Top
31/12/2022

Ukrayna Krizinin Avrupa’ya Hatırlattıkları

Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal girişimini başlatmasından bu yana Avrupa siyaseti yepyeni bir istikamete girdi. Bu yeni durum Avrupa'nın uzun yıllardır göz ardı ettiği, ötelediği veya üzerinde mutabık kalmakta zorlandığı savunma ve güvenlik konularını yeniden Avrupa gündemi açısından öncelikli hale getirdi. Sırası ile Avrupa güvenliği, Avrupa siyasi düzeni ve Avrupa'nın refah rejimini doğrudan dönüştürecek yeni bir momentuma girildi. Bu momentum karşısında eylemsizlik tavrı Avrupa'nın çok daha belirisiz noktalara sürüklenmesine neden olabilir. Ancak Avrupa'ya istikamet çizebilecek güçlü bir siyasi iradenin olmayışı Avrupalı aktörlerin daha etkin tavır almalarının önüne geçmekte.

Ukrayna Krizi sonrasında ortaya çıkan yeni momentumun ilk aşaması Rusya karşısında ortak tavır etrafında şekilleniyor gibi görünse de zamanla kategorik açıdan tehdit hususları farklılaşacak, öncelikler değişecek ve Avrupa kendi içerisinde yepyeni hesaplaşmalara girecektir. Bu hesaplaşmalar neticesinde mevcut durumda eşgüdüm içerisinde hareket eden bazı aktörler arasında farklılaşmalara ve rekabete neden olacaktır. Öte yandan aralarında sorun yaşayan bazı ülkelerin de ortak çıkar ve tehditler ekseninde yeniden daha kapsayıcı bir uzlaşıya girmelerinin de önü açılacaktır.

Uzun yıllardır genişleme ve kendi işbirliği açısından derinleşme hedeflerini eş zamanlı olarak götürmeye çalışan AB açısından, genişleme sürecinin yavaşlığı, şartlı oluşu ve bu konuda mevcut üyeler arasındaki fikir ayrılıklarının mevcudiyeti Birliğin istikametini muğlaklaştırmaktadır. Birlik, aday ülkeler açısından cazip olmaya devam etmektedir ancak mevcut üyelerin yeni ortaya çıkan beklentilerine dair yeni çözümler üretme noktasında bazı sıkıntılar yaşanmaktadır. Enerji ve tarım alanlarındaki sübvansiyonlar Birlik üyesi ülkeler arasında haksız rekabet iddialarını gündeme getirmiştir. Savunma ve dış politika konularında da tam bir eşgüdümden bahsedilemez.

Avrupa Açısından Türkiye'nin Konumu
Türkiye gibi Birliğe yakın vadede üye olmasına sıcak bakılmayan aktörler açısından yeni senaryolar oluşturulamamıştır. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından gündeme getirilen Avrupa Siyasi Topluluğu fikri de bu bağlamda bir ara kategori olarak ortaya atılmıştır. Ekim 2022'de ilk toplantısını yapan AST, henüz AB üyesi olmamış ülkeler açısından heyecan yaratmamıştır. AB üyesi ülkeler açısından ise yeni bir momentum oluşturamamıştır. Her şeye rağmen Avrupa ülkelerinin siyasi düzlemde yeni ve daha katılımcı arayışlar içerisine girmesi önemlidir. Ancak Fransa Cumhurbaşkanı haricinde bir liderin bu fikri sahiplenmemiş olması bu yaklaşımı kadük bırakmaktadır. AST fikri Türkiye'de de heyecan uyandıran bir girişim olamamıştır. Aksine AB üyeliğinin yerine geçebilecek yeni senaryo arayışları mı var diye bazı şüphelere neden olmuştur.

Avrupa'da Ukrayna savaşı sonrasında mevcut statükonun değişimi hem yeni riskler oluşturacak hem de yepyeni işbirliği ve fırsat alanlarının oluşmasına neden olacaktır. Ortaya çıkan bu yeni imkanlar ve riskler Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerine de doğrudan yansıyacaktır. Avrupalı aktörler uzun süredir öteledikleri Türkiye ile ilişkilerin şekillenmesi konusunda yeni bir tavır belirlemek durumunda kalacaklardır. Bu tavrın daha önce olduğundan farklı olarak parçalı olması ve kendi içerisinde bazı çelişkiler barındırması çok muhtemeldir. Bu durum AB-Türkiye ilişkilerinin belirgin bir istikamette gelişmesine destek olmayacaktır, ancak Türkiye'nin tamamen göz ardı edilmesi ve dışlanması seçeneğini de bazı aktörler açısından zorlaştıracaktır.