Top
27/04/2024

Seçim Sonrası Muhasebe ve Reform Başlıkları

31 Mart yerel seçimleri, çarpıcı sonuçları ve seçmenin vermek istediği mesajlar ekseninde tartışılmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da seçim sonrası kapsamlı bir muhasebeye ve değişime gidileceğinden söz etmişti. Bu muhasebenin siyasi sonuçlarının neler olacağını yakında göreceğiz. Ancak hemen herkesin üzerinde uzlaştığı belli başlı reform beklentilerinin olduğu açık. Yargı, ceza adaleti, hak ve özgürlükler, yasama organının işleyişi ve hükümet sistemi reform beklentisinin yoğunlaştığı alanlar olarak sıralanabilir. Bu reform başlıkları anayasa, yasal ve uygulama düzeyinde değişiklikler gerektiriyor.

Erdoğan'ın uzunca bir süredir canlı tuttuğu yeni anayasa gündemi de bu noktada devreye giriyor. Özellikle Cumhurbaşkanlığı sisteminde reform, denge ve denetleme mekanizmaları ile temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi anayasal çerçevede ele alınması gereken konular. Nitekim önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Genel Başkanın Özgür Özel arasında gerçekleşmesi beklenen görüşmesinin başlıklarından biri de yeni anayasa olacak. Erdoğan gazetecilere yaptığı açıklamada Özel'e anayasa konusunda teklifinin olabileceğini belirterek şu ifadeleri kullanmıştı: "Türkiye'nin eskinin darbe ruhunu özünde barındıran anayasa metninden kurtulup, yenilikçi ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşma zamanı gelmiştir. Yani bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi'nin de böyle bir değişime destek verebileceği düşüncesinde ve inancındayım. Bu görüşme sağlandığında tabii ki anayasa konusu da bizim görüşme başlıklarımızın arasında yer alacaktır. …Doğrusu ben de bize çok ama çok dar gelen bu mevcut anayasayla ilgili liderler olarak neler yapabiliriz, bunları konuşmakta fayda var diye düşünüyorum. Sayın Özel'in bu ziyaretinin gerçekleşmesi halinde kendisiyle de bunları konuşarak böyle bir adımı atabileceğimizi kendisine teklif etmekten daha doğal bir şey olmaz."

Yeni anayasanın muhteviyatı bir kenara bu tartışma ortamının bizatihi kendisi, siyasete yeni ve pozitif bir alan açacaktır. Ülke olarak yaşanan seçim yorgunluğunun ardından anayasa temelinde sahici sorunlarına yeniden odaklanması önemli fırsat pencereleri sunacaktır. Diyalog atmosferi siyaset tarafından iyi değerlendirilirse iktisadi ve sosyal kalkınma için bir manivela vazifesi görebilir.

Muhalefet Parlamenter Sistem Israrını Gözden Geçirmeli

Bu bağlamda hem iktidara hem de muhalefete düşen önemli sorumluluklar bulunuyor. Daha önce AK Parti'nin yeni anayasa önerisine parlamenter sisteme dönüş ısrarıyla karşılık vermeyen ve 14 Mayıs seçimlerine "güçlendirilmiş parlamenter sistemi (GPS)" vaadiyle giden CHP ve diğer muhalefet partilerinin hükümet sistemi rezervlerini gözden geçirmesi elzem.

Zira başkanlık sistemiyle geçirilen beş yılın ardından gidilen 2023 seçimlerinde; seçmen pandemi, yüksek enflasyon ve 6 Şubat depremleri gibi sorunlara karşın tercihini muhalefetin en iddialı projesi olan GPS yönünde kullanmamıştı. CHP'nin akıntıya karşı siyaset yapmaması; seçmenin 2017 referandumu ve 2023 seçimlerinde verdiği mesajı doğru okuyarak yeni anayasayı parlamenter sisteme dönüşe indirgemekten vazgeçmesi gerekiyor.

Belli ki Türk seçmeni, Cumhurbaşkanlığı sisteminin kendisine sunduğu hükümetin doğrudan halk tarafından sandıkta kurulması, hükümet istikrarı, yasama ve yürütmeyi ayrı ayrı oylayabilmesi gibi imkanlardan feragat etmek istemiyor. Ancak bu mevcut başkanlık sistemi mimarisinde denge ve denetleme sistemi ile kuvvetler ayrılığı yönünden bir revizyona gidilmeyeceği anlamına gelmiyor. Zaten Cumhurbaşkanı ve AK Parti yetkilileri de "sistemde tadilata" açık olduklarını her seferinde dile getiriyor.