Top
03/12/2023

Bir kadının acısı üzerinde tepinen kadınlar

Çok ama çok üzgünüm ki, "Bir kadının acısı üzerinde tepinen kadın" modeli ilk değil, son da olmayacak!!! Osmanlı zamanında cariyeler padişahın gözüne girmek için birbiriyle yarışır, içtikleri şeyin içine zehir bile atar, ayaklarını kaydırmak için yapmadık numaralar bırakmazdı. O dönemden bu döneme bir şey değişmedi aslında. Sadece stiller değişti.

Çünkü her türlü terbiyesizlik, kadının kadına ettiği sosyal medyada döner oldu. Bakın sosyal medya üzerinden eşine mesaj ve fotoğraf atan kadınlar olduğunu dile getiren şarkıcı Aydilge'nin açıklamasına; "Sevgili eşim Utku'ya flörtöz mesajlar atan, hatta bir takım resimlerini yollayan kadınlar olduğunu öğrendim. Eşim bu profilleri engelleyip geçse de ben birkaç şey söylemek istiyorum. Bize hep bir erkeğin sevgisinin ona inanıp hayattaki en önemli şey olduğu dayatıldı. Kadın başımıza eksik ya da yarımmışız da başımızda bir erkek olması bizi değerli kılıca en önemli şey gibi düşündürtüldü. Evet erkek egemen bir dünyada yaşadığımız için çoğu zaman kendi değerimizi erkeklerin beğenisi üzerinden belirliyoruz. Ama biz bundan ibaret değiliz. Evli bir kadının kocasını elde etmek ise bazılarını hem cinsini elemek rakibine gol atmak gibi hissettiriyor olabilir. Ama benim eşimi ya da bir başka erkeği elde etmek sizi başarılı ya da şampiyon kılmayacak. Asıl madalyalar sizin hayata katkılarınızdan ve ürettiklerinizden gelecek. Biz birbirimizin acısı üzerinden tepinerek dans edecek rakipler değiliz. Biz kızkardeşleriz."

Aydilge de benim gibi inanmak istiyor, umut ediyor belli ki ama olmuyor işte. Çünkü biz bazı kötü düşünceli kadınlarla asla kızkardeşi olamıyoruz Aydilge... Çünkü Osmanlı'dan bugüne bir başka kadının sevgilisi, eşi yani erkeğini elde etme dürtüsü yerleşmiş bazı kadınların genlerine. Atamıyor, yok edemiyor.

Baksana daha çok yeni bir kadın oyuncu, katıldığı bir YouTube programına konup olup üstelik kahkahalar atarak; "Baktım arkadaşımın sevgilisi, beğendim hoşlandım 'Asla yapmam' demem" diyebiliyor rahatlıkla.

Bir kadın olarak ben böyle bir açıklamaya "Sözün bittiği yer olarak" görüyorum maalesef. Ne anlatırsın böyle kadınlara. Kendilerinde hak görüyorlar. Ve maalesef erkeklerin bu noktaya gelmesine de yardımcı oldular. Onlara da her kadını elde etme, kadınlara küstahlık yapma, kandırma hakkı tanıyor bu durum. Onlarda haksız değil ki!!! Kadınlar buna izin veriyor çünkü.. O kadın bunu yapınca bir başka kadına da saygısı o ölçüde olabiliyor.

Gerçekten hemcinslerimin bu tarz şeyler yapmasına artık üzülmeyi de bıraktım. Korkuyorum... Dehşet verici buluyorum. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle ve yarın da böyle olacak ki, maalesef. Bunu yok edemiyoruz. Sadece ülkemizde değil dünyada da örnekleri çok fazla. Kadınların tuhaf bir düşüncesi var bu durumda. Oysa ki;

-Bir erkek için iki kadının birbirine girmemeli.

-Bir erkek yüzünden kadınların ağlamamalı.

-Bir erkek yüzünden bir başka kadına küfürler, hakaretler etmemeli.

-Sevgilisi ya da eşi olan bir erkeği elde etmek için yine bir kadının uğraş vermemesi gerekiyor. Normale bu...

Ama olmuyor işte değişmiyor maalesef.

Benim bu konuda doğrularım vardır. Mesela;

-Kendimi bildim bileli bir erkek yüzünden bir kadınla asla münakaşaya girmem. Beni o duruma düşüren sadece kadın arkadaşım olmaz ki!!! Yanımdaki adam da olur. O yüzden onları orada sessizce bırakır uzaklaşırım. O saatten sonra ikisinin de senin hayatında yeri olmamalı diye düşünürüm.

Benim de zamanında ve hatta her zaman erkek arkadaşıma yanımda yazan, hatta asılan, hatta boynundan öpenler falan çok oldu. Ben benim yanımdakinin tavrına ve hatta sonraki hallerine bakarım. Ona göre karar veririm. Bir kadının yine bir kadının kötülüğü karşısında kendini küçük düşürmesi hiç hoşuma gitmez. Çünkü finalde hep kadınlar birbirine düşüyor. Erkek yine yapacağını yapıyor ve bir başka kadın buluyor zaten.

Ki şu anda yayınlanan birçok dizinin konusu bu... Hep bir kadın, bir başka kadını bir erkek yüzünden yaralıyor ve onun acısı üzerinde tepiniyor.

Yıllardır bu köşede yazdığım bu konu üzerinden yazılara şöyle bi bakayım dedim karşıma bir kaç örnek çıktı bile;

2009 ile birlikte Habertürk köşemde "Siz Uyurken" yazılarım başladı. Hatta bu köşede gece yarısı olan bitenleri yazmaya başladım. Hatta bunun kitabını bile yazdım. Öyle olaylara şahit oldum ki, o yıllardan bu yana hanımlara sürekli sesleniyorum; "Yapmayın hanımlar, etmeyin hanımlar" diye. "Kadının kadın düşmanı olmasın siz buna alet olmayın" diye ama bitmiyor, bitemiyor. Ve maalesef bu son yıllarda sanki daha da çoğaldı. Başka kadınlar başka kadınların sevgilisini, elinden alması, kocasını alması berbat bir hal aldı. Çoğaldı diyorum bakın. Hızla da çoğalıyor. Geçmişten size iki örnek;

4 Temmuz 2011'deki köşe yazımdan; (Bu arada adı geçen mekan artık yok)

"Geçen akşam Nu Teras’a sevgilisiyle giden kız arkadaşım yanlarına bir kadının yaklaştığını söyledi. Kadın arkadaşımın sevgilisine, “Bu gece bu kızla mı birlikte olacaksın? Boş ver bunu, sen gel benimle birlikte ol” demiş. O an donup kalmışlar tabii. Arkadaşımın sevgilisi, “Şaka yaptığınızı düşünmek istiyorum” diyerek kibar bir dille terslemiş. Arkadaşımda düşen çenesini toplamaya çalıştığı için kadına hiç yanıt verememiş. Hâlâda şaşkın. İnanın gece hayatında çok şeye şahit oldum. Telefon numaralarının verildiğine, erkek yalnız kalınca hemen yanına gidip teklif eden kadına şahit oldum. Ama böylesini ben bile duymamıştım. Nasıl bir kadın böyle bir cümle kurar düşünemiyorum bile. Sanırım o an şuuru kapandı."

1 Nisan 2013'deki köşe yazımdan;

"'Ben senin Aztek'te öpüştüğün sarışın kızım. Seninle daha uzun, güzel ve anlamlı bir gece geçirmek istiyorum' diye mesaj atıyor. Hadi bakalım buyurun, ayıklayın pirincin taşını. 'Kadın milleti istediği zaman uzaya merdiven dayar çıkar' diyorum inanmıyorsunuz bana. Adam evli mi, sevgilisi mi var, hiçbir önemi yok. O özel ve daha anlamlı geceyi geçirmek istiyor. Durum bu. Geçen gün bir erkek arkadaşım sırf böyle bir konu yüzünden dert yanıyordu. Bir kadın sürekli 'Hadi bana gel' diye mesaj atıp arıyormuş. Erkek arkadaşım da 'Sevgilim var' dediği halde kız 'Sevgilin olsun bana ne, ben sevgili olalım demiyorum ki. Arada gel bana birlikte olalım diyorum' diyormuş. Çocuk da 'Zorla sevgilimi aldatmam için baskı var' diye dert yanıyordu. Şaka gibi ama bir erkeğin ağzından böyle bir dert yanmayı duyacağımı bin yıl düşünsem aklıma getirmezdim. Bu günleri de gördüm. Hanımlar maşallah öyle şeyler yapıyorsunuz ki, erkekler bile ne yapacaklarını şaşırıyorlar."

Bakın bu yazdığım iki örnek ve daha fazlası yaşandı. Çoğunu da yazdım. Üşenmezseniz girip tüm yazılarıma bakın. O kadar çok böyle hikaye var ki!!!

Gelinen son noktada gözlemim; Erkekler artık daha rahat. Hiç düşünmüyor, şaşırmıyor ve eyleme direk geçiyorlar. Artık direk boşanıyor ve yapacağını evliykenden de zaten rahat yapan adam boşandıktan sonra daha farklı bir şekilde yapmaya devam ediyor. Şu an haftanın beş günü gecelerde gezin görüyorsunuz zaten. Çünkü inanılmaz çok alternatif var. Hatta öyle ki, hayatlarındaki kadınlara da sırf diğer bir kadın buna çanak tutuyor diye, daha fazla saygısızlık yapmaya devam ediyor. Çünkü kimseyi kaybetme korkuları kalmadı. Hep bir alternatif var maalesef.

Ki düşünün ben, sabahlara kadar gezen dolaşan, o mekan senin bu mekan dolaşan ben gördüklerim karşısında hemen evime kaçıyorum. Erkeklerin yaptıklarından değil, hemcinslerimin yaptıkları çirkinlikleri görmemek için.

Bakın yazılarım herkesi kapsamıyor elbet. Bazıları için konuşuyorum. Tabii ki, eşine, sevgilisine çok saygılı erkekler var. Hatta evli ya da sevgili olan insanlara çok saygılı kadınlarda..

Fakat çoğunluğuna baktığım da korkunç olan hallerden bahsediyorum ki, aslında gece dışarıya da çıkmaya gerek yok. Gündüz kuşaklarını izlememiz bile yeterli aslında.

Sözün kısası makbuldür. Bunu ben binlerce sayfa yazsam da düzeltemem. Ki düşünün 2009'dan bu yana bu köşede yazıyorum zaten. Fakat bir kişiye bile dokunabilirsem ne mutlu bana.

Tek derdim de bu aslında... Kadınlarımızın kendi değerini bilmesi...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp