Top
Ferhat Ünlü

Ferhat Ünlü

tulu.gumustekin@sabah.com.tr

25/06/2023

Kültür istihbaratının şifreleri

Her ne kadar pejoratif (küçümseyici) biçimde 'spagetti' nitelendirmesiyle tasnif edilse de gelmiş geçmiş en iyi Western filmlerden biri, hatta IMDB puanını baz alırsak birincisi olan İyi, Kötü, Çirkin'i türünün şaheseri kılan özgün özelliklerinden biri; istihbaratı/sırrı hikâyesinin başat unsuru haline getirmiş olmasıdır.

Kötü, yani Melek Göz; filmin en başından beri bir sırrın peşindedir. Bütün stratejisi, 200 bin dolarlık altının gömülü olduğu mezarla ilgili net bir istihbarata erişmektir.

Tabii filmin konu aldığı zaman diliminde, yani Amerikan İç Savaşı yıllarında (1861-1865) 1944'e tarihlenen Bretton Woods anlaşması da olmadığı için 200 bin dolardan kasıt, buna tekabül eden altındır. Dolar, bu anlaşmadan sonra altına dönüştürülebilirliğini koruyan tek para birimi olarak kalmıştır.

İyi, Kötü, Çirkin'deki Çirkin, yani Tuco da mezarlıktaki hazinenin peşindedir. Bununla birlikte mezarın tam yeri konusunda bilgi sahibi olan tek kişi; İyi, yani Blondie'dir. Herkesin birbirine olan istihbari ihtiyacından dolayı paraya erişene kadar çatışmaya girmezler.

Ve nihayetinde altınlar, ne kadar iyi olduğu tartışmalı bir İyi ile ne kadar çirkin olduğu tartışmalı Çirkin arasında yarı yarıya bölüşülür. Elbette bundan önce mezarlıktaki 'triello'da (düellonun üçlüsüne verilen isim) Kötü de İyi tarafından vurulur ve toprağı üzerine çeker.

İSTİHBARAT ZAMANIMIZIN ALTINIDIR

Altına erişmek için bütün istihbari yolların ve dahi hilelerin kullanıldığı takribi bundan 160 sene önceki hikâyenin günümüzdeki versiyonunda muhtemelen bilginin kendisi altın olurdu. Para; o gün olduğu bugün de önemlidir elbette; hatta evrensel değerler dünyasında o günkü konumunun çok daha yükseğine erişmiştir, ne var ki bilgi olmadan paraya erişmek de mümkün değildir.

İstihbarat üzerine 30 yıldır çalışan bir gazeteci olarak bana zamanın öğrettiği en önemli şey; istihbarat denilen şeyin, yani taze, stratejik bilginin; altın değerinde olduğudur. İstihbarat, yani bilgi savaşını kaybederseniz bütün savaşları kaybedersiniz.

Zaten istihbaratın kendisi de geleceğin bilgisine erişebilmek için, gelecekteki muhtemel tehditleri algılamak için yapılır. Bu açıdan istihbarat, zaman ile kaim bir olgudur ve zamanla yarışarak yapılır.

Bundan 30 yıl önce istihbarat, edinilme yöntemlerine HUMINT, yani İnsana Dayalı İstihbarat ve ELINT, yani Elektronik İstihbarat olarak tasnif ediliyordu.

Ama şimdi şu noktaya geldik: Artık bir yapay zekâ meselemiz var, Angloksaksonların deyişiyle Artificial Intelligence... Hem yapay zekâ, hem yapay istihbarat, kelimenin iki anlamıyla…

Yapay zekâdan basit saha analizi veya raporlama gibi işleri yaparken yararlanılıyor. Poligraflar, yani yalan makineleri yapay zekâ ile desteklenmeye başladı. İHA ve SİHA'lar, zaten yapay zekâ istihbaratının önemli bir unsuru, Drone orduları keza öyle.

Türkiye, istihbaratın yeni alanlarında geri kalmamış; bilakis büyük atılımlar yapmış bir ülke. Ama gelecekte yalnızca Türkiye'yi değil, bütün ulus devletleri bekleyen bir tehdit var: Sermayenin başını çektiği Küreselciler…

Bu küresel, makro gerçekler ve yüksek tehdit olasılıkları konusunda Türkiye'nin, bir ulus devlet olarak hazırlıklarına ayrıntıyla vakıf olduğumu söyleyemem. Ancak bu konuda ulus devlet olarak en hazırlıklı gizli servislerden birine sahip olduğumuzu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

Küreselciler açısından bakarak ise egemenlik, sadece para ile tesis edilebilecek bir şey değil. Bilgi ve silah lazım. Küreselciler, özel istihbarat ve özel savaş şirketleri ile bu ihtiyacı gidermenin yollarına bakıyorlar. Ancak asıl hedefleri, dijital hegemonya kuracakları bir yapay zekâ sistemine hâkim olmak.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp