Enflasyon yüzde 8 değil miydi? Peki, o zaman simite yüzde 40 zam olur mu? Oldu bile… Yuh artık diyeyim, daha ne diyeyim…
Hayır, musluğa yüzde 40 zam gelse gıkım çıkmayacak. Bir tane taktırıp ömür boyu kullanıyorsun. Bu simit ulan! Her gün yiyorsun. (“Ulan” lafı başbakanımızdan alıntıdır)
Zammın gerekçeleri sıralanıyor; normal şartlarda tonu 2 bin 200 dolarlarda seyreden susam fiyatları 3 bin 500 dolarlara kadar fırlamış.
Neredeyse tamamı Etiyopya, Hindistan, Pakistan ve Nijerya'dan ithal… Yıllık ihtiyacımız 110.000 ton…
Çiftçi dershane kursa?
Türkiye'de susam üretilemez mi? Zaten üretiyor. Ancak para kazandırmadığından ihtiyacın sadece yüzde 15'i Türkiye'de üretiliyor. Çiftçinin susam üretip üretmemesi kimsenin umurunda değil! Kısaca dershanecilere açık destek, çitçiye yıllardır köstek…
İthal ettiğimiz ülkelerde susam hasadı erken gerçekleştiğinden, daha bizimkiler olgunlaşmadan gemiler yükü boşaltıyor.
Esas komiği, ithalat fazla olup Türkiye'de üretilen susama ihtiyaç kalmayınca, bizde üretilen 16 bin ton susamın neredeyse tamamı Japonya'ya satılıyor.
Sadece susam değil tabii… Simite zammın bir diğer gerekçesi, kilosu 6,50 TL olan işlenmiş tahinin fiyatının 10 TL'ye kadar çıkması…
Simidin tadı kaçtı
Nedense simit denince aklıma hep 12 yıl öncesi geliyor. Tayyip Erdoğan'ın partisinin ilk seçim mitinginde konuşması… Hani elindeki simidi sallayarak halkı coşturuyor; “Şu aldığınız asgari maaş bu simidin parasına yetmez! Sizler de benim gibi bu gidişattan memnun değilsiniz. Biz gelince bunu değiştireceğiz” diyordu.
Şimdi simidin tadı dışında ne değişti? Artık yediğiniz simitlerin en az yarısı tahin yerine soya yağı katılarak yapılıyor, maliyet düşürülüyor.
Evet, aradan tam 12 yıl geçti. Tek İktidar, tek karar mercii, tek uygulayıcı halen AKP… Asgari ücret 803 lira…
Dört kişilik bir aile, sabahtan başlayıp akşama kadar her öğün bir adet sade simit yese, gitti 504 liraları, kaldı 299 liraları…
Artık onunla ne yaparlar bilemem… Sahi bu insanlar nasıl yaşarlar?