Top
Kadir Kaymakçı

Kadir Kaymakçı

kkaymakci@htgazete.com.tr

30/12/2023

2024 böyle bir yıl olsun...

“Mutlu yıllar...”

Hafta boyunca en çok duyduğum temenni buydu! 50 yeni yıl görmüş biri olarak bence insanlık tarihinin en boş temennilerinden biri bu olabilir: “Mutlu yıllar!”

Gerçekleşmeyeceğini bildiğimiz ama umut etmekten asla vazgeçmediğimiz bir temenni... Yediği yumruklardan sonra iki seksen yattığı ringin ortasında hakem “On” demeden ayağa kalkacağını uman boksör gibiyiz her 365 günün sonunda! Nakavta kadar: “Mutlu yıllar!”

Koca bir yılın her anını mutlu geçirmek pek mümkün değil... Elimize geçen küçük mutluluk anlarını da tıpkı Mümtaz gibi ‘sırtımızda yük gibi taşıyıp’ ilk fırsatta bir kenara bırakmıyor muyuz?

Yine de Manganelli’nin ‘ırmak romanları’ndan birinde hiç karşılaşmadığı ve de karşılaşamayacağı ikisi kendisinden yüzlerce yıl önce yaşamış, diğeri ise yüzlerce yıl sonra yaşayacak üç kadına aşık olan adamın onları her düşündüğünde yüreğine dolan gibi ‘absürt mutluluklar’ hayalimizin peşinde koşmaktan vazgeçmiyoruz! Sırf bu umuda tutunarak geçen günlerimiz için bile bu temenniyi hakkediyoruz galiba, ne diyeyim; “Mutlu yıllar!”

Hafta boyunca her köşe başında 2024 için üstüme boca edilen temennilerin hepsi bir kulağımdan girip diğerinden çıkarken içlerinde birisi günlerdir nereye gitsem benimle geliyor: “Huzurlu yıllar!”

Herkesin bir tarafından çekiştirdiği, lime lime olmuş ‘mutluluk’un az ötesinde bir başına duran ‘huzur’un önünde diz çökmüş bir arkadaşım diledi benim için...

Matrix’teki Neo gibi, içinde yaşadığımız bu ‘simülasyon’ dünyada bir anomali olarak kafamın içinde bir o yana bir bu yana koşuşturuyor bu temenni o gün bugündür: “Huzurlu yıllar!”

Her yeni yıl arifesinde ‘mutluluk’ peşinde olduğumuzdan onun yakın akrabası ‘huzur’u hep ihmal etmişiz geliyor bana...

BU YILDAN DİLEĞİM ‘HUZUR’

Stoacı Yunan filozof Epiktetos, “Her şeyin istediğiniz gibi olmasını dilemeyin, dileyin ki her şey olması gerektiği gibi olsun; o zaman hayatınız huzurlu olacaktır” diyor.

2023’te ben olmasın dilediğim şeylerin peşinden koşarken 2024 geldi...

Günler avuçlarımın içinden akan kum taneleri gibi gözlerimin önünde geçip gitti. 2023 için dilediğim ama bir türlü gerçekleşemeyen dileklerim gözümün içine bakıyor, “E biz n’olacağız” diye!

O yüzden bu yıldan dileğim ‘huzur’ benim...

Her şey olması gerektiği gibi olsun...

“Eğilimimiz kine, zalimliğe, tutkuya, aç gözlülüğe, çekiştirmeye ve ayaklanmaya doğru olunca, olağanüstü çaba harcıyoruz. Öte yandan az görülür bir mucize yardımcı olmuyorsa, iyilik, sevgi, ılımlılık ne gitmek için bir ayak bulabiliyor, ne uçmak için bir kanat” diyen Montaigne’in kulakları çınlasın... 2024’te ‘iyilik, sevgi, ılımlılık’ gitmek için ayak, uçmak için kanat bulsun istiyorum.

Johns Hopkins Üniversitesi'nden araştırmacılar, geçtiğimiz aylarda yaptıkları bir deneyle insanların ‘sessizliği’ duyabileceklerini ortaya çıkarmışlardı...

2024 ‘mutlu bir dinginliğin’ eşlik ettiği ‘gürültülü bir sessizlik’ gibi geçip gitsin.

‘Huzursuzluğun Kitabı’nı yazan Pessoa’nın nezdinde hepimizin ‘kalbindeki sıkıntılı huzurun’ son bulduğu, ‘yere dökülen bir un tanesinin...’, ‘göğe bırakılmış bir balonun sessizliği’nin huzuru gibi bir yıl olsun 2024...

Güneşin gökyüzünü kırmızıya boyadığı, yazdan kalma günlerin akşamüstleri gibi yüzümüzün gözümüzün ‘huzur’a bulandığı bir yıl olsun.

2024’te herkes, seneler sonra sıcak bir süt içmek için girdiği sütçü dükkanında, hayata yeniden başladığını hisseden, gelecek yeni günler için içinden naralar atmak geçen, o dükkanda çocukluğunu ‘huzur’unu bulan Sait Faik gibi hisseder umarım...

‘Huzurlu yıllar...’

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp