Top
Ferhat Ünlü

Ferhat Ünlü

tulu.gumustekin@sabah.com.tr

07/04/2024

Zaman-para denkleminde ekonomik buhran

Saatin tiktakları, zamanın taktikleri; hayatta sık kullandığım edebi icatlarımın başında gelir. Her insan gibi zaman mefhumunun güçlü, geri döndürülemez etkileri yaşamış, halen de yaşayan biriyim. Ayrıca bir gazeteci, romancı, televizyoncu olarak zaman meselesine fazladan mesai ayırdığımı, kafa yorduğumu da eklemem gerekiyor.

İşin ekonomik boyutuna dikkatle bakarsak zamanın en hızlı etkilerini enflasyon dönemlerinde yaşadığımızı keşfederiz. Bu yazıda zaman-para matematiğine enflasyonist ortamlar/devirler bağlamında bakacağız ve günümüzü bu perspektifle anlamaya çalışacağız. Merkez Bankası'nın politikaları bağlamında makro ekonomiden, zaman baskısıyla enflasyonla mücadeleye geleceğim.

İnsan, zamanının çocuğudur. Zaman dışı, zamanı belirli bir limitte aşan şeyler yapabilir, başarabilir; ama esas olarak zamanının çocuğudur. Bazen içinde bulunduğumuz zaman dilimlerinin matematiğini kaybetmesek bile zamanın görüngülerinin belirsizleştiği dönemler yaşarız. Ekonomik kriz ve buhranlar bunlardan biri, hatta birincisidir.

Mesela Türkiye; pandemi sonrasındaki ekonomik buhranın (ben epeydir kriz değil, buhran diyorum çünkü toplamda beş yıllık bir zaman dilimine yayılmış olacak) etkilerini bertaraf etmek için acele ediyor. Çünkü toplamda beş seneden fazla sürerse zaman iyiden iyiye çar çur olur, dayanma gücümüz azalır.

Türkiye'de ekonomi yönetimi; Haziran 2023'ten beri liyakat sahibi. Toparlanıyoruz, fakat bir süre daha acı reçeteye devam edeceğiz belli ki.

MART 2021'DEN BERİ BİR TÜNELDEYİZ

Bir başka deyişle tüneldeyiz ve çıkışa doğru yol alıyoruz. Peki; bir zamansal soru sorayım: Biz bu tünele ne zaman girdik? Bu bağlamda gazeteciliğin 5N 1K ilkesinin en temel sorusu 'Ne Zaman' sorusudur.

Buhranın miladı konusunda net bir fikriniz var mı? Çünkü enflasyonist ortamda paranın değer kaybı bazen zaman kavramının tahrif olmasına, daha doğrusu bizim zamanı doğru algılayamamıza da yol açabilir.

Türkiye'deki ekonomik buhranın miladını ben Mart 2021 olarak alıyorum. O dönemde Koronavirüs Pandemisi halen devam ediyordu. Henüz fatura çıkmamıştı, ama küresel ve milli anlamda bir ekonomik depreme gireceğimizin emareleri vardı. O dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda bir görev değişikliği yaşandı. Naci Ağbal görevinden ayrıldı. Elbette her şey; sadece bu görev değişikliğine bağlı değildi, ama ondan sonra küresel ve ulusal parametrelerin de etkisiyle para buhranı dönemine girdik.

Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanı Yardımcımız, kıymetli devlet büyüğümüz Cevdet Yılmaz'la görüştüm. Kendisi ekonomik kriz konusunda umutlu. Temkinli ama umutlu… Hatta başaracağımızdan emin.

Yılmaz'ın, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın bu süreçte yanında önemli olması önemli. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de işinin erbabı olduğuna şüphe yok. Haziran 2023'ten itibaren toparlanmaya başladık, iyiye gidiyoruz. Böyle devam etmemiz lazım. İnşallah faiz artırmaya ihtiyaç duymayacağımız dönemler de gelecek.

FAİZ, ZAMANIN PARASAL ARTIK DEĞERİDİR

Faiz, paranın zaman üzerindeki artık değeridir. Faiz -tefeci hariç- evlat olsa sevilmez ama bazen tahammül etmek zorunda kalırsınız. Artık değer Karl Marx'ın kavramıdır. Marx üç cilt ekonomi politiği kitabı yazdı: Das Kapital… Ancak kendi ekonomisinden ne kadar anladığı tartışılır. Zira hanımı dermiş ki, "Karl, kapital üzerine bu kadar düşüneceğine biraz kapital kazanıp biriktirseydi."

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp