Top
18/01/2021

İşte sana adalet (!)

Hain saldırılara üst düzey kınamalar geldi…

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, gazeteci Orhan Uğuroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve TV Programcısı Afşin Hatipoğlu'na yönelik saldırıları kınadılar.

Fahrettin Altun “Failler adalet önüne çıkartılacaklardır. Devletimiz demokrasinin teminatıdır” dedi.

Ne kadar iyi, değil mi?

Peki, sonuçta ne oldu?

Devletimiz demokrasinin teminatıydı ama yakalanan saldırganların hepsi adliyede serbest bırakıldı!

İşte sana teminat!

Bu ülkede adam dövmek, yaralamak, otomobille çarpmak, kol kırmak, kafa-göz yarmak suç değil mi? Bunu mu anlamamız lâzım teminattan?

★★★

Daha önce evinin önünde alçakça bir saldırıya uğrayan gazeteci-yazar Yavuz Selim Demirağ da kısa bir süre önce Yeniçağ'daki sütununda:

“Yarın ne olacağı, ne zaman saldırılacağı belli değil” diyerek vasiyetnamesini yazdığını açıklamıştı.

Türkiye bu duruma geldi işte…

Yavuz Selim Demirağ'ın sözleri, ülkemizin içinde bulunduğu tüyler ürpertici durumu net olarak gözler önüne seriyor!

★★★

Orhan Uğuroğlu saldırıyı dünkü yazısında:

“Öldürmek kastı ile saldıran üç kişi ‘Bahçeli hakkında yazarsan hesap vereceksin!' Ülkücüler hesap sorar! Geber! Geberteceğiz!” diye sloganlar atarak arkamdan saldırdılar.

Enseme yumruk ya da çok sert bir cisimle vurup, tekme atıp çelme takarak düşürdüler…” diye anlattı.

Askerliğinde komando eğitimi alan Orhan Uğuroğlu, aldığı darbelere rağmen ayağa kalkıp saldırganlarla boğuştu. Zaten korkak olan üç saldırgan kaçarken, otomobilde bekleyen dördüncü saldırgan aracı ezmek kastı ile Uğuroğlu'nun üzerine sürdü.

Otomobil, kendisini yana atan Uğuroğlu'nun sağ kalçasına ve baldırına şiddetle çarpıp onu yere düşürdü. Araba olay yerinden hızla kaçtı!

Sevgili okurlar… İşte memleket ne hale geldi görüyorsunuz.

Vatandaşın canı artık Allah'a emanet!

Geçmiş olsun…

Sağlık çalışanları koronavirüsün ilk hedefi…

Şimdiye kadar çok sayıda sağlık çalışanı bu menhus virüsün kurbanı oldu.

Neyse ki, yurdumuza gelen sınırlı sayıdaki aşılar önce sağlık çalışanlarına uygulandı ve bu onlar için bir çeşit güvence oldu.

Sağlık Bakanlığı, koronavirüsün “Meslek hastalığı” olarak kabul edileceğine dair sözler verdi… Verdi ama bu konuda hâlâ bir yasanın çıkartılmamış olması Sağlık Bakanlığı'nın bir ayıbıdır. Sözler uçar, yazılar kalır! Kanun çıkartılması şart!

★★★

Benim çok sevdiğim bir “doktor çift” var…

Prof. Dr. Cengiz Pata ile eşi Prof. Dr. Özlem Pata…

Şu talihsizliğe bakın ki karı-koca ikisi birden koronavirüse yakalandı.

Özlem Hanım hastalığı çabuk yendi, iyileşti. Fakat eşi Prof. Cengiz Pata çok sıkıntı çekti.

Prof. Pata, aralık ayının ilk günlerinde koronaya yakalanmıştı… Amansız bir mücadele ile tam o katil virüsü yenmişken, bu defa zatürreye yakalandı. Neyse ki sonunda, o hastalığı da yenip sağlığına kavuştu.

İki değerli doktorumuza büyük geçmiş olsun diyorum.

TEBESSÜM

Kaybolan köpek…

Korona günlerinde bir araya gelemeyen Temel ile arkadaşı Dursun telefonda sohbet ediyor… Temel:

“Devir çok değişmiş Dursun'cuğum” diyor…

“Nasıl değişmiş yani?” diye soruyor Dursun…

“Gazetede bir haber var. Adamın köpeği kaybolmuş, ‘Bulana 1000 lira ödül vereceğim' diyor valla…”

“Ee, ne var bunda?”

“Ne var olur mu? Ben küçükken kaybolmuştum, bulununca evdekiler beni sırayla dövmüşlerdi!”

GÜNÜN SÖZÜ

Aşıyı vurduran resim atıyor. İyi ki bu aşı koldan yapılıyor!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp