Nasıl bir ruh halidir, çok merak ediyorum. İhracat rakamlarını değerlendiren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan; “Şu rakamlar rekorun habercisi“ diyor… Ciddi mi, dalga mı geçiyor?
Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, bu yılın ocak-kasım döneminde ihracat yüzde 0.3 azalmış, son 12 aydaki ihracat yüzde 0.2 azalmış… Eee?
Üstüne üstlük parite oranlarının da süreç içerisinde lehimize dönmüş hali bu… Geçen kasım ayında Dolar/Euro paritesi 1,30'un altında seyrederken, şimdi 1.35'lerde… Yüzde 4 civarında paritenin pozitif etkisi söz konusu… Yani Avrupa'ya aynı ihracatı yap, aynı malı sat, zaten hesap yüzde 4 fazla çıkar. Rekor habercisiymiş!
Enflasyon tam kıvamında
Bir başka haberci de enflasyonun başında bekliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu kasım ayında şirazenin topuzunu tam kaçırmış. İddiası ve açıklaması Kasım ayında tüketici enflasyonunun binde 1 yükseldiği yönünde… Hiç yükselmemiş diyelim biz ona…
Nasıl olmuş ki bu?
Kasım 2013'te endekste kapsanan 437 maddeden; 291 maddenin fiyatlarında artış, 93 maddenin fiyatlarında düşüş gerçekleşmiş. 53 madde aynı kalmış. Artık nasıl ayarlamışlarsa enflasyon hiç artmamış. Kıvamı tam tutturmuşlar.
Bizi mi yiyorlar acaba?
Başarıdan başarıya
Hepsinden geçtim.
Merkez Bankası'nın ana görevi ne? Enflasyonu dizginlemek… Dolar kuru artmasın ki, ithalatı pahalıdan yapıp enflasyonu artırmayalım diye uğraşıyor.
Ancak görüyoruz ki gereksiz… Nasıl olsa kur artışları enflasyonu etkilemiyor. Baksanıza kasımda enflasyon aynı, yerinde duruyor. Kur artışlarının hiçbir etkisi olmamış.
O zaman neden dolara müdahale edip duruyor, doları düşürmek için yapmadığını bırakmıyor?
Enerji Bakanı'na, LPG'ye gelen yüzde 12'lik zammı soruyorlar, “olur böyle şeyler” diyebiliyor. Nasıl olsa enflasyon artmıyor.
İhracat rakamlarımız düştüğü halde rekora koşarken, enflasyon arttığı halde aynı yerinde kalıyor. Hem pastamız duruyor, hem karnımız doyuyor. Âlâ!