Top
04/12/2023

“İçinden geçerim!”

Son bir haftadır okurlarımın en çok sorduğu soru şu:

“Senin içinden geçerim ne demek?”

“İçinden geçmek” sözünün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e ait olduğu, gazete ve TV’lerde haber olarak yayınlandı.

İYİ Parti’nin önemli isimlerinden eski Genel Başkan Yardımcısı ve GİK (Genel İdare Kurulu) üyesi Arzu Önşen, partideki parasal söylentilerin araştırılması talebinde bulunduğu için Meral Akşener’in kendisine hakaret edip tehditlerde bulunduğu iddiasıyla savcılığa başvurmuştu.

Arzu Önşen dilekçesinde, Akşener’in kendisine:

“Arzu, madem öyle çık karşıma aday ol. Senin içinden geçerim... Ama genel kurulda, bu para pul işlerini karıştırırsanız, bu konulara girerseniz sizin içinizden geçerim”  dediğini belirtmişti.

Birçok okur, “İçinden geçerim” sözcüğünün iyi bir şey olmadığını fark etmekle beraber, tam olarak ne anlama geldiğini anlamamış.

Sözlüklerde arayıp bulamadıklarını belirten ve “Hoş bir ifade olmadığını anlıyoruz” diyenler de var...

İçinden geçmek...

Tehdit mi? Küfür mü? Ya da müstehcen bir ifade mi, belli değil!

Bu argo tabir Meral Hanım’ın siyasi literatüre kazandırdığı bir deyim oldu sanırım.

Bu söz, argo dilinde “Hırpalarım, delerim, oyarım, mahvederim, haddini bildiririm” anlamına geliyor.

Böyle bir ifade, Meral Akşener gibi hanımefendi bir Genel Başkan’ın ağzına yakıştı mı, bilemiyorum.

Karar sizlerin...

★★★

İYİ Parti’nin bugün Genel İdare Kurulu’nda, belediye seçimlerinde CHP ile işbirliği yapıp yapmama konusunu tartışarak karara bağlayacağı bildirildi.

31 Mart Yerel Seçimleri’nde CHP ile işbirliği yapmanın iki parti için de daha akılcı bir davranış olduğunu savunan İYİ Partililerin çoğunlukta olduğu belirtiliyor.

Gerçekten de aklın yolu budur...

İYİ Parti samimi olarak AKP iktidarına karşıysa, bütün gücünü bu yönetimin saltanatına son vermek için kullanır.

Bunun tersine bir davranış; dolaylı olarak AKP’ye hizmet anlamına gelir.

Kamuoyundaki kanaat budur.

İYİ Parti’nin tüm değerlendirmeyi, bu durumu göz önünde bulundurarak yapması gerekir diye düşünüyorum. Partinin istikbali, vereceği bu karara bağlı!

Son padişahın son mektubu

Son Padişah Vahdettin’in, İstanbul’u işgal eden İngiliz kuvvetlerinin komutanı General Harrington’a yazdığı iltica mektubunun fotokopisini cumartesi günü “Arşiv yalan söylemez” başlığı ile yayınlamıştım.

Belgenin üstünde Arap harfleriyle yazılmış bir bölüm ve altında iltica talebinin İngilizce tercümesi vardı ve özetle “Efendim, İngiliz hükümetine sığınıyorum ve mümkün olduğu kadar çabuk başka bir yere naklimi talep ediyorum” diyordu.

Prof. Dr. Bingür Sönmez, iltica mektubunda Arap harfleriyle yazılmış bölümü bir uzmana tercüme ettirmiş, bana gönderdi. Tam tercümeyi okurlarımla paylaşmak istiyorum. Aynen şöyle:

“Mabeyn-i Hümayun-ı Mülukane Ser Kurenalık Dairesi Dersaadet İşgal Orduları Başkumandanı General Harrington cenaplarına,

İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere devlet-i fahimesine iltica ve bir an evvel İstanbul’dan mahall-i ahara naklimi talep eylerim efendim. (16 Teşrin-i sani (Kasım) 1922)

Halife-i Müslimin Mehmed Vahideddin.

TEBESSÜM

Politikacının dürüstü!

Kasaba politikacısı salonda bir ileri, bir geri dolaşıyor ve:

“Şerefsizler, alçak herifler, namussuzlar!” diye bağırıyormuş. Bu sözleri, dışarıdan geçenler duysun diye pencerenin önünde söylüyormuş. Karısı dayanamayıp sormuş:

“Ayol efendi, kimlere kızıyorsun da böyle bağırıyorsun?”

Kasaba politikacısı cevap vermiş:

“Hanım, senin bu işlere aklın ermez... Başkalarına böyle demezsen, kendinin dürüst ve namuslu bir insan olduğunu kim ne bilecek?”

GÜNÜN SÖZÜ

Hırs, kin ve nefretini yenmesini bil, yoksa onlar seni yener!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp