Top
11/04/2020

Korona belası neden gelmiş?

Koca koca ülkeler, gözle görünmeyen bir virüs karşısında tel tel dökülüyor.

İnsanların psikolojileri bozuk… Sokaklar boş… Dünyanın her yanında terk edilmiş kent manzaraları var.

Küresel panik büyüyor!

Tarih boyunca din savaşları yapan, birbirini yiyen milletler şimdi ilk defa ortak bir düşmanla karşı karşıya… Bu virüs ırk, dil, din farkı gözetmiyor.

★★★

Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'a göre “Virüs belası Allah'ın işi!”

Virüsün, artan insan nüfusunun kontrolü için Allah tarafından özellikle gönderildiğini iddia eden Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'ın tartışılan sözleri şöyle:

“Gıda kaynakları aritmetik, insan nüfusu geometrik artar. Eğer bu artış böyle devam ederse insanlar yiyecek ekmek bulamaz. Allah nasıl bir mekanizmayla ayarlamış bunu? İnsanlar belli bir ortalama yaştan daha uzun yaşayamaz. Bu neyle sağlanır? Bakteri yaratmış Allah… Siz buna karşı ilaçlar, antibiyotikler buluyorsunuz, öldürüyorsunuz. Bu sefer bakteriler bu dengeyi koruyabilmek için direnç geliştiriyor. Virüsleri yaratmış. Allah neden virüsleri yaratmış? Yani hiçbir işe yaramıyorlar, kendi başlarına canlı değiller, sırf insanları öldürüyorlar. Neden yaratmış? Çünkü insanların belli bir sayı üzerinde çoğalmaması gerekir! Yoksa kimse yaşayamaz! Siz ne yapıyorsunuz? Çiçek hastalığı çıkıyor, ona bir aşı yapıyorsunuz. Sonra bu sefer ne oluyor? Bir başka virüs çıkıyor ortaya…”

★★★

Bu nasıl görüş böyle? İnsan dinlerken “Vay canına!” diyor, dehşete düşüyor.

O zaman koronavirüsle mücadele etmeye ne gerek var?

Bakteri ve virüsler bırakalım da rahat rahat dolaşıp vazifelerini yapsınlar, öyle değil mi?

Prof. Mehmet Ceyhan bunu demek istiyor herhalde…

Gelişen bilim, insan ömrünü uzatınca Allah virüsleri dünyaya salıp insan nüfusunun azalmasını istemiş!

Allah'ın işine karışmak olur mu ya?

Demek ki Sağlık Bakanı boşuna uğraşıyor, Bilim Kurulu boş yere kuruldu!

Bunları söyleyen o zat da boşuna o kurulda yer aldı!

Yaa Profesör bey… Böyle düşünüyorsan senin o kurulda ne işin var?

Bilim hurafelerle yapılmaz ki, akıl ve bilgiyle yapılır!

Nasıl güvenelim?

İlahiyatçı ve politikacının, koronavirüsle mücadele elen Bilim Kurulu'nda ne işleri var? Çok mu anlarlar virüsten? Memlekette tıp adamı mı kalmadı?

Meslektaşım Baki Karakol gönderdiği mesajda şöyle diyor:

“7 üyeden oluşan ‘İkinci Bilim Kurulu' üyeleri belirlendi. İçlerinden biri ilahiyatçı, biri de AKP milletvekili aday adayı.

Prof. Dr. Mustafa Öztürk 1983 Giresun İmam Hatip Lisesi, 1987 Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Kur'an tefsirine farklı bakış açısıyla dikkati çektiği için ona ‘Tefsir Hocası' diyorlar.

Prof. Dr. Seçil Özkan, 7 Haziran 2015'teki genel seçimlerde AKP'den milletvekili adayı olabilmek için 13 Şubat 2015'te başkanı olduğu Halk Sağlığı Kurumu'ndan istifa etti, ancak aday listesine giremedi. Sağlık Bakanlığı onu Sağlık Politikaları Kurulu üyesi yaptı.

Şimdi soruyorum. Ben bu kurula nasıl güveneyim?”

TEBESSÜM

Maske ve eldiven yetmez!

Koronavirüs salgını nedeniyle işsiz kalan Temel, taktığı maske ve eldivenle dolaşırken yolda arkadaşı Dursun'a rastlar. Selam-sabahtan sonra ona şöyle yakınır:

“Ula Dursun… Markete giderken ‘sadece maske ve eldiven olması yeterli' diyenlere sakın inanma uşağım… Ben sabahleyin eldivenlerimi giyip, maskemi takarak gittim, geri çevirdiler. Para da lâzımmış, bilesin!”

GÜNÜN SÖZÜ

Hayatta güvenini ve moralini kaybedersen geriye bir şey kalmaz!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp