Yaşı 90'ı aşıp, 100'e yaklaşan insanlara saygı duymamak mümkün mü?

Onlar yaşayan tarihtir. Türkiye'nin gelişmesinde büyük katkıları olan, yeni kuşakları yetiştirip ülkenin yarınlarına yatırım yapan insanlardır.

Geçtiğimiz hafta 93 ve 96 yaşlarına basan iki ulu çınar, Kemal Baytaş ve Halit Kıvanç'tan bahsetmiştim. Yazım büyük ilgi gördü. Okurlarımdan, Kemal Baytaş ve Halit Kıvanç'a uzun ömürler dileyen sevgi mesajları aldım.

Dün, 23 Şubat Salı günü, önemli bir büyüğümüzün doğum günüydü. O da 97 yaşına bastı.

Bir başka ulu çınardı bu… Artvin'li Nihat Gökyiğit… Tekfen Holding'in, TEMA Vakfı'nın ve Artvinliler Hizmet Vakfı'nın kurucularından…

Ben onu, Turgut Özal ve Süleyman Demirel'in başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemlerindeki dünya gezilerinde tanıdım.

Rahmetli Demirel ve Özal'ın en sevdiği işadamlarındandı…

★★★

Dün 97 yaşına basan Nihat Gökyiğit, doğanın korunmasının yanı sıra dünya barışına da hizmet eden çalışmalarıyla hafızalara kazınmış bir işadamıdır.

97 yaşında hâlâ ülkeye, ülkenin gençlerine, çevreye ve doğanın korunmasına yararlı olmak için çaba gösteren Nihat Gökyiğit, hiç bir zaman bu çalışmalarını reklâm vasıtası yapmadı, gösterişten hep uzak durdu.

Onun prensibi, “Alan el, veren eli bilmesin” idi.

Günümüzde böyle insanların sayısı maalesef çok azaldı.

★★★

“Nihat Gökyiğit” adını ne zaman duyarsam aklıma onun ölen eşi Nezahat Hanım'ın anısına yaptırdığı muhteşem park ve botanik bahçesi geliyor.

Hayat arkadaşlığı 45 yıl mutluluk içinde devam etmiş, 1995 yılında ölüm onları ayırmıştı. İyilik timsali Nezahat Hanım hayata veda ettiği vakit 67 yaşındaydı…

Nihat Gökyiğit, eşini o kadar çok seviyordu ki, görkemli bir park yapıp halka armağan ederek onun adını yaşatmak istedi.

O parkta insanlar gezecek, çocuklar oynayacak, hayvanlar yaşayacaktı…

İstanbul Küçükbakkalköy'de, Anadolu Otoyolu kavşağında 500 dönümlük (500 bin metrekarelik) devasa bir park yaptırdı, milyonlarca ağaç diktirdi.

Bu, ölmeyen aşkın yarattığı muhteşem bir koru ve botanik bahçesi oldu.

Koca İstanbul'da şehir içindeki koruların en büyüğü, en haşmetlisi!

Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu anlatıyor:

“22 Şubat 2021 Pazartesi günü Ankara'ya gitmek üzere İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na geldim.

VİP otoparkı kapalıydı. Görevliye sordum: “Kardeşim otopark neden kapalı?”

Görevli “Sayın Cumhurbaşkanı geleceği için, güvenlik nedeniyle kapatıldı!”

Peki, nereye park edeceğiz? Yanıt: “Aha şu arka taraf var ya, oraya!”

Dediği yer, 1 – 1,5 kilometre kadar uzakta idi… Arabayı bıraktıktan sonra, valizlerle kan ter içinde salona geldim.

Etrafta koruma görevlisi kokartlı yüzlerce görevli, dışarıda çok sayıda Özel Tim, Çevik Kuvvet güçleri, yakalarında mavi renkli rozetler olan görevliler vardı (Test yapılmış ve negatif oldukları anlaşılsın diye… Maazallah Cumhurbaşkanı Heyeti'ne ya bir mikrop bulaşırsa).

Her yer, iç-dış salonlar, yerler dahil, dezenfekte ediliyordu.

Uzun namlulu ağır silah taşıyan görevliler de cabası!

Salonda otururken, biri kadın 3 polis geldi ve el çantalarında köpekle bomba araması yapmak için dışarı çıkmamızı istediler.

Arama yapıldı ve gözümün önünden, geçmiş Cumhurbaşkanlarının, Başbakanların karşılama programları bir film şeridi gibi geçti.

Bu devlet adamları, insanlara-çevreye-trafiğe sıkıntı vermemek için ısrarla emir verirlerdi.

Sanki o demokratik Türkiye gitmiş, bambaşka bir ülke olmuş gibiyiz! Hayretler içindeyim.”

Dünyanın en eski yasası: “Her şey eskir!” Bütün liderler de buna dahildir!