Günlerdir ortalık toz duman…
16 şehit verdiğimiz Gara Dağı Operasyonu'nda, strateji, planlama, sevk ve idare hatası olduğu kesindir.
13 rehineyi kurtarma harekâtında tabii ki niyet iyiydi ama riskin çok büyük olduğu hesaplanmadı. Görülmemiş sarplıktaki vahşi dağlarda adım adım başarısızlığa gidildi!
Gara operasyonunun vahim sonucu nedeniyle iktidar ve muhalefetin söz düellosu devam ediyor, hakaretler havada uçuşuyor!
Ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, görevi ve sorumluluğu gereği, rehinelerin ölümüyle biten başarısız operasyona ilişkin 5 soru sordu, ortalık allak bullak oldu.
Hakaretin bini bir para!
Bu milletin gerçekleri öğrenmeye hakkı yok mu?
Toplumun yanında yer alan Kılıçdaroğlu'nun yönelttiği sorular, iktidarı âdeta çileden çıkarttı. CHP liderinin ne terbiyesizliği kaldı, ne hainliği! Açılan 500 milyon liralık tazminat davası da cabası!
Kılıçdarğlu bu tepkilere gerçekten şaşırdı:
“Ortada başarısızlık var. Bunu söyleyen Erdoğan'dır. Faturayı bana değil, operasyon talimatını verene çıkartacaksınız!” dedi ve tekrar sordu:
“Talimatı kim verdi?”
★★★
Başarısızlığı iktidar da biliyor ve kabul ediyor ama bundan söz edilmesinden hoşlanmıyor.
Operasyon elbette ki, 13 rehineyi kurtarmak için iyi niyetle yapılmıştı ama fazla riskli bir operasyondu ve başarı şansı çok azdı.
İnsan hayatlarıyla bu şekilde bir kumar oynanmamalıydı!
İşin uzmanı olan emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz “Böyle çok yüksek riskli operasyonların yapılmaması daha doğru olur” diyor ve Gara'da riskin yeterince düşünülmediğini, strateji hatası yapıldığını söylüyor.
★★★
Kendi çapımda bir araştırma yaptım, gönderilen mailleri dikkatle inceledim. Sonuç: Toplum Kılıçdaroğlu'na hak veriyor.
İktidar “En iyi savunma hücumdur” taktiğini uyguluyor, hazin başarısızlığı, karşı saldırıyla örtmeye çalışıyor:
“Vatan hainleri! PKK yandaşları! Şer orduları! İhanet, gaflet, dalalet!”
Muhalefete karşı, sert, haşin, suçlayıcı dilden vaz geçmiyorlar!
Ancak…
“Hesap verin” diyen Kılıçdaroğlu'na ağır sözlerle hücum etmek, iktidarın başarısızlığını örtmüyor, toplumun önemli bir kısmına göre daha da ayıplı hale getiriyor!
“Kararı devlet aldı, sorumlusu devlettir!” diyorlar.
Tamam da… Merak edilen şu: Devlet kim?
Kıbrıs ne durumda?“Kıbrıs'ta, iki devlet dışında bir çözüm kesinlikle olamaz!”
Bu gerçekçi sözler KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a ait…
Rumların yüzsüz isteklerine karşı çıkmayan iki eski cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Mehmet Ali Talat'ın tersine yeni Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: “Ada'nın gerçekleri ortada diyor” ve ekliyor:
“Federasyon gibi bir modelle ortaklık kurulamaz. Kurulsa bile uzun vadeli olmaz. Türkiye'nin garantörlük haklarının sulandırılmasına izin vermeyiz. Türk Ordusu Ada'dan çıkarsa, Rumların ne yapacağı belli olmaz! Türk Ordusu burada barışı koruyor!”
TEBESSÜM
“İki evin, iki araban olsa…”Temel ile Dursun sohbet ediyor. Dursun:
“Temel'ciğim yaa… Sen fakir, ben fakir, ne olacak halimiz?” diyor ve soruyor:
“Aklıma geldi de, mesela senin iki evin olsa birini bana verir misin?”
Temel “Ayıp ettin yaa, tabii ki veririm!” diyor.
“Peki, iki araban olsa birini bu Dursun kardeşine verir misin?”
“Sorduğun şeye bak. Veririz dedik ya!”
“Peki, iki horozun olsa birini bana verir misin?”
“Vermem! Benim iki horozum var!”
GÜNÜN SÖZÜSorunları dağ yaptılar! Ne kadar tırmanırsak o kadar yükseliyor!
