“EY siyasiler! Siz açlık nedir bilir misiniz?
Sefalet nedir anlar mısınız?
Biz Türk vatandaşları olarak bunları yaşıyoruz. Hem de 21’inci Yüzyıl Türkiye’sinde!”
Bu sözler emekli bir öğretmene ait... Ondan bu mektubu aldığım gün Türkiye’nin büyüme rakamları açıklandı.
Kim açıkladı? Türkiye İstatistik Kurumu “TÜİK”
Buna göre ekonomimiz “Temmuz, Ağustos, Eylül aylarını kapayan dönemde yüzde 5.9 büyümüş!
Türkiye bu performansı ile “G20” ülkeleri (Avrupa Birliği ve 19 ülkeden oluşan grup) arasında ez fazla büyüyen ekonomi olmuş.
Tersine bir dönemde yaşıyoruz.
Vatandaş küçülüyor ama ekonomimiz büyüyor!
Nasıl oluyor bu?
Ekonomist Mahfi Eğilmez:
“Büyüme, gelirini enflasyon oranında artıramayanlar için hiçbir anlam ifade etmiyor.” dedi, ki gerçek budur!
Bu süre içinde dar ve sabit gelirlilerin ücretleri arttı mı? Hayır, tam tersine enflasyonun karşısında mum gibi eridi, bitti!
Resmi rakamlara göre Türkiye büyüyor ama vatandaşın büyüdüğü filan yok!
Zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor!
Türkiye’de büyüyen enflasyondur, uçan fiyatlardır, her yanı saran yoksulluk ve sefalettir!
Emekliler de, asgari ücretle geçinen dar gelirliler de dert küpü...
Tüm vaatlerin aksine fiyatlar durmak bilmiyor.
Devletin, milyonlarca sığınmacıya yaptığı masrafların faturasını da vergi mükellefi yurttaşlar ödüyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in çabaları henüz bir fayda vermiş değil...
Merkez Bankası Başkanı Hafize Hanım:
“Enflasyon tepe noktasına ulaştıktan sonra 2024 yılının ikinci yarısında gerileyecektir. Politikamız, mümkün olan en kısa sürede enflasyonu TEK HANELİ rakamlara düşürmeyi hedefliyor” dedi.
Bu tür sözleri o kadar çok duyduk ki, neredeyse doyduk! Gerçekleşmeden hiç birine inanmamız mümkün değil! Lâfla pilav pişmiyor!
Çarşı-pazarın ateşinin söndüğünü, enflasyonun düştüğünü vatandaşın bizzat görmesi lâzım ki, ekonominin düzeldiğine inansın, halkımıza yaşama zevki gelsin!
İstanbul HavalimanıGeçtiğimiz günlerde, İstanbul Havalimanı’nın olumsuz hava koşulları nedeniyle uçuşlarda sorunlar yaşandığını yazmış, bu konuda Doğru Parti Lideri Rifat Serdaroğlu’nun şikâyetini nakletmiştim.
İstanbul Havalimanı Kurumsal İletişim Direktörü Gökhan Şengül uzun bir bilgi notu gönderdi. Şöyle özetleyebilirim:
“Hava limanımızda 5 aktif pist bulunuyor ve dünyanın dört bir yanından 96 farklı havayolu şirketi her gün binlerce uçuş gerçekleştiriyor.
Şu an için toplam kapasitemizin yaklaşık yüzde 65’i kullanılıyor. Bu kapasite rahatlığı, uzun vadeli uçak depolama talepleri veya kış fırtınaları gibi sıkıntılı zamanlarda bize uçuş/ operasyonel esneklik ve dayanıklılık sağlıyor.
İstanbul Havalimanı 24 Ocak 2022 günü gerçekleşen şiddetli kar fırtınası ve tipi haricinde hiçbir gün trafiğe kapatılmamıştır.
Kötü hava koşullarına istinaden hangi uçağın uçuşunun iptal olacağına, havayolu şirketleri karar veriyor. Havalimanı olarak bu konuda bir inisiyatifimiz bulunmamaktadır. Olumsuz hava koşullarında da yaşanan herhangi bir sıkıntı bulunmamaktadır.”
TEBESSÜM
Ek işle geçinen işçi!“Asgari ücret” tartışmalarının başladığı şu günlerde, Çalışma Bakanı işçi sendikalarından birini ziyaret etmiş. Bir kenarda sessiz sedasız duran bir işçiye sormuş:
“Nasılsın, geçinebiliyor musun?”
İşçi boynunu bükmüş:
“Ek iş yapıyorum efendim.”
“Ne gibi ek iş?”
“Mobilya satıyorum.”
“Peki işler nasıl?”
“Şimdilik fena değil efendim, ama evdeki mobilyalar bittikten sonra ailece ne yaparız bilemiyorum!”
GÜNÜN İÇİNDEN
Mutsuzluk yalnız insanı değil, tüm toplumu aptallaştırır!