Sevgi, hayatta en ihtiyacımız olan duygu. Özellikle romantik sevgi, insana enerji, dirilik, hatta yaşama sevinci veriyor. Ancak günümüzde çoğu erkek; bırakın 'Seni seviyorum' demeyi, aylarca sevgili gibi görüştükleri kadınlara 'kız arkadaşım' bile diyemiyorlar. Kadınlar, böyle erkekleri bencil ve olgunlaşma özürlü görüyor. Öte yandan bazı erkeklerde de kadınlara yönelik bir güven eksikliği söz konusu. 'Kadınların aşkı ulaşılması zor erkeker için... Bazı kadınlar, daha iyi bir erkek için kız arkadaşına bile kazık atıyor' diyen erkekler var. Sürekli bir sevgi arayışının içinde, sürekli yalnızlık çekiyorsanız, 'Neyi yanlış yapıyorum?' diye hiç düşündünüz mü? Bir insanın yalnız olması (bence) tesadüfi bir sonuç değildir. 'Neden yalnızım?' sorusunun cevabını, genelde 'Sorun ben değilim, başkaları' olarak görürüz. Eğer hayatınızda o özel kişiyi bir türlü bulamadıysanız, belki de kendinizi sunuş şeklinizde ve tavrınızda farklı algılanan bir durum olabilir. Ya da daha en başta seçimlerinizle kendinizi ayağınızdan vuruyorsanız, o zaman neyi yanlış yaptığınızı anlamak istemez misiniz? AŞKIN ANA ÖZELLİĞİ YOKSUNLUKTUR Belki de bir partner bulma ihtiyacınız, sizi ilişkinizi en baştan sabote edecek bir paranoyaya sokuyor olabilir. Diyelim daha birkaç görüşmeden sonra size sevginiz çok gerçek gelebilir ve 'Seni seviyorum' demek isteyebilirsiniz. Ama o, bunu 'Ne zaman evleniyoruz?' diye algılayabilir. Yani biraz umutsuz görünebilir ve anında itibar kaybedebilirsiniz. Ya da kendinizi beğendirmek için biraz fazla enerji sarf ediyorsunuzdur. Oysa, ne kadar mükemmel olduğunuzu belki karşınızdaki kendisi fark etmek ister; sürekli hatırlatılmak değil. Mesela benim bugünkü sevgi anlayışım ile 10 yıl önceki sevgi anlayışım arasında çok fark var. 20 yıl önce ise sevmek ile deli gibi aşık olmak arasındaki farkı göremiyordum bile! Aşkın ana özelliği olan yoksunluk çekmek; zihnin isteyen bölümünden gelişiyor. Aşkın başında yaşanılan o heyecan, aslında bir saplantı. Ama sevgi o değil işte! Yıllar bana sevmenin ve sevilmenin kalitesi hakkında şunları öğretti: Aşık olmaya bağımlılığını kesebildiğinde, sevginin aslında o kadar yorucu olmadığını görme şansı bulursun. Kendini 15 farklı yönünle göstermeye ve beğendirmeye çalıştığın ilişkiler hayal kırıklığı ile sonlanıyor. Bir ilişkide sürekli veren kişi olmak, o ilişki için doğru bir şeyler yapmak anlamına gelmiyor. Ayrıca birlikte olduğunuz erkeği elinizde tutacağınızın garantisi de değil! Mutsuz bir ilişki, insanı mutlu edebilecek diğer bütün kaynakları tüketiyor. Başkasının sağlayacağı güvenlik hissi kalıcı olmuyor. O his, insanın içinden gelmeli. İşte bütün mesele bu. Bu yüzden belki de bir başkasına değil, asıl kendine ait olma hissini kaybetmemek gerekiyor. Bunu fark ettiniz mi, yaşam enerjinizi başka kimsede bulmak için uğraşmazsınız. Daha dengeli ilişkiler sizi çekmeye başlar.