Top
Ayşe Özek Karasu

Ayşe Özek Karasu

akarasu@htgazete.com.tr

29/05/2011

Bu kadın IMF’nin alfa erkeklerini adam edebilir mi?

Derviş'e belaltı vuruş yaptığı gün NY Times'ta bir uçkur yazısı daha vardı: IMF'de 'alfa erkekler' sürekli kadın kovalıyor, kadınlar artık etek giymeye bile çekiniyordu. Peki bu başıboş av sahasına bir kadın olarak Christine Lagarde çekidüzen verebilir mi? Bir soru daha: İktidar hırsı olan kadın, aldatan kocayı daha mı kolay affeder?

Kasedi çıkan MHP'lilerin eşleri ne haldedir diye pek merak eden yok. Zaten onlar ortada yok. Olmayacaklardır da. Ancak eski IMF Başkanı Kahn'ın karısı Anne Sinclair ortalıkta. Hem de muhteşem bir şekilde.
Kocası cinsel tacizden içeri girer girmez, Paris'ten uçağa atladığı gibi New York'a gitti. "Kocama karşı suçlamalara bir saniye olsun inanmadım. Masum olduğundan hiç şüphem yok" diye kestirip attı. 1 milyon dolar kefaleti bastırıp kocasını kodesten çıkardı.
Zaten ailenin varlığı da Sinclair'den geliyor. Sanat simsarı büyükbabası Paul Rosenberg'den kalan mal mülk sayesinde Fransa'nın en zengin mirasyedilerinden kendisi.
Peki defalarca aldatıldığı halde neden kocasını cansiperane savunuyor Anne Sinclair? Amerikan medyası, "Fransızların mezhebi geniştir, ondan" diyor. Ancak esas ipucu Sinclar'in 5 yıl önce ettiği lafta. Kocası için "Büyük Ayartıcı" diyenlere "Bununla gurur duyarım, erkek siyasetçi dediğin baştan çıkarıcı olmalıdır" diye cevap vermişti. Kahn'ın IMF çalışanı Piroska Nagy ile ilişkisi ortaya çıkınca da, bloguna "Birbirimizi ilk günkü gibi seviyoruz" yazacak kadar pervasız davranmıştı.
Fransız yorumculara göre Sinclair'in iktidar hırsı, aldatılmışlık duygusuna baskın çıkıyor. 1997'de kocasının siyasi geleceği uğruna, onca şan şöhret sahibi olduğu televizyonculuğu bırakmıştı. Çıkar çatışmasına meydan vermemek için. L'Express, "Madam Sinclair hoş, cana yakın kadındır. Ancak Domi'sine dokunan olursa saldırgan bir köpeğe dönüşüverir" diye yazıyordu. Rivayete göre siyasi ihtirasında Yahudi olması da rol oynuyordu. Üç dönem başbakanlık yapan Leon Blum'dan 75 yıl sonra Fransızların yine bir Yahudi'yi seçebileceğini kanıtlamak istiyordu. Hedef, gelecek yılki cumhurbaşkanlığı seçimiydi. Ancak artık zor.

KADIN ÇOBAN

Aslında siyasi ihtiras uğruna "aldatan kocayı aklama" motifi pek tanıdık. Hillary, Bill Clinton'ın bütün maceralarına, Monica skandalına göğüs gerdi. Asla perişan kadın olmadı. Yoksa bugün dışişleri bakanı olamazdı.
Şimdi aynı Hillary Clinton, IMF'nin başına bir kadını, Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde'ı yakıştırdığını açıkladı. Gerçi "Resmi değil, kişisel görüşüm" diye ilave etti. Ancak haber "ABD, IMF'nin başında kadın istiyor" başlığıyla dünyaya yayılıverdi. Hemen akabinde Amerikan medyasında, "IMF'deki uçkur düşkünlerini ancak bir kadın çoban adam eder" tarzı yorumlar çıkmaya başladı.
Çünkü New York Times, "IMF'nin alfa erkek ekonomistleri kadın kovalıyor, altlarında çalışan kadınlar ilgi çekmemek için artık etek giymeye bile çekiniyor" içerikli bir yazı yayınlamıştı. Bir kadın çalışan, üstüyle yatmaya devam etmediği için terfi alamadığından, bir diğeri amirinden müstehcen mesajlar aldığından şikayet ediyordu. Ayrıca 30 üst düzey yöneticiden sadece 6'sı kadındı. Bu nedenle geçen 6 Mayıs'ta kurum bünyesinde yeni etik kurallar devreye girmişti. Cinsel tacize sıfır tolerans gösterilecek, görevi suiistimal sayılacaktı.
Neticede Lagarde da, bir avukat, bakan, yönetici ve "kadın" olarak bu göreve talip olduğunu açıkladı. Euro bölgesini kurtarmak bakımından, siyaseten AB'nin adayı o.
Ancak ABD cephesinde Lagarde'ın, bir çeşit başrahibe olabileceği kanaati hakim. Eski IMF'ci ekonomist Kenneth Rogoff, "Kahn'ın başına gelenler, bu koltuk için bir kadının daha uygun olduğunu gösteriyor. Ekonomist değil ama, olsun" dedi.
Kadınlar gerçekten görevi suiistimal edip, astı olan erkekleri kovalamaz mı? Yoksa tepe mevkilerde fazla kadın olmadığı için mi onların skandalları çıkmıyor hiç?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp