Top
Murat Muratoğlu

Murat Muratoğlu

sozcumuratoglu@gmail.com

09/12/2013

Beyler biz naaptık?

Ekonomiye saydırıp duruyorum ama ortada hiçbir şey yok gibi duruyor, değil mi? Değil efendim!
Türkiye bugünlere, “tabiri caizse” kredi kartı limitini artırarak, hanımın altınlarını satarak geldi. Şimdi elde altın kalmadı. Kart limitinin de sonuna yaklaşıyoruz.
Türkiye AKP'nin 11 yıllık döneminde zaman zaman hızlı büyüme rakamlarına çıktı. Aslında ortalamaya vurursak hızlı falan da değil, hatta yavaş…
Yavaş diyorum çünkü Türkiye 1960 yılından günümüze kadar ortalama yüzde 4.5-5 arasında büyüme göstermiştir. Bu yıl hedef yüzde 4 ve onu bile yakalayamayacağız. Tıpkı geçen yıl olduğu gibi…

Ödenmeyi bekleyen 332 milyar lira

Şimdi bir de ortalamayı tutturmak için ödediğimiz bedele bakalım.
Büyüdük ama üreterek değil, henüz kazanılmamış gelirler üzerinden borçlanma teşvik edilerek büyüdük… Alın verin ekonomiye can verin saçmalıkları ile büyüdük. İthalata dayalı büyüdük. Cari açığı katlayarak büyüdük.
Sonuç? AKP iktidara geldiğinde sadece 4.3 milyar lira olan bireysel kredi kartlarındaki borç bakiyesi, 22 Kasım itibarı ile 92 milyar liraya ulaştı.
Tüketici kredilerinin bakiyesi 240 milyar lira… Toplayalım, sadece iki kalemde hane halkı borç yükü 332 milyar liraya ulaşıyor. Harcanmış ve kısa vadede ödenmeyi bekleyen 164 milyar dolardan bahsediyorum. Diğer kredilere hiç girmiyorum.

“Ben demiştim” mi diyecek?

Yıllar sonra nihayet AKP İktidarının 11'inci yılında Başbakan halkı uyarıyor; “Kredi kartlarını almada lütfen hassas olun. Kredi kartları da faiz lobisinin en büyük kaynağıdır. Ondan sonra bunlara malzeme olmayın. Evinizde ne var ne yok, alıp götürürler.“
Peki, acaba Başbakan 11 yıl boyunca ekonomideki haraketliliği nasıl sağladığını sanıyor? Bankalar yurt dışında ucuza kredi bulup halka dağıtırken nerelerdeydi?
“Değerli lira bizim onurumuzdur” diye meydanlarda dolaşıyordu.
Bankaların kâr patlaması yaşadığı bu süreçte iç talep canlandı, beyaz eşyadan, otomotive, elektronikten konuta bütün sektörlerde çarklar hızlandı. İç tüketim canlandıkça, dış ticaret açığına bağlı olarak cari açık büyüdükçe büyüdü, tasarruf falan kalmadı. Kendisi gözlerini mi dinlendiriyordu?
Şimdi günah çıkartıp vicdanın rahatlatıyor ama faturayı kim ödeyecek onu da söylese ya!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları