Top
Ayse Sucu

Ayse Sucu

aysesucu@sozcum.com

06/03/2023

Mühim olan nedir: İsimler mi, projeler mi?

Türkiye'nin siyasi gündemi, vatandaşlarına -kendilerinin istikbaline dair hedefler belirleme fırsatı- tanımıyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına, siyaset dedikoduları üreterek değil de bilgi üreterek, proje tasarlayarak, müteşebbis ruhu geliştirerek girilmesi ve siyasi tercihlerin de bu doğrultuda belirlenmesi en büyük temennimdir.

Keşke masaya, isimlerle değil de projelerle otursak, isimleri değil de projeleri, öngörüleri tartışıyor olsak. Bu konuyla ilgili yorum yapmak istemiyorum. Yalnız özellikle son dönemde oldukça politize olmuş gençlerimize şunu söylemek isterim: Sosyal medya, vatandaşın genelinin eğilimlerini doğru yansıtan bir mecra değildir. Hatta tahmininizden çok daha fazla yanıltıcı olabilir. Sosyal medya, katmanlı bir bütünün (toplumun), muayyen bir katmanına veya katmanlarına dair yatay bir kesit sunar. Diğer yandan anket şirketlerinin çalışmalarının dahi toplumu temsil edebilirliği çok kısıtlıdır ve aynı zamanda manipüleye açıktır.

İnsanların tercihlerini rasyonel/akılcı/makul/en doğru veya irrasyonel/akıl dışı/makul olmayan/yanlış gibi sınıflandırmak, o insanlar için neyin en doğru olduğunu en iyi sizin bildiğiniz varsayımını içerir. İnsanların tercihleri içinde bulundukları duruma ve bu durumu nasıl algıladıklarına göre değişir. Çölde yolunu kaybetmiş bir insana, içi para dolu bir çanta mı yoksa yeteri miktarda su ve bir pusula mı diye sorsanız, alacağınız cevapla; aynı soruyu evinde sabah kahvaltı yapan bir insana sorduğunuzda alacağınız cevap farklıdır. İki farklı cevabın ikisi de kendi özel durumları için rasyoneldir.

O halde insanların tercihlerini sorgulamak ve yönlendirmeye çalışmak yerine, onlara kendileri için en iyi olanı ayırt edebilme ve en iyiye ulaşabilme imkanını verecek bir ortam sunmak en doğru şey olacaktır. Bu, şu anlama gelmektedir:

İdeal/gelişmiş bir devlet yönetimi, -bireylerin, başka hiçbir şeye gerek kalmaksızın çalışkanlıkları ve yetenekleri sayesinde başarılı olabilecekleri, hak ettikleri refah düzeyinde yaşayabilecekleri, doğru öngörülerde bulunabilecekleri- bir ortam sağlamalıdır. Aksi halde; durumunu iyileştirmek isteyen kimse, doğru öngörülerde bulunarak ona hazırlanmak yerine, iktidarı elinde tutan makama tesir ederek onu lehine çevirmek gayretinde olacaktır. F. A. Hayek'in deyimiyle “Zenginliğe ve şerefe giden bütün caddelerin hükümetten geçtiği” devlet sistemi oluşacaktır.

Türkiye'de hala -temel hak ve özgürlükler, yönetim sistemi- gibi “bireylerin bir araya gelip toplum olabilmesi için çoktan çözmüş olması gereken” sorunlar tartışılıyor. Kabiliyetli bir yönetim, yeterince iktidarda kaldığında bu sorunları rahatlıkla çözebilirdi. Böylece Türkiye gelişmiş bir toplum olarak projelerini yarıştırıyor olabilirdi.

Olmadı.

Bundan sonra olması için; isimler, ideolojiler, taraftarlıklar üzerinden değil; projeler, dünya çapında hedefler, icatlar üzerinden tartışan bir vizyonu, vatandaş olarak kendi içimizde hakim kılmalıyız.

Bu anlamda, üretime, şehirleşmeye, yardımlaşmaya vb. dair projelerimiz varsa onları tartışalım.

Örneğin hala ilkel yöntemlerle tarım yapıyoruz.

Tarımda yüksek teknolojiyi kullanarak verimliliği artıramaya dair projelerimizi, kooperatifleşme önerilerimizi kendi aramızda tartışıp, siyasilere sunalım.

Anadolu'da sanayileşme adımlarını, Anadolu'yu kalkındırma projelerimizi ve bu doğrultuda taleplerimizi tartışalım.

Budan sonra sosyal medya sayfalarımda sizden gelen projeleri paylaşarak, yine sizlerin tartışmalarına sunmak istiyorum. Gündemi; Türk Milleti olarak biz; vizyonumuzla, projelerimizle belirleyelim.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp