Top
Hakan Çelik

Hakan Çelik

hakan.celik@posta.com.tr

07/09/2013

6-7 Eylül mü dediniz?

Türkiye’de yayınlanan gazetelerin dün birinci sayfalarına bakınca hayal kırıklığına uğradım. Hiçbirinde 6-7 Eylül olaylarıyla ilgili tek satır yazı yoktu. Hatırlanamayacak kadar önemsiz olaylar mı yaşadı bu ülke? Sözünü ettiğim olaylar 1700’lerde değil, çok daha yakın bir tarihte, 1955’te oldu. Ülkede yaşanan ekonomik darboğazı gerekçe gösteren gruplar 6-7 Eylül 1955 tarihlerinde Türkiye’de yaşayan azınlıkların evlerine ve işyerlerine saldırmaya başladı.

Çıkan olaylarda çok sayıda kişi hayatını kaybetti; gayriresmi rakamlara göre 400 kadın tecavüze uğradı. Yanan evler ve işyerlerinde milyonlarca liralık zarar oluştu. Yalan-yanlış ve uydurma haberlerle yollara dökülen kalabalıklar özellikle Rum vatandaşlarımızın hayatlarını cehenneme çevirdi. Ermeniler ve Museviler de korkunç zararlara uğradı.



Selanik’te Atatürk’ün evinin yakıldığına dair asılsız haberleri yayan gazeteler, bu karanlık saldırıların yayılmasında büyük rol oynadı. Devletin gizli kolu bu olayda da devreye girmişti. 6-7 Eylül olayları Türkiye’yi yalnızlaştıran ve fakirleştiren en kritik dönüm noktalarından biridir. Yaşanan saldırılar neticesinde binlerce Rum ve farklı etnik kökenden Hıristiyan, Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı. Türkiye, Adnan Menderes ve Demokrat Parti döneminin bu karanlık günleriyle hiçbir zaman hesaplaşmadı.

O kadar ki, Adnan Menderes yaşananların korkunçluğu ortaya çıktığında sorumluluğu üzerinden atabilmek için “Saldırıları komünistler düzenledi” diyerek başka bir yalana imza atmıştı. Ben, dün Türkiye’de farklı siyasi parti temsilcilerinin çıkıp bu tarihi utançla ilgili açıklama yapmalarını beklerdim. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in sağduyulu mesajları dışında tek bir söz edeni duymadım.

Hatta bu olaylarda kurumsal kimliğiyle tarihi sorumluluğu olan Demokrat Parti (DP) belki “sembolik bir açıklama yapmıştır” diye internet sitelerine baktım. Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın tek satır notunu göremedim. Twitter’da havadan sudan meseleler üzerinden sağa sola laf yetiştiren Genel Başkan Yardımcısı Aydın Sezer de hiçbir açıklama yapmamış. Merkez sağda hiç değilse fikir düzeyinde iddia ortaya koyması beklenen DP’nin bu kafayla “tabela partisi” görünümünden kurtulabilmesi çok zor.

* * *

Atina’da İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu (İREF) adında bir kurum var. Başkanlığını Kapadokya kökenli, İstanbul doğumlu Prof. Dr. Niko Uzunoğlu yapıyor. Türkiye’den çeşitli nedenlerle ayrılmış olan ancak İstanbul ile bir şekilde bağlantı kuran Rum derneklerini bünyesinde topluyor. Hedefleri insani ve tarihi konuları önyargısız ve açık bir platformda ele alarak Türkiye ile Yunanistan’ın yakınlaşmasına katkı sağlamak. Atina’da federasyon merkezinde bugün bir konuşma yapacağım. Türkiye’deki azınlıkların durumu, AK Parti hükümeti döneminde atılan adımlar ve inanç özgürlükleri hakkında görüşlerimi aktaracağım.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp