Top
07/11/2023

“Türkiye Yüzyılı” böyle mi olmalı?

Şu sözler Sayın Cumhurbaşkanı'na ait: “Türkiye'yi tarihinin en büyük yatırım hamleleriyle buluşturmuş bir yönetim olarak, ittifak ortaklarımız ve milletimizle birlikte, Cumhuriyetimizin ikinci asrını ‘Türkiye Yüzyılı' olarak taçlandırmakta kararlıyız. Cumhuriyetimiz hiç olmadığı kadar güvendedir, emin ve ehil ellerdedir.”

Böyle dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan… Bunlar tabii ki güzel sözler. Ancak…

Gerçek öyle mi? Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, bu sözlerle çelişmiyor mu?

Ülkemizin son 20 yılda geldiği nokta büyük enflasyon, pahalılık ve derin bir yoksulluk!

Bunu herkes görüyor.

Dünya Bankası daha yeni açıkladı:

Türkiye enflasyon oranlarında “Az gelişmiş 3'üncü Dünya Ülkeleri” ile yarışmaya devam ediyor.

★★★

Dünya Bankası'nın 2023 verilerine göre açıkladığı “Dünya genelinde gıda enflasyonunda” Türkiye Dünya 4'üncüsü…

Listede Türkiye'den kötü durumda sadece 3 ülke var:

1) Venezuela (Gıda enflasyonu yüzde 318)

2) Lübnan (Gıda enflasyonu yüzde 239)

3) Arjantin (Gıda enflasyonu yüzde 150)

4) Türkiye (Gıda enflasyonu yüzde 75)

Türkiye'yi, Mısır (yüzde 74), Surinam (yüzde 65), Sierra Leone (yüzde 63), Gana (yüzde 49) takip ediyor. Bu üçüncü dünya ülkelerinin durumu bizden daha iyi.

Ekonomisi gelişmiş tüm ülkelerde ise enflasyon tek rakamlı.

★★★

Türkiye'de hâlâ demokrasi, yargı ve basın özgürlüğünü tartışıyoruz.

 Dünya demokrasi endeksinde 167 ülke arasında 103'üncü sıradayız.

 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 165'inciyiz.

 Dünya Refah Endeksi'nde 167 ülke arasında 93'üncü sıradayız.

Bu rakamlar size neyi ifade ediyor?

Rahat bir yaşamı ve derin bir mutluluğu mu?

Muhteremlere tavsiyem: Kendi kendimizi aldatmaktan vaz geçmeliyiz.

İktidarın ilan ettiği “Türkiye Yüzyılı” böyle olmamalı!

Özgürlük hem var, hem yok!

Türkiye'de bugün özgür basından bahsetmek “şaka gibi” bir şey olur.

Ülkemizde basın özgürlüğü hem var, hem yok!

“Bu nasıl olur?” diyeceksiniz?

Evet, iktidar yanlısı gazetecilere ve yandaş yayın organlarına sınırsız özgürlük var. Onlar dilediklerini yazar-çizer. İktidarı eleştiren ilkeli gazetecilerin ise vay haline!

Tolga Şardan'ın başına gelenler henüz taptaze akıllarda…

35 yıllık düzgün, dürüst, tertemiz gazeteci, birilerinin hoşuna gitmeyen bir haber yazdı diye içeri tıkıldı!

İddia edilen suç hapse atılmayı gerektirmiyordu. Pekala tutuksuz yargılanabilirdi, fakat peşin ceza verdiler! (Dün akşam tahliye edildi.)

Sadece o değil… İnfaz yasasından faydalanması gerekirken ona bu hak tanınmayan Barış Pehlivan hâlâ açık cezaevinde günlerinin dolmasını bekliyor.

Bugün, 19 gazeteci ve medya çalışanı Türkiye cezaevlerinde yatıyor.

Ülkemiz, gazeteciliğin suç olduğu nadir ülkelerden biri ne yazık ki!

“Türkiye Yüzyılı” böyle başladı, eğer böyle devam ederse, dünya demokrasi liginde bir küme daha düşeriz!

TEBESSÜM

Fadime'nin vasiyeti!

Fadime son nefesinde kocası Temel'e vasiyet etmiş:

“Bak ben ölüyorum. Sen ortada kalacaksın. Yalnız başına perişan olursun. Eve bir kadın gerek. Hemen evlen. Dolaptaki güzel elbiselerimi yeni alacağın hanıma verirsin, o giyer”

Temel başını sallamış:

“İmkansız karıcığım”

Kadın şaşırmış:

“Neden?”

“Çünkü o senden daha şişman, sığmaz!”

GÜNÜN SÖZÜ

Beklenti ne kadar büyük olursa, hayal kırıklığı o kadar artar!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp