Top
Mehmet Açar

Mehmet Açar

macar@htgazete.com.tr

21/12/2023

Wonka'nın çikolata devrimi

Wonka’, çocuk kitapları yazarı Roald Dahl’ın sinemaya daha önce iki kez uyarlanan, 1964 tarihli ‘Charlie’nin Çikolata Fabrikası’ (Charlie and the Chocolate Factory) adlı romanındaki Willy Wonka karakterinin gençlik yıllarını anlatan fantastik bir müzikal.

Filmin yönetmeni Paul King ile Simon Farnaby’nin yazdığı senaryo, kaynak metinden bağımsız şekilde Wonka karakterinin gençliğini yeniden hayal ederken, romandaki kişilik özelliklerini ve geçmiş öyküsünü nerdeyse hiç dikkate almıyor. İşte bu yüzden, romanı okuyanları, 1971 ve 2005 yapımı iki sinema uyarlamasını seyredenleri sadece genç değil, aynı zamanda çok farklı bir Wonka karakteri bekliyor.

Willy Wonka romanda eksantrik ve gizemli bir çikolata fabrikası sahibidir. Hikâyeyi yoksul bir aileden gelen küçük Charlie’nin bakış açısından takip ettiğimiz için Willy Wonka’ya dışardan bakar, nasıl biri olduğunu ve gerçek niyetini tahmin etmeye çalışırız. Güvenmekte zorlandığımız, acımasız yanlarıyla bizi şüpheye düşüren bir karakterdir. Yeni filmde ise baştan sona güvendiğimiz, temiz kalpli iyi bir Wonka ile tanışıyoruz.

Kuşkusuz, başka değişiklikler de var ama sonuçta, romanın öncesine odaklanan bir ‘prequel’ anlatısı duruyor karşımızda. Willy Wonka’yı çikolata fabrikası sahibi olmaya götüren olaylar dizisini seyrediyor; fabrikasında çalışan Umpa Lumpa’larla ne zaman ve nasıl tanıştığını öğreniyoruz. Ama baştan söyleyelim, ‘Umpa Lumpa halkıyla tanışma’ sadece yan öykü olarak ele alınıyor filmde. Asıl hikâye, Wonka’nın karşısına çıkan engellerle mücadele etmesi ve çikolata devrimini hayal etmesi üzerine kurulu.

Wonka (Timothée Chalamet), filmin müzikal sahnesi olarak tasarlanan açılış bölümünde büyük umutlar, hayaller ve elinde bir çantayla iniyor gemiden. Çikolatalarıyla insanların damaklarını ve kalplerini fethedeceğinden o kadar emin ki şehirdeki ilk gününde gönlü zengin cömert biri gibi davranmaktan kaçınmıyor; cebindeki parayı son kuruşuna kadar harcayıp bitiriyor. Ertesi gün her şeyin yolunda gideceğini ve sihirli çikolatalarını satacağını düşünürken karşısına hiç beklemediği iki büyük engel çıkıyor.

Engellerden ilki, girişimci ruhun karşısına dikilen tekelci zihniyet oluyor. Galeries Gourmet pasajında mağazası bulunan üç çikolata üreticisi (Paterson Joseph, Matt Lucas, Mathew Baynton), şehirde yeni rakip istemiyor ve rüşvete bağladıkları polis şefinin (Keegan-Michael Key) yardımıyla Wonka’yı devre dışı bırakmak için ellerinden geleni ardına koymuyorlar. İkinci engel ise Wonka’yı attığı imza nedeniyle tuzağına düşüren ve onu bir anda karın tokluğuna çamaşırhane işçisi haline getiren otel sahibesi Mrs. Scrubitt (Olivia Colman) oluyor. Çikolata Karteli ve Mrs. Scrubitt kısa sürede lezzet dâhisi ‘sihirbaz’ Wonka’ya karşı ittifak yapıyorlar. Ne var ki, Wonka yılmıyor; karamsarlığa kapılmıyor ve otelde çalışan küçük Noodle’ın (Calah Lane) yardımıyla farklı yollardan hedefine ulaşmak için vakit kaybetmeden harekete geçiyor.

Eski usul nostaljik aile müzikallerinin havasını taşıyan İngiltere – ABD ortak yapımı ‘Wonka’, Batılı dağıtımcıların Noel döneminde gösterime girmeyi sevdiği türde bir film. Sıcak, duygusal ve eğlenceli… Yönetmen Paul King, ilk sahneden itibaren seyirciyi yarı masal yarı gerçek bir görsel atmosfere götürüyor. Avrupa’nın farklı şehirlerini akla getiren hayali bir kentte geçiyor olaylar. Görüntü yönetmeni Chung-hoon Chung, prodüksiyon tasarımcısı Nathan Crowley ve özel efekt departmanının çok iyi iş çıkardığı, içinde olmaktan keyif alabileceğiniz bir hayal dünyası bekliyor sizi.

‘Paddington’ filmleriyle tanıdığımız İngiliz yönetmen Paul King, önceki işlerinde olduğu gibi komedi tonunu çok iyi tutturuyor. Filmin kötüleri, aynı zamanda komik karakterleri… Özellikle Mrs. Scrubitt ve onu Bavyera’nın askılı mini şortlu yerel giysileriyle tavlamaya çalışan yardımcısı Bleacher hayli komik bir ikili… Olivia Colman ve Tom Davis’i bu rollerde izlemek gerçekten ayrı bir keyif. Britanya sinemasının bir başka tecrübeli ismi, filmde Lofty’yi canlandıran Hugh Grant de en az onlar kadar hoş bir komedi performansına imza atıyor. Öyle ki ‘Keşke Lofty’nin daha çok sahnesi olsa’ demeden geçemiyorsunuz. Bir başka komedi ustası Rowan Atkinson da filmde çikolata düşkünü Rahip Julius’u canlandırıyor.

Söz oyunculardan açılmışken Timothée Chalamet’nin de şarkı söyleme ve dans etme konusunda başarılı bir performans çıkardığını görüyoruz. Wonka rolü için yapımcıların henüz kesin karar vermediği dönemde yönetmen olarak projeye dahil olan King’in tek tercihiymiş Chalamet. Çünkü Chalamet’nin lise yıllarındaki sahne performanslarının kayıtlarını internette bulup izlemiş ve onun ideal bir müzikal oyuncusu olduğunu düşünmüş. Filmi izledikten sonra King’in doğru tercih yaptığını anlıyorsunuz. Chalamet, Altın Küre Ödülleri’nde komedi / müzikal kategorisinde en iyi erkek oyuncu adaylarından biri.

‘Wonka’ her yaştan seyirciye hitap eden bir ‘kendini iyi hisset filmi’ olmanın ötesinde alt metinleriyle de dikkat çekiyor. Wonka, tüm zorlukların üstesinden gelen özgüveni ve hiç vazgeçmediği pozitif yaklaşımıyla yenilgiyi kabul etmeyen bir karakter.

Wonka’nın yıllar önce kaybettiği ama manevi varlığını her zaman kalbinde hissettiği annesinin (Sally Hawkins) işaret ettiği Galeries Gourmet pasajı, hikâyede önemli yer tutuyor. Wonka, çikolatalarını yaptığı çantası dışında beş kuruşluk sermayesi olmamasına rağmen orada mağaza açmak ve diğer çikolata üreticileriyle rekabet etme hayalleri kuruyor. Çünkü sadece çikolatasına değil, iletişim ve pazarlama becerilerine de inanıyor. Ama kısa sürede oranın ‘rekabetçi serbest pazar’ anlayışını değil, ‘tekelci kapitalizmin’ acımasız ruhunu temsil ettiğini görüyor. Fiyat ve kalite konusunda kendi lehlerinde kurdukları dengenin bozulmasını istemeyen Çikolata Karteli için Wonka, sistemi yıkmaya çalışan bir devrimci…

Wonka, genç bir girişimci olarak sadece liberal idealleri temsil etmiyor. Bireyci değil dayanışmaya önem veren bir film seyrediyoruz. Wonka, yalnızca kendi becerilerine değil takım çalışmasına inanan biri. Çamaşırhanede kader ortaklığı yaptığı diğer ‘sözleşme mahkûmları’ olmasa hedeflerine ulaşması nerdeyse imkânsız. Wonka sadece kendisinin değil, başka insanların da hayatını değiştirmek istiyor. Çikolata Karteli’nin aşağıladığı ve yüksek fiyat politikasıyla çikolata yedirmediği yoksullar, onun asıl hedef kitlesi arasında yer alıyor. Sihirbaz ve çikolata ustası olmasının yanı sıra gerektiğinde verimlilik uzmanı olmasını da biliyor. Çamaşırhanedeki işin hızını artırarak kendisine ve diğer çalışanlara daha çok boş zaman sağlaması, bir anda her şeyi değiştiriyor; şehirdeki ‘çikolata devrimi’nin yolunu açıyor.

King’in getirdiği yorumda Wonka, önceki filmlerdeki gibi Umpa Lumpaların patronu değil. Eşit konumdalar. Sürprizleri ele vermek için detaya girmek istemiyorum ama hayli inişli çıkışlı bir ilişkiden söz edilebilir. Zaten Umpa Lumpa halkından tek kişi var ve ikisinin uzun süre gelecekte iş birliği yapacaklarına dair işaret görmüyoruz. King’in Umpa Lumpa’ları tasarlarken, bazı şarkılarda olduğu gibi 1971 yapımı filmden yararlandığını ama Wonka’nın Umpa Lumpa’lar ile tanışması konusunda romandan saptığını belirtelim.

Özetle King, sadece karakteri yeniden hayal etmekle, yeni bir dünya kurmakla kalmıyor; romanın ve önceki filmlerin alt metinlerini yorumluyor. Gelecekte yeni bir ‘Charlie and the Chocolate Factory’ çekmeye kalkarsa özgün metinden farklı bir öyküyle karşımıza geleceğini tahmin etmek zor değil.

Hollywood müzikalleri Türkiye’de yurt dışına göre daha az ilgi görür ama her yaştan seyirciye hitap eden aile filmi tarzındaki müzikallerin başarı oranı yüksektir. Batı dünyası için ideal bir Noel tatili filmi olan ‘Wonka’nın da belirli bir ilgiyi hak ettiğini düşünüyorum.

6.5/10

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp