Top
13/04/2023

Önümüzdeki dönem

Siyasi partiler ve liderler, önümüzdeki dönemde neler yapacaklarını açıklamaya devam ediyor. Vaatler uzun ve kapsamlı. Hayata geçirilebilirse içlerinde vatandaşın yüzünü güldürebilecek şeyler var. Geride bıraktığımız 20 yılda Türkiye, özellikle ulaşım altyapısı konusunda ciddi yol aldı; havacılık ve karayolu taşımacılığında resmen lig atladı. Son dönemde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye’nin bu başlıklardaki vizyonunu çok iyi sahiplenen ve kısa sürede büyük işler yapan bir isim oldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul ile Ankara arasında yapılacağını duyurduğu süper hızlı tren tamamlanırsa Anadolu’daki en büyük uygarlık adımlarından biri olarak tarihe geçer. Depremin ardından kentsel dönüşümü hızlandıran adımlar da son derece önemli. Fakat ben biraz geri plana düşen ve çok söz edilmeyen bazı başlıklara da dikkat çekmek istiyorum. Büyük altyapı ve inşa projeleri devam ederken insani kalkınmaya önümüzdeki süreçte çok ciddi öncelik verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Türkiye çeşitli düzeylerde büyük göç veriyor. Yeni politikalar, bu insanları ülkede tutmak üzerine yoğunlaşmalı. “Voice of America” isimli yayın kuruluşu, 35 bin Türk vatandaşının Meksika sınırından ABD’ye geçiş yaptığını yazdı. Sayı doğruysa, çok büyük olay. Avrupa cephesinden gelen veriler de benzer yönde. Avrupa ülkelerine en fazla iltica başvurusunda bulunanlar arasında Türklerin beşinci sıraya yerleştiği iddia ediliyor. Bunun sebeplerine inilmeli, mutlaka insan kaybımız önlenmeli…

İNSANİ GELİŞİM

Geride bıraktığımız dönemde birçok kurumda erozyon yaşandı. Hukuka duyulan güven sarsıldı, mahkemelerde dosyalar dağ gibi yığıldı. İnsan hakları üst başlığında; kadın hakları, çocuk hakları, hayvan hakları somut adımları bekliyor. Türkiye, dünya haritasında “yarı özgür ülkeler” kategorisinden çıkıp demokrasi, haklar, özgürlükler kriterlerinde olması gereken yere gelmeli. Bir vatandaş olarak önümüzdeki süreçte yolsuzluklarla mücadele, liyakat esaslı görevlendirmeler, eğitim kalitesinin artması gibi somut beklentilerim var.

Ayrıca geride bıraktığımız dönemde ciddi şekilde fakirleşen milyonlarca vatandaşın durumunun düzelebilmesinin kuşkusuz tek yolu enflasyonla mücadele. Yüksek enflasyon, bu dönem bir kanser hücresi gibi her şeyi kemirdi. Gelir adaletsizliği büyüdü. Türkiye’nin genel olarak görünümünün iyileşmesi, yatırım ortamına da etki edeceği için demokrasi ve insan hakları konusundaki hedefleri çok önemsiyorum. Anlatılanlar harfi harfine uygulanmalı.

Türkiye Avrupa Birliği’ne tam üyelik yönünde bir hedef ortaya koymuş ve bunun için çok önemli reformlar hayata geçirmişti. Kısa sürede Kopenhag ve Maastricht adı verilen kriterleri karşılamak için Türkiye’nin yaptıkları alkışlanıyordu. Daha sonra Avrupa Birliği tam üyeliği konusu gündemden tamamen düştü. Avrupa’nın ciddi haksızlıklar yaptığını, çifte standartlar uyguladığını kabul ediyorum fakat Türkiye de reformları devam ettirmek konusunda çok isteksiz kaldı.

Bugün vize başvurusunda bulunan Türk vatandaşlarından hâlâ tapu, banka hesap dökümü vb. isteniyor olması, aylar sonrasına randevu verilmesi gerçekten çok üzücü. AB ile Ankara arasındaki soğuma doğrudan yatırımları da etkiledi. Türkiye uzun süredir beklediği yatırımları çekemedi. Cesaretle sorunların üzerine gidip, içeride ve dışarıda dört elle reformlara sarılınca Türkiye’nin önünün açılacağına inanıyorum.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp