Işıl Reçber’de son zamanlarda bir farklılık var. Ben de “Fizikte bir değişiklik var. Bir şeyler yapılmış sanki” dedim. O da “Evet, yaptığım sporları değiştirdim. Vücuda ters köşe uyguladım” dedi.

Pilates, fitness, ağırlık, kick boks derken 4 aydır zumba yapmaya başlamış. “Oh, gidiyorum bir güzel dans ediyorum. Harika geliyor gerçekten. Kendimde acayip değişiklik hissettim” diyor Işıl.

Son günlerin en popüler sporu zumba. Kiminle konuşsam aynı şeyi söylüyor. Berrak Tüzünataç da sürekli zumba yapan isimlerden.

Bir dönem tango vardı. Birçok kişi tangoyla form tutardı, şimdi insanlar “zumba” diyor da başka bir şey demiyor. Hanımlar yeni bir spor arıyorsanız ünlülerin şimdiki merakı dans, haberiniz ola.

ÖZÜR NEYE YARAR!

Müjde Uzman’a “Mesleğiniz nedir?” diye sorulması üzerine yanında oturan Ceyhun Yılmaz, başka bir konuğa sessizce “O...luk” diyor. Algıya bakar mısınız? Üstelik canlı yayında.  

Ceyhun’u çok iyi tanırım. Çok da severim. Onu böyle bir şey düşünecek son insanlardan görürüm ama algı böyle maalesef. Bu ülkede yetişen her erkekte şu veya bu şekilde böyle bir algı var.

Bilinçaltı ister espri yollu, ister gerçek düşünce olsun bir şekilde ortaya çıkıyor. Bunu değiştirmek de maalesef asırlar alır. Ama öncelikle kadınların beyninin değişmesi lazım. Neden mi?

Çünkü Türkiye’yi şöyle bir gözlemleyin. Birçok yörede, kasabada özellikle anneler, evlenip boşanmış ya da çocuğu olan bir kadını seven oğluna, “Eksik etek o”, “Çocuğu var onun, bizim aileye yakışmaz”, “Evlenip boşanmış kadından karı olmaz” tarzında cümleler kurar. Bunu yapanlar da maalesef kadınlar. Ve bu erkekleri yetiştirenler de kadınlar.

Hanımlar ne olur kendinizi değiştirin. Hemcinslerinize saygı için kendinizi değiştirin. Ve Müjde Uzman’ın 3 kuruşluk davası yeteri kadar ağır. Özrü affetmediği için de ayrıca tebrik ederim.

KADIN TOKAT ATAN ADAMIN PEŞİNDEN GİDİYOR

Erkek, kadına şiddet gösteriyor, tecavüz ediyor. Ama mahkemede iyi halden cezası düşüyor. Ya da ne bileyim, kravat takıyor cezası düşüyor. Ama kadın tecavüzden bunalıp adamı öldürürse “planlamış” oluyor ve müebbet hapis yatıyor. Her gün gazetelerde binlercesini okuyoruz.

Hanımlar, şiddeti değil kendinizi sevin. Kadınları korumak adına sürekli yazıyorum, ama birçok kişi bana “Kadın düşmanı” diyor. Sokaklarda her gün, her gece görüyorum. Kendine tokat atan adamın peşinden giden kadınlar var.

Yapmayın hanımlar, kendinizi sevin. Size tokat atan adamın peşinden neden gidiyorsunuz? Size gözlerimle gördüğüm bir olayı anlatayım. Geçen akşam Tepebaşı’nda kulüpten çıkan bir çift kavga ediyor. Neden ettiklerini bilmiyorum. Bağıra çağıra kavga ediyorlar. Adam kızın saçlarından tuttu, sarsıyor. Bir de üstüne tokat attı.

Ben tam kadını kurtarmaya yönelmiştim ki o an kadın, tokadı basıp kendini terk eden adamın peşinden “Dursana, beklesene” diye bağırarak koşuyor. Neden hanımlar neden? Bırakın gitsin. Size tokat atıyorsa sevmiyordur ki, biraz kendinizi sevin. Bırakın gitsin.

Ve lütfen, “Bana şiddet göstermiyor, demek ki beni kıskanmıyor, sevmiyor!” düşüncesinden de bir an önce uzaklaşın. Bu kocaman bir saçmalık ve böyle bir saçmalık yok.

BEBEK ONLARDA KALSA

Show TV’de yayınlanan “İlişki Durumu: Karışık”ın hastası olduğumu zaman zaman yazıyorum. Berk Oktay ve Selen Şirince’nin başrollerinde oynadığı dizi acayip keyifli.

Berk Oktay’ın bu diziyle kendini daha çok bulduğunu da düşenlerdenim. Ve ikili acayip uyum sağladı.

Son bölümünde bir trafik kazası oldu. Bölüm de öyle bitti. Biter bitmez ben kendi senaryomu yazdım bile. Tabii önümüzdeki bölüm ne olur bilinmez ama bu kaza sonrası bebek, Berk ve Selen’e, yani Ayşegül ve Can’a kalsa keşke.

Hatırlar mısınız bilmiyorum ama 2010 yapımı Katherine Heigl ve Josh Duhamel’in başrollerinde oynadığı “Başımıza Gelenler” filminde böyle bir konu vardı. İzlemediyseniz mutlaka izleyin, harika.

Ben ne zaman ekranda yakalasam sıkılmadan izliyorum. Keşke “İlişki Durumu: Karışık”ta da senaryo oraya doğru yol alsa. Ben az biraz senaryoya el atmış gibi oldum ama şimdi merakla beklemedeyim. Bakalım neler olacak?