp bizi bağımsızlığa kavuşturan Atatürk'e şükran duygularımızı dile getirmeliyiz.

Düşmanın dini-imanı, Tanrı'sı yok. Onlar acımasızca öldürmeyi biliyorlar!

★★★

İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Barış Bulunmaz, Gazzeli çocuklar hakkında yazdığı “Benin Adım Çocuk” adlı şirini bana gönderdi.

Gazze'de yaşanan vahşetin masum çocuklar üzerinde yarattığı etkiyi anlatan şiiri okuyalım:

Siz hiç bilir misiniz?

Ne demektir Gazze'de çocuk olmak?

Bomba sesleriyle uyumak, uyanmak, ağlamak, korkmak…

Çaresizliğin içinde çare aramak, umutsuzluğun içinde çocuk  kalmak…

Ben hiç çocuk olamadım…

Gözümü dünyaya açtığımda da, ilk yaşımı aldığımda da, altı yaşına geldiğimde de…

Babamı annemi ve kardeşlerimi de fazla tanıyamadım…

Sadece onların arkasından ağladım…

Oyuncağım da olmadı benim hiç…

Silahlar, bombalar ve tüfekler elimize verildi, oyuncaklar yerine…

Belki de tek oyuncağımız onlardı…

Kuş sesi, ninniler dinleyemedik, ya da çizgi filmler izleyemedik biz…

Belki de bomba seslerini ninniler diye dinledik…

Çünkü o kadar alışmıştık ki…

Benim tek isteğim, küçük ülkemin topraklarında, küçük bir evde rahatça yaşayabilmek…

Çok şey mi istiyorum?”

GÜNÜN SÖZÜ

Yeryüzünde uygar bir ülke olmanın iklimi Cumhuriyettir!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp