Büyük etkinlikler söz konusu olduğunda hep kendimizi küçümsedik “Bize vermezler, beceremeyiz” gibi şeyler söyledik. Bu güvensizlik duygusunun ekonomik ve tarihi nedenleri var.

Paramız yeterince güçlü değil, vize almadan pek bir yere gidemiyoruz, dünya çapında markalarımız çok az ve uluslararası başarılarımız sınırlı, altyapımız oldukça yetersiz, eğitim standartlarımız hâlâ aşağılarda.

Tamam, bunlar doğru ama bizim bir iddiamız var. Dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden birine sahibiz ve bugüne kadar bir dizi alanda çok iyi performans gösterdik. Dünyanın birçok ülkesinde küçülme ve durgunluk yaşanırken Türkiye ciddi istikrar yakaladı.

JP Morgan’ın önceki günkü raporu Türkiye’nin bölgesinde en çok umut vaat eden ülke olduğunu ortaya koydu. Ayrıca eğer çalışırsak marka yaratmayı da beceriyoruz. 

Türk Hava Yolları, küresel çapta büyük işler yapabildiğimizin en çarpıcı göstergesi. Hamdi Topçu-Temel Kotil ve arkadaşları, şirketi bugüne kadar çok başarıyla yönetti. Binlerce THY çalışanı, büyük markanın parçası olmanın bilinciyle işlerine sarıldı. Sonuç ortada; THY üst üste rekorlar kırıyor.

*

İstanbul’un 2020 Olimpiyatları’na adaylığı için 2 yıldır ciddi çalışma yapılıyor. Ayrıntılı planlar, projeler hazırlandı. 2020 yılı ve sonrasını kapsayan ulaşım modeli ortaya kondu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çalışmaları bizzat takip etti. Özel sektörü motive etti ve önemli katkı vermelerini sağladı. Başta Doğuş Holding, Sabancı ve Ülker olmak üzere Türkiye’nin önde gelen sermaye grupları olimpiyatlara desteklerini açıkladı.

Eğer Türkiye kazanırsa inşaattan turizme, otomotivden tekstile kadar bir dizi sektörde ekonomik hareketliliğin arttığını göreceğiz. Siyasi istikrarı sağlama yönünde bile önemli bir baskı yaratacaktır.

AB tam üyelik hedefinin böyle bir etkisi olmuştu. Olimpiyatı kazanacak şehir yarın Buenos Aires’te açıklanacak. İstanbul, İspanya’dan Madrid ve Japonya’dan Tokyo ile yarışıyor.

Ekonomik nedenlerden ötürü Madrid’e fazla şans verilmiyor. Evet, kâğıt üzerinde Tokyo belki biraz daha avantajlı. Ancak somut verilere baktığımda İstanbul ve Tokyo’yu eşit durumda görüyorum.

Türkiye’nin şimdiye kadar olimpiyat düzenlememiş olması İstanbul’u öne geçiren faktör olmalı. Daha önce İspanya da olimpiyatlara ev sahipliği yapmıştı. Eğer olimpiyatın bir amacı da olimpik ruhu yayarak halklar ve ülkeler arasında birlik ve anlayışın gelişmesine katkı sağlamaksa “Sıra Türkiye’ye geldi” demektir.

Bunu duygusal nedenlerle söylemiyorum. Olimpiyata ev sahipliği yapmak Türkiye ve İstanbul’un hakkıdır. Türkiye’yi oyun dışı bırakmak isteyenlerin Irak ve Suriye’deki istikrarsızlıkları ileri sürmesi saçma.

10 yıl sonra Çin ile Japonya’nın savaşmayacağının garantisi mi var? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye sunumuna liderlik edecek. Erdoğan’ın kişisel etkisi ve ikna kabiliyetinin Arjantin oylamasında işe yarayacağına inanıyorum. Yolumuz açık olsun.