Top
23/03/2024

Sahadan Güç Kazanan Diplomasi ve Irak

Türkiye'nin terörle mücadelesinde sınır ötesi askeri harekâtlar bağlamında yeni bir dönem başlıyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak'ta atılacak adımlara ilişkin oluşturduğu söylem ve ilk işaretlerin ardından artan diplomasi trafiği ile birlikte iyice olgunlaşan bir süreç söz konusu.

Dışişleri Hakan Fidan'ın liderliğinde yürütülen diplomatik trafik, saha gerçekliği üzerinden yeni bir siyaset inşa ediyor. Fidan'ın muhataplarına uyguladığı markaj, Türkiye'nin bölgede artan caydırıcı gücü, Ankara ve Bağdat'ın ekonomik olarak birbirine olan ihtiyacı ve Kalkınma Yolu projesi gibi ortak çıkarlar iki başkentin de hareket tarzını güncelliyor. Güçlendirilen ilgili dinamikler Ankara'nın Bağdat ile PKK terör örgütüne dair artık ortak bir yaklaşım geliştirmeyi başardığı, Irak'ın ilk defa terör örgütünü kendi sınırları içerisinde yasaklı bir örgüt olarak kabul ettiği yeni bir dönemin işaretleri.

Türkiye hali hazırda 2016'dan günümüze yeni askeri doktrini ile ulusal güvenliğine ilişkin tehditleri kaynağında bertaraf etmeye yönelik bir askeri strateji uyguluyor. Bu bağlamda Irak'ın Kuzeyinde Hakurk'tan Haftanin Sinat'a kadar sınır hattını güvence altına alacak şekilde alan hâkimiyetine dayan askeri harekâtlarına devam ediyor. Kararlılık Harekâtları ile başlatılan bu yeni askeri strateji, Pençe Kaplan ve Kilit Harekâtlarıyla ile de devam etti. PKK'nın "Medya Savunma Alanları" olarak adlandırdığı ve çok önem verdiği topografik açından dağ silsilelerinden oluşan bu alanda Türk Ordusu alan hakimiyetini elde edecek şekilde konuşlanıyor, stratejik değere sahip üs noktaları oluşturuyor. Şu ana kadar geniş bir alanda PKK unsurları elimine edilmiş durumda. Örgütün daha önce eğitim, üslenme, komuta ve kontrol için kullandığı alanlar şu anda Türk Ordusunun kontrolünde.

Ancak TSK'nın buradaki askeri varlığının tahkim edilmesi, İran-Suriye hattına birleştirecek şekilde Zap'ın geri kalanı ve Gara'yı da içine alacak şekilde bu güvenli alanın genişlemesi gerekiyor. Mevsim şartları olgunlaştıkça bu bağlamda tamamlayıcı çeşitli askeri hareketler gerçekleştirilecek gibi görünüyor. Böylece PKK'nın bölgedeki, varlığı tamamen elimine edilmiş olacak. Şu ana kadar Erbil ile görece bir eş güdüm içerisinde hareket eden TSK, şimdi aynı anlayışı Merkezi Irak Ordusu ile de geliştirmek istiyor. Türkiye'nin Bağdat'ın önüne koyduğu kazan-kazan anlayışıyla geliştirilmiş yeni vizyonda artık hiçbir şekilde PKK'ya yer yok. Basra'dan Türkiye hattına kadar uzanacak Kalkınma Yolu projesinin gerçekleştirilebilmesi adına PKK'nın tüm bölgeden temizlenmesi gerekecek.

Son diplomatik görüşmeler sonucunda Bağdat'ın da artık bu gerçekliğin farkında olduğu görülüyor. Türkiye artan caydırıcı gücüyle Bağdat'ın önüne "ya eşgüdümle hareket ederiz, ya da tek taraflı olarak ben harekete geçip alan hakimiyetimi genişletirim" seçeneklerini sunması da etkili. Şu anda ortak güvenlik mekanizması toplantıları başladı ve ilk gelen işaretler olumlu. Irak Ordusu'nun doğrudan PKK ile çatışmaya girmeyi arzulamadığı görülse de askeri konuşlanmalar ile örgütü birçok noktada geri çıkartabilir. Sincar ve Mahmur gibi alanlar bunların başında geliyor. Yine Türkiye'nin SİHA'ları kullanabilmek için Irak içinde bazı alanlar tahsis edilebilir, istihbarat paylaşımı ve çeşitli diğer güvenlik tedbirleri Türkiye'nin elini kolaylaştıracaktır.