Top
Vedat Atasoy

Vedat Atasoy

vedatatasoy@iztv.com.tr

28/07/2013

Selanik: Gözümüzü arkada bırakan kent

Atatürk'ün doğduğu, büyüdüğü şehir... Güzel İzmir'in ikizi... Büyük şair Nazım Hikmet'in memleketi... Her biri yürek burkan, binlerce mübadele öyküsünün başkahramanı... Osmanlının İstanbul'dan sonraki en büyük şehri... Yani Selanik... İlk kez geldiğim Selanik'i sanki daha önce biliyor gibiydim. Hiçbir şey yabancı değildi. İzmir'in Kordun'unda yürüyor, İstanbul balık pazarında alışveriş yapıyor gibi... Boğaz da balık yiyor, rakı içiyor gibi... Hele müzik çalınca sanki Nevizade'de arkadaşlarla oturuyor gibi... Bizim gibi, biz gibi...
Selanik'e bir belgesel çekimi için gitmeye karar verdiğimiz an, aslında bize bu kadar yakın bir şehirden nasıl da uzaklaştırıldığımızı anladık. Uçak ile 50 dakika araba ile 6 saat süren bir yolculuk ile varılan, buram buram Anadolu, Ege kokan bu kent aslında en rahat olacağımız yerlerdenmiş.

Selanik, Yunanistan'ın kuzeyinde Makedonya bölgesinin en büyük şehri. Şehir aslında çok eski. Büyük İskender ve babası Kral Filip'e kadar uzanan çok eski ve önemli bir tarihe sahip. Şehrin içinde bulunan antik kent kalıntıları da hem o günlerin hem de daha sonra ki Roma uygarlığının izlerini bize sunuyor.

Ancak şehrin altın dönemi şüphesiz Osmanlı İmparatorluğu dönemi. 1430 yılında Osmanlı hakimiyetine giren şehir o günden sonra imparatorluğun Balkanlardaki en büyük şehri oldu. Osmanlının göz bebeği Selanik, aydın insanları ile adeta bir ilim yuvasıydı. Osmanlının özellikle son dönemlerinde neredeyse tüm yenilikler Selanik'te ortaya çıkmıştı.

Tarihimizin en tartışmalı döneminin yaşandığı 19.yy sonlarında esen Jön Türk hareketinin doğduğu kent olan Selanik, Osmanlının yıkılmasına kadar süren hareketin de en önemli noktası olmuştu.

Artık geçmişe sünger çekme vakti geldi de geçiyor bile... Neden yüzyıllarca yan yana yaşadığımız Rum dostlarımızla kanlı bıçaklı olundu? Kimler bundan kazanç sağladı? Halklar neden düşman oldu? Komşu komşuya neden kırdırıldı? Acılarla dolu Selanik hatıralarımızı artık güzel anlarla yad etme zamanı çoktan geldi de geçiyor bile.

Dünyada bize en fazla benzeyen halk olan Yunan halkı ile el ele verme zamanı çoktan geldi. Bu hafta size kısa bir Selanik turu attıracağım. Umarım bu güzel kenti gezmek isteyenlere, hele ''bayram tatilinde nereye gidelim?'' diyenlere rehber olur.

Atatürk'ün Evi
Selanik diyince akla ilk gelen isim kesinlikle Mustafa Kemal Atatürk. İlkokul yıllarından beri kitaplarda gördüğümüz mütevazı, cumbalı evi Selanik'in en ünlü yapısı. Hemen yanı başında bulunan konsolosluk binası ve Atatürk'ün evi en fazla polisi göreceğiniz yer. Utanç verici 6-7 Eylül olaylarının çıkış sebebinin, yalan haber olduğu daha sonra ortaya çıkan ''Atatürk'ün evine bombalı saldırı yapıldı'' haberleriydi. Geçmişte yaşanan bu tarz provokatif eylemlere sebep vermemek için, bir otobüs dolusu polis konsolosluğun önünde bekliyor.
Atatürk'ün 1881 yılında doğduğu ve Selanik'in Osmanlının elinden çıktığı 1912 yılına kadar dönem dönem kaldığı bu ev, 1953 yılında müzeye çevrildi. Ancak eve girmek mümkün değil. İşadamı Serdar Bilgili'nin sponsorluğunda restorasyonu yapılmış olan ev, hala ziyarete açılmış durumda değil. Aylardır içerisine konulacak malzemelerin Türkiye'den gelmesi bekleniyor. Kültür ve Turizm Bakanımız Ömer Çelik'e buradan sesleniyorum: ''Bu özel ev, özel ilgi bekliyor. Selanik'e gelen her Türk turistin ilk uğradığı bu müze evi, lütfen bir an önce hizmete sokunuz''.

Beyaz Kule
Selanik'in simgesi olan Beyaz Kule, Kanuni zamanında yapılmış. Günümüzde tarihî bir kule ve müze olarak, şehrin deniz kıyısında yer alıyor.
Kule, Osmanlılar tarafından kale, garnizon ve hapishane olarak kullanılmış. 1912'de Balkan Savaşlarının sonucunda Selanik Yunanlıların eline geçince kule, vaftiz edilerek beyaza boyanmış. O günden sonra da ''Beyaz Kule'' olarak anılmaya başlanmış. Ancak zamanla kule eski rengine dönmüş.

Evliya Çelebi, deniz kenarındaki Kale-i Esed veya Kalamarya Kulesi'nin, içinde 40 ev, 3 sarnıç, buğday ambarları bulunduğunu bildirip, toplarının ancak Çanakkale'de ve Rodos'ta olanlarla mukayese edilebileceğini yazar. Bunlar karşıda 8 mil mesafeyi dövebilirmiş. Kulenin 50 arşın (38 m.) boyunda, 5 adım (3 - 3,5 m.) eninde duvarları varmış. Evliya'nın anlattığı bu kulenin çevresi bugün yok. 1869 yılında sahile rıhtım inşa edilmesi sebebiyle kale duvarları yıktırılmış.

Kule, bugün yemyeşil bir parkın içinde yer alıyor. Özellikle gün batımına yakın Selaniklilerin akınına uğruyor. Kulenin önünden kalkan teknelerle kısa bir Selanik turu yaparak, denizden bu güzel kentin keyfini çıkarabilirisiniz.

Yedikule Hisarı
Selanik’te bugün hala ayakta kalan Osmanlı yapılarının en eskisi sayabileceğimiz şehre hâkim Yedikule, Sultan Yıldırım Bayezit tarafından 1392- 1402 arasında şehre hâkim tepede yaptırılmış. Bayezit’in 1402’de Emir Timur'a yenilgisiyle başlayan Fetret devrinde elden çıktığında Bizans valisi olan Manuel Paleologos tarafından yıktırılmış. 29 Mart 1430’da kenti tekrar alan Sultan II. Murat eski hisarın yerine bu kaleyi yeniden yaptırmış. Uzun süre hapishane olarak kullanılmış.

Aristoteles (Aristo) Meydanı
Şehrin ana meydanı Aristoteles Meydanı, kentin kalbinin attığı yer. Deniz kenarında bulunan bu meydan, tüm Yunanistan'ın en ünlü yerlerinden biri. Son derece hareketli politik yaşamı olan Yunanistan'da yapılan eylemlerin birçoğunun çıkış noktası olan bu meydana Yunanistan'ın Taksim'i diyebiliriz. Ayrıca festivaller ve yıllık Noel ve karnaval kutlamaları gibi birçok kültürel etkinlikler için de kullanılan meydan, kent için önemli bir turistik alan ve çevresindeki çok sayıda kafe ve barlar ile de oldukça popüler.
Aristoteles Meydanı' nın tarihi Selanik şehrinin üçte ikisi tahrip eden 1917 Büyük Yangın ile başlar. 1917'deki Büyük Yangından önce, kentin mimarisi Avrupa'da 'temel' olarak kabul edilen unsurlardan yoksundu.Fransız mimar Ernest Hébrard, şehrin büyük meydanları için bir dizi öneride bulundu.

Selanik için yaptığı planında Hébrard, kentin 1917 öncesindeki eksik mimari unsurlarını uygulamış: heybetli cepheler, anıtsal eksen ve Doğu Roma İmparatorluğu ile şehrin bağlantısını vurgulamak için mimar Doğu Roma ve batı mimarisinin elemanlarını kullanmıştır. 
http://selanikgezirehberi.blogspot.com/2012/10/allatini-kosku.html

Allatini Köşkü
Allatini Köşkü, Selanik'te fazla göz önünde olmayan ancak Osmanlı tarihi için çok önemli bir yapı. 31 Mart Vakası sonrası tahttan indirilerek sürgüne, Selanik'e gönderilen Sultan 2. Abdülhamid, 1909-1912 yılları arasında bu köşkte kalmıştı. 2. Abdülhamit ve ailesi, köşkte zor şartlarda yaşamış.

1912 yılında Yunan kuvvetleri Selanik'e yaklaştığında, 2. Abdülhamit apar topar İstanbul'a geri gönderilmek istenmişti. Ancak sultan bu isteğe şiddetle karşı çıkmış,'' Selanik demek, İstanbul'un anahtarı demektir. Ordumuz nerede, askerlerimiz nerede? Yetmiş yaşında olduğuma bakmayın! Bana bir tüfek verin, Selanik'i son nefesime kadar müdafaa edeceğim...'' demesine rağmen, biraz da zorla İstanbul'a geri dönmüştü. Sonra mı ne oldu? Selanik'i korumakla görevli Tahsin Paşa 40 bin kişilik ordusu ile tek kurşun bile atmadan Selanik'i teslim etti. Ardından da Yunan vatandaşı oldu!

Allatini Köşkü, 1888 yılında İtalyan mimar Vitaliano Pozelli tarafından yapıldı. 1926 yılında üniversite olarak, 2. Dünya Savaşı'nda ise hastane olarak kullanılmış. Şu an Makedonya Bölge Valiliği olarak hizmet veriyor.

Yeni Camii
Selanik'teki en ilginç yapılardan birisi şüphesiz Yeni Camii... Selanik'te yapılan son cami olan Yeni Camii aynı zamanda, Dönmeler (Sebataycılar) tarafında yaptırılan ilk camii. Müslümanlığı seçen Yahudiler tarafından, 1902 yılında İtalyan mimar Vitaliano Poselli’ye yaptırılmış.1925-1963 yılları arasında Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan camiinin bahçesinde hala mezar taşları ve mozoleler bulunmakta. Minaresi yıkılmış haliyle ilk bakışta camiden çok havrayı hatırlatmakta, ön cephedeki saat kulesi de oldukça dikkat çekici.Semt, zengin Sebataycıların yaşadığı Hamidiye Mahallesi'nde olduğu için Hamidiye Camii Şerifi olarak adlandırılmış. Ama yaygın olarak Yeni Cami veya Dönme Camisi olarak bilinmekte. Aşırı milliyetçi Yunanlılar tarafından ''Türk Dostu'' olmakla suçlanan Selanik'in ilginç Belediye Başkanı Butaris' in en tartışmalı projelerinden biri de ''Yeni Camii'yi tekrar ibadete açmak''... Geçmişte onlarca camiyi barındıran Selanik'te bugün aktif tek bir camii bile yok.

Alaca İmaret Camii
Selanik'in ayakta kalan bir diğer camii de bugün müze ve sergi alanı olarak kullanılan Alaca İmaret Camii. Osmanlı döneminde Balkanlarda çok sık görünen Alaca camiler, adı üstünde, rengârenk işlemelere sahipti. Ayrıca Anadolu'da ve diğer Arap camilerinde görünmeyen bir özellikleri vardı. Bu camilerin içinde çok sayıda resim vardı. Manzara, çiçek, ağaç resimleri ile donatılan bu camilerin artık çok azı ayakta. Resimlerinin çoğunun silinmiş olmasına rağmen Selanik Alaca Camii bunlarda biri.

Rotonda
Rotonda, Selanik’in en eski ve gösterişli yapılarından birisi. İsmini dairesel şeklinden alır. Bu yuvarlak binanın iç çapı 24.5 metre ve boyu 29.8 metre. Rotonda, M.S. 300 yılı civarında inşaa edilmiş. Neden yapıldığı ile ilgili iki yaygın fikir bulunuyor. Birinci fikre göre, Roma'nın ünlü yöneticisi Galerious’un mezarı olması için yapılmış fakat Selanik'ten uzakta ölmüş ve toprağa verilmiş. Daha yaygın olan ikinci fikre göre ise, bina dini inanca hizmet etmesi için yapılmış ve Zeus’a adanmış. Theodosios döneminde (379-395), kiliseye dönüştürülmüş. Bina parlak sanat eserleri ve yüksek kalitede mozaiklerle süslenmiş. Bu mozaikler Doğu’nun en eski duvar mozaikleri ve Selanik’in en önemli sanat eserlerinden.

Aziz Dimitrios Kilisesi
Tam bir kiliseler kenti olan Selanik'in en büyük kilisesi (43.58 m. boy, 33 m. en), Atatürk Evi'ne komşu olan Aziz Dimitrios Kilisesi... 4. yy. da yapılan kilise, Osmanlılar döneminde camii olarak kullanılmış. 1917 yılındaki büyük yangında tamamıyla yanmış. 1949 yılında restore edilerek bu kez kilise olarak ibadete açılmış. 1988 yılında ''UNESCO Dünya Kültür Mirası'' olarak ilan edilmiş.1917 yılındaki yangında yok olmayan mozaik süslemeler ve duvar resimleri 5. yüzyıl ve 15. yüzyıl arasında adı bilinmeyen zengin kişiler tarafından yaptırılmış, Doğu Roma resim sanatının eşsiz örneklerinden...

Kamara
Selanik’in en çok bilinen ve birçok kişinin buluşma noktası olan Kamara; M.S. 3. yüzyılın sonunda ve 4.yüzyılın başında, Roma İmparatorluğunun dört büyük liderinden biri olan ve Balkan Yarımadasının Yöneticisi olan ve 299 yılında Selanik’i bu bölgenin başkenti yapan, Sezar Galerious’u onurlandırmak için yapılmış. Ayrıca Selanik'te hala Osmanlılardan kalan birçok hamam ve bedesten de bulunuyor. Yani Selanik kültür turuna çıkan kişileri mutlu eden bir şehir. Ayrıca muhteşem yemeklerini de anmadan geçemeyeceğim. Dünya üzerinde bize en yakın mutfak olan Yunan mutfağının en güzel örnekleri Selanik'te bulunuyor. Tavernalarda şahane yemeklerin tadına bakıp, Yunan müziği eşliğinde sirtaki yapanlara katılabilirsiniz.

Ayrıca deniz kenarında bulunan Selanik'in çevresinde plajlarla dolu. Arabayla yarım saat mesafedeki bu plajlar oldukça keyifli. Ayrıca Yunanistan'ın en ünlü tatil yerlerinden olan, görenlerin Maldiv Adalarının turkuaz deniziyle kıyasladıkları ünlü Halkidiki, Selanik'in komşusu ve sadece 1 saat uzaklıkta. Yani kültür turu ile deniz-kum-güneş tatilini birleştirebilirsiniz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp