Top
Hakan Çelik

Hakan Çelik

hakan.celik@posta.com.tr

29/09/2011

Avrupa ayağına kurşun sıkıyor

Türkiye’ye “kalabalık ve fakir” bir ülke olduğu gerekçesiyle vize uygulayan Avrupa Birliği, 193 milyonluk Brezilya’dan bile vize istemiyor! AB’nin iki yüzlülüğünün hesabını sormak üzere Egemen Bağış’la birlikte Strasbourg’dayız

Avrupa Birliği’nin saçmasapan vize uygulaması artık canımıza tak etti! Haksız ve hukuksuz bir gasp ihlaline dönüştü. Türkiye’de “vize” deyince bizim aklımıza ‘saatlerce vize kuyruğunda ömür tüketen insanlar, sebepsiz yere başvurusu reddedilenler, uzun süre yanıtsız bekletilenler’ geliyor. Üstelik, kolay vize verildiği iddia edilen işadamları, sanatçılar ve sporcular da ciddi mağduriyet yaşıyor.

 

Son bir ayda Almanya ve İspanya’nın vize başvurularını zamanında karşılamaması nedeniyle yüzlerce Türk işadamı, bu iki ülkedeki fuarlara katılamadı ve milyonlarca dolarlık iş anlaşmalarını gerçekleştiremedi.

Vize uygulamasında öyle örnekler var ki; Türkiye için “kalabalık ve fakir” gerekçelerini ileri süren Avrupa, 193 milyonluk Brezilya’ya vize uygulamıyor, çok yoksul durumdaki Uruguay vatandaşlarından bile vize istemiyor.

Vizelerin kaldırılması için bugüne kadar TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan TÜRKONFED Başkanı Erdem Çenesiz’e, TÜSİAD’dan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne kadar neredeyse her kurum ayrı ayrı girişimde bulundu. Türkiye’den sivil toplum adına Avrupa kurumlarına yapılan şikâyet başvurusu sayısı binlerle ifade ediliyor. Açılan yüzlerce davanın sonucu da Türkler lehine sonuçlandı. Fakat Avrupa Birliği “siyasi ve teknik gerekçelerle” vize uygulamasına devam ediyor. Hem de en katı haliyle!

İş aramaya ihtiyacımız yok

Türkiye’nin Avrupa’dan ekonomik ve sosyal açıdan çok geride olduğu yıllarda vize uygulamasının belki bir anlamı vardı; çünkü Türkler bir yolunu bulup Avrupa’ya kapağı atmaya çalışıyordu. Ancak bu, bugünün ekonomik koşullarında geçerliliğini tamamen yitirmiş bir uygulama. Türkiye, birçok açıdan Avrupa ülkelerinden daha iyi durumda. Türkler Avrupa’da işe girme arayışında değil, tam tersine Avrupalı çalışanlar Türkiye’de iş bulmanın yolunu arıyor. Sadece Türk Hava Yolları’nda çalışan yabancı pilot sayısı bildiğim kadarıyla 400’e yaklaştı!

Avrupalılar ellerini kollarını sallayarak Türkiye’ye gelecek, diledikleri her şeyi yapacak, biz ‘Schengen vizesi’ alabilmek için çile üstüne çile çekip bir de aşağılanacağız. Böyle şey olmaz! Bu kabul edilemez durumu aşmak için Türkiye -özellikle son birkaç yıldır- Avrupa kurumlarıyla kıran kırana pazarlık yapıyor. Bu konudaki görüşmeleri yürüten Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’la birlikte önceki akşam Fransa’nın Strasbourg şehrine geldik. Egemen Bağış, Avrupa’nın hukuksuz şekilde uyguladığı vizelere karşı mücadeleyi birinci önceliği haline getirmiş.

Bakan, önce vize sürecini kolaylaştırmayı, ardından da tamamen kaldırtmayı hedefliyor. Egemen Bağış dün Avrupa Birliği’nin İçişleri Bakanı durumundaki AB Komisyonu Temsilcisi Cecilia Malmström ve Avrupa Birliği Komisyonu Genişleme Komiseri Stefan Füle ile görüştü. Böylece vize konusu ilk kez en yüksek seviyedeki siyasetçiler tarafından ele alınmış oldu. Bağış “Türklerin kendilerini en az Avrupalı hissettiği yerin vize kuyrukları olduğunu” Avrupalı muhataplarına sert bir tonla iletti.

“Yetki al, imza atayım”

Halen 25 Avrupa ülkesinin üyesi olduğu ‘Schengen’ ülkeleri, AB ile 2005’ten bu yana üyelik müzakereleri yürütmesine rağmen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize muafiyeti uygulamıyor. Ankara, Avrupa Birliği’nin isteği doğrultusunda biyometrik pasaportları haziran ayından itibaren kullanıma sundu, sınır güvenliği konusunda da ciddi adımlar attı. Avrupa Birliği, bu adımları da yetersiz buluyor ve Ankara’nın, Türkiye’den AB’ye geçen mültecilerin geri kabul edilmesiyle ilgili anlaşmayı da imzalaması için bastırıyor.

Egemen Bağış’la dün uçakta bu konuyu konuştuk. Bakan “Avrupa Birliği Komisyonu üye ülkelerden vize muafiyetini görüşmek için yetki alırsa, biz de anlaşmayı imzalarız” diyor. İşte bu noktada Almanya ve Fransa’nın çekinceleri nedeniyle tıkanıklık yaşanıyor. Ancak benim Strasbourg’da edindiğim izlenim şu: Türkiye’nin muazzam baskıları nedeniyle Avrupa vize konusunda yakında önemli adımlar atmak zorunda kalacak.

Rumlar İsrail’in ‘Truva Atı’ oldu

Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’la Ankara- Strasbourg arasındaki yaklaşık 3 saatlik uçuşta dış politikanın farklı konularında konuşma imkânı bulduk. Bağış, İsrail’in Rumları “Truva atı gibi” kullandığını ve “Rumların bu oyuna alet olduğunu” söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la New York’taki görüşmelere katıldıktan sonra ayağının tozuyla KKTC’ye geçen Bağış, Doğu Akdeniz’deki gaz arama kriziyle ilgili görüşmelerde bulunmuştu. Avrupa Birliği’ndeki bazı ülkeler Rumların Akdeniz’i geren adımlarından rahatsız; ancak birlik görüntüsünü bozmamak için seslerini yükseltmemeye çalışıyorlar.

Egemen Bağış, Avrupa Birliği’nin bugüne kadar sürekli şımarttığı Rumlar için “Babasını dinlemeyen haylaz çocuk” benzetmesi yapıyor. Türkiye’nin Kıbrıs’ta attığı adımlar için “aksiyon değil, reaksiyon” ifadesini kullanan Bağış, aksiyonun ilerlemesi halinde reaksiyonun da ilerleyeceği uyarısında bulundu. Egemen Bağış “Rum kesimindeki cephanelikte yaşanan patlamadan sonra Rum Kesimi lideri Dimitris Hıristofyas’ın çok yıprandığını, doğalgaz arama manevrasıyla seçim öncesinde durumu kurtarmak istediğini” söyledi.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp