Top
06/01/2016

Bildikleriniz ya yanlışsa!

Hayatınızda bir kere de olsa kulaktan kulağa yayılan şeylere inanmışsınızdır. 'Saçı kazıtmak gür çıkmasına sebep olur', 'Gözünü şaşı yaparsan şaşı kalır' gibi şeyler hurafeden ibaret

Fısıltı gazetesi diye bir gerçek var ve orada yayılan haberler bir süre sonra herkes tarafından önemsenen 'bilgilere' dönüşüyor. Çoğumuz nedenini bilmeden büyüklerimizden duyduğumuz şeylere inanıyor, tavsiyelere harfiyen uyuyoruz. Amerikalı bilim adamları bunu fark ettiklerinde bilgiyi, bilime dayanarak onaylama ya da reddetme yolunu seçmişler ve en yaygın tavsiyelerin gerçekliğini araştırmışlar. Önce saçlarımız hakkında yayılmış meşhur söylentilere bakalım:

KAZITMAK SAÇI GÜRLEŞTİRİR Mİ?
Bu yöntem gerçekte işe yarar mı? Bu sorunun cevabını bundan yıllar önce merak eden bilim adamları bir araştırma yapmışlar. 1928 yılında bir grup gönüllü üzerinde yürütülen araştırmanın sonuçları oldukça ilginç. Gönüllülerin saçlarının bir kısmına hiç dokunulmazken, belirlenen bir kısmı kazınmış. Yeniden uzayanlar ve hiç kazınmamış saçlar eşit şartlarda incelenmiş ve aralarında hiçbir fark görülmemiş. Tek bir araştırmanın sonucuna yüzde 100 itimat etmeyen bilim adamları bu alanda çalışmalar yapmaya devam ettilerse de toplamda beşe ulaşan araştırma sonuçları ilk verileri değiştirememiş. Güneş ışığı ve kimyasal şekillendiriciler saçlarınız üzerinde sandığınızdan çok daha etkilidir. Solgun ve cansız görünümün en önemli sebepleri arasında bu ikisi sayılabilir. Saçlarınız ne kadar uzunsa, bu faktörlerden o kadar etkilenmiş demektir. Özellikle saç uçlarındaki bariz kötüleşmenin sebebi de budur. Eğer söylenenler sizi ikna etmiş ve saçlarınızı kazıtma yolunu seçmişseniz yeniden uzayan saçlarınız bu faktörlerden etkilenmemiş olarak geleceğinden; ilk izleniminiz, söylenenlerin doğru olduğu yönünde olacaktır.

HAMİLELİKTE SAÇ BOYATMAK BEBEĞİ ETKİLER Mİ?
2005 yılında, nevroblast tümör (hamilelikte saç boyatmanın sebep olduğu düşünülen kanser türü) ile doğan bebeklerin anneleri üzerinde bir araştırma yapılmış. Anneleri psikolojik etki altında bırakmamak için gebelikleri boyunca saçlarını boyatıp boyatmadıkları, onlarca farklı sorunun arasına yerleştirilerek sorulmuş. Aynı sorular nevroblast tümör taşımayan bebeklerin annelerine de yönlendirilmiş ve sonuçlar değerlendirilmiş. Her iki grupta da hamileyken saçlarını boyattığını söyleyen annelerin sayısı birbirine çok yakın bulunmuş. Bu durum, hamileyken saç boyatmanın nevroblast tümör ile doğrudan bir bağının olmadığını ispatlar nitelikte görülmüş ve yapılan bu çalışma referans alınmaya başlanmış. Hamile deney hayvanları üzerinde yapılan bir diğer araştırmaya (fare ve kediler) göre, gebelikleri esnasından birden çok kez saç boyasıyla tüyleri boyanan deneklerin dünyaya getirdikleri yavrularda, hiçbir farklılık ya da hastalık gözlemlenmemiş. Tıp böyle söylüyor olsa da konunun hassasiyetini düşünerek hamileliğiniz esnasında saçlarınızı boyatacak olursanız sizi takip eden doktorunuza muhakkak danışmalısınız. İnsan hayatı, hele de bebekler söz konusu olduğunda küçücük ihtimaller bile büyük tehlikelerdir.

GÖZLERİNİ ŞAŞI YAPARSAN ÖYLE KALIR MI?
Gözlerdeki şaşılık ve oluşma sebepleri hakkında araştırmalar yapan bilim adamları, bilinçli olarak gözleri şaşı yapmanın kalıcı şaşılığa sebep olduğuna dair hiçbir kanıta rastlamamışlar. Ancak araştırmalar sonunda, gözleri uzun süre bu halde tutmanın, ilgili kasları germesi sebebiyle kısa süreli ağrı ve bulanık görmeye sebep olduğu da ispatlanmış. Göz muazzam bir yapıdır. Kusursuz bir makina gibi tasarlanmış olan insan bedeninde görme yeteneğinin verildiği bu organ, birbiriyle uyum içinde çalışan üç çift kas tarafından kontrol edilir. Bu kaslardan biri gözü sağa ve sola, ikincisi yukarı ve aşağı, üçüncüsü ise çapraz konuma getirme görevi görür.

BULANIK GÖRMEYE SEBEP OLABİLİR
Gözlerin çapraz konuma gelebilmesi yani şaşılaştırılabilmesi doğal bir harekettir ve bunun için vazifeli bir kas grubu dahi vardır. Bilinçli olarak şaşı bakmak, gözümüze zarar vermez ancak bu durumu uzatmak, ilgili kası yoracağından k��sa süreli ağrı ve bulanık görmeye sebep olabilir. Gözleri şaşı yapmanın öyle kalacağına sebep olacağına inanmak, kolumuzu kaslarımız yardımıyla herhangi bir konuma getirdiğimizde öyle kalacağına inanmak kadar abestir.

KARANLIKTA KİTAP OKUMAK GÖZLERİ BOZAR MI?
Loş ortamlarda bir şeyler okumanın göz üzerindeki etkilerini araştıran bilim adamları, çeşitli sonuçlar elde etmişler. Bu araştırmalar neticesinde, karanlık sayılabilecek ortamlarda bir şeyler okumanın; daha fazla odaklanmaya, doğal olarak tekrarladığımız göz kırpma hareketinde fark edilir bir azalmaya, gözlerde kuruluk hissine ve uzun süre gözleri kısmaya sebep olduğu tespit edilmiş.

TAGÖZLERİ RAHATSIZ EDER

Bu etkilerin kalıcı hale gelmesi yaşam kalitesinde düşmeye sebep olabilir. Bu etkilerin devamlılığını araştıran bilim adamları, tekrar ışıklı bir ortama geçildiğinde bu şikayetlerin ortadan kalktığını tespit etmişler. Karanlıkta bir şeyler okumanın gözlerde kalıcı etki bırakıp bırakmadığına dair yapılan araştırmaları yorumlayan uzmanlar aynı kanıda birleşmişler. Böylece bu davranışın, gözleri zorladığı, rahatsız edici etkiler ortaya çıkardığı ancak kalıcı olmadığı bir kez daha belirtilmiş.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp