Yazıklar olsun, yazıklar olsun, kaderin böylesine, yazıklar olsun. Her şey karanlık, nerde insanlık, kula kulluk edene yazıklar olsun.
Kime mi söylüyorum?
Yalaka işadamlarından, banka müdürlerine, patronlardan, oda başkanlarına televizyonlara çıkıp, yıllarca “ekonomi iyi yolda” deyip milleti kandıran korkaklara… Kula kulluk eden karaktersizlere…
Bıçak kemiğe dayanınca, kaçacak yer kalmayınca, kaybedecek bir şeyi olmayınca bugün şikayet etmeye başlayanlara… Üç kuruş daha fazla kazanmak için zamanında memleketin içine eden İktidarı yere göğe koyamayıp, şimdi kötülemek için sıranın başına geçemezsiniz. En son siz konuşacaksınız.
İnternete susturucu
oturup, önceki demeçlerini internetten çıkartıp, yüzlerine vurmak lazım… Utanırlar mı? Sanmıyorum. O zaman “oh olsun” deyip geçelim.
İnternet mi dedik? Alın size internet yasakları…
Hazırlanan torba yasa teklifiyle birlikte internet özgürlüğü “aile ve çocuk güvenliği” adı altında sıfırlanıyor. Suudi Arabistan, Çin gibi demokrasiden nasibini almamış ülkeler seviyesinin altına geriliyor. İleri demokrat deyip isim koymakla adam olunsaydı, adamdınız.
Tabii biz bunları yaşarken, yabancı yatırımcı senin sahte demokrasini gerçek sanacak ve parasını getirecek. Bırak yabancıyı, yerli büyük yatırımcılar parayı nasıl dışarı çıkartalım derdinde…
Vicdan meselesi
Açık söylüyorum, AKP'nin demokrasi adına bu ülkeye yaptığı kötülüğü hiçbir iktidar yapmadı. Artık polis devleti mi dersin? Diktatörya diye mi nitelendirirsin? Bilemem. Milletin kıçının kılı olma yeter!
Şurası muhakkak ki, ekonomi konusunda milleti dolandırıp, kandırdılar. Yarınlarımızı satıp günü kurtardılar. İşlerin iyi gittiğine inandırdılar.
Peki ya iyi gitseydi? Hadi iyi gitti diyelim. Menfaatiniz karşılığı demokrasinizin yıkıldığını görmek nasıl bir duygu? Para kazandığınız için bunca rezaleti mideniz kaldırıyor mu? Mideniz o kadar sağlamsa ben size para kazanmanın yüz değişik yolunu öğretebilirim.
Şarkılarda bu da var… “Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça!”