Top
Ayşe Özek Karasu

Ayşe Özek Karasu

akarasu@htgazete.com.tr

24/02/2023

Ukrayna’da 365, Türkiye’de 19’uncu gün

24 Şubat 2023, Ukrayna savaşının birinci yıldönümü...

Deprem enkazlarından can kurtarmaya gelen Ukrayna ekibiyle köpekleri memleketlerine uğurlanırken Kiev’in Ankara Büyükelçisi Vasil Bodnar Twitter mesajında şöyle diyordu: “Ekiplerimiz Türkiye’deki görevlerini tamamladılar, Ukraynalıları kurtarmak için eve dönüyorlar. Çünkü savaş devam ediyor…”

Savaş birinci yılında devam ediyor. Deprem felaketinin acıları arasında “Savaştaki Ukraynalılar bile yardıma koştu” cümlesi çok döküldü ağızlarımızdan. Ama burada enkaz başında çalışırken bir yandan da sevdiklerini bıraktıkları Kiev’deki, Herson’daki füze alarmlarına nasıl kulak kesildiklerini tam bilemezdik. Savaşın başından beri çok fazla enkazla sınanmışlardı – sosyal medyada “Arama kurtarma deneyimi kazansınlar diye göndermişlerdir” diyen fitneciler duysun.

Hikayelerini, onlar alkışlarla yolcu edildikten sonra okudum. Savaşın 351’nci, depremin dördüncü gününde Antakya’daki kamp alanında cep telefonundaki uygulamadan kırmızı alarmı takip eden Aleksander, karısına WhatsApp’tan “Yine hava saldırısı, korkuyorum” diye yazıyor. “Bizi işten eve yolladılar ama yine sensiz sığınağa girmek istemiyorum” diyor karısı. Ekip komutanı Vitali’nin gözü de telefonda; karısı ve 15 yaşındaki oğlu önceki günü bir garaja sığınarak geçirmişler. Ukrayna ekibinin sekiz köpeğinden en çeviği dört yaşındaki Ninja’ymış; eğitmeni Olga annesi ve kız kardeşiyle altı köpeğini Kiev’de bırakarak gelmiş.

Araç ve teçhizatları yüklü iki ayrı uçakla gelen 87 kişilik Ukrayna ekibinin hedefi Kahramanmaraş olduğu halde, Rusların önceden kente geldiğini öğrenince rota değiştirip Hatay’a varmışlar. Suriyeli nice depremzedenin kaldığı enkazlardan ne yazık ki sadece cansız bedenleri çıkarabilmişler. Enkaz başında umutla sevdiklerini bekleyenleri teselli etmek düşmüş. Savaştaki iki ülkenin insanları olarak birbirlerini çok iyi anladıklarını söylüyorlar.

Kendi savaşlarına dönmeden önce, depremin 205’inci saatinde bir kadını enkaz altından canlı çıkardılar.

Vatanları işgal altındayken enkazdan can kurtarmak için çabaladıklarına şaşmamak lazım. Çünkü cepheden gelen haberlere bakılırsa Ukraynalı doktorlar kendi askerleriyle birlikte düşman askerini bile tedavi ediyor. Ülkenin doğu kesiminde Rus saldırılarının yoğunlaştığı Bahmut ve Vugledar’da o kadar yakın mesafede çarpışıyorlar ki, şarapnel ve mermi yarası alan bazı Rus askerleri de Ukrayna’nın sahra hastanelerine taşınıyor. Videoda izlediğim Yuri adlı hekim, “Ben Hipokrat yemini ettim, hangi milliyetten olursa olsun her hastaya bakmak zorundayım. Hem, kurtardığımız her savaş esiri kendi insanlarımızdan birini kurtarmak için bir şanstır” diyordu.

BİR YILDIR CAN VERİYORLAR

Rusya, Bahmut ve Vugledar taarruzlarında ağır kayıplar veriyor, savaşın birinci yılında ölü ve yaralı asker sayısı tahminlere göre 200 bini buldu. Her iki taraf da kayıplarına dair net sayı açıklamıyor. Kiev’e göre 40 bin sivil öldü ya da yaralandı; askerlerin can kaybı da 13 bini buldu. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği kayıtları ise geçen 6 Şubat itibariyle bir yılda yedi bin 155 sivilin can verdiğini, 11 bin 662 kişinin yaralandığını gösteriyor. Yüzlerce Ukraynalı halen sevdiklerinin mezarlarını arıyor. Tam 18 milyon Ukraynalı savaştan kaçarak sınırı geçti, ancak çoğu geri döndü. Bugün 8 milyon kişi, büyük kısmı Polonya’da olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde mülteci; yurt içinde yerinden olanların sayısı da 6 milyonu buluyor.

Bazı Batı başkentlerinde, insani ve maddi yönden ağır kayıplar veren Putin’e çoktan yenilmiş gözüyle bakılsa da savaş devam ediyor. Biden’ın, 80 yaşında beklenmedik ani bir enerjiyle şarjlanarak Kiev’e gitmesi de Putin’e okkalı bir tokat olarak değerlendiriliyor. Neticede Biden, Amerikan askerinin koruması olmadan risk alarak savaş topraklarına ayak bastı, Putin ise Ukrayna’da cephe yakınına kadar gitmeyi bile göze alamadı, Kremlin’in dört duvarı arasında kaldı!

Biden’ın Ukrayna çıkarması çok açık bir güç ve iktidar gösterisiydi. Amerikalıların Polonya’dan Kiev’e uzanan 10 saatlik tren yolculuğuna ramak kala Rusları haberdar etmesi ve sonradan bunu resmen açıklaması da Putin’i zor durumda bıraktı. Çünkü ABD Başkanı Rusya’nın hak iddia ettiği topraklarda serbestçe dolaşıyor, Putin ise eli kolu bağlı kalıyordu. Ruslar, Amerikan konvoyuna herhangi bir şekilde müdahaleye yeltenseydi, muhtemelen askeri bir karşılık verilecekti. Sonucu hesaplanamayacak bu riski alamazlardı. Demek ki, Putin korkuyordu!

Tablo böyle görünebilir, ancak siyasi analistlerin bu yorumları savaşın ve ölümlerin devam ettiği gerçeğini değiştirmiyor.

ASKERİ YARDIM KEPÇE, İNSANİ YARDIM KAŞIKLA

Biden, Zelenski ile buluşmasında Ukrayna’nın Rusya’ya karşı mücadelesini sonuna kadar destekleyeceklerini ve Putin’in Ukrayna ile Batılı müttefiklerine üstün geleceğini zannederek çok yanıldığını söyledi. ABD’nin Ukrayna’ya, mühimmat ve HIMARS roket sistemleriyle Javelin tanksavar füzeleri dahil 450 milyon dolarlık yeni bir askeri yardım paketi açıklandı. Ayrıca enerji altyapısı için 10 milyon dolar yardım sözü verildi.

NATO müttefikleri önümüzdeki dönemde daha fazla miktarda silah ve mühimmat desteğine devam edecek. Ukrayna’nın muharebe tankı talebi Alman Leopard’ları, Amerikan Abrams ve İngiliz Challenger’larıyla karşılık bulacak. Savaş uçağı talebi halen askıda, ancak askeri yardımların toplam bedeli 60 milyar doları geçti. ABD 46.1 milyar dolarlık silah ve teçhizat desteğiyle ilk sırada. Ardından 5.1 milyar dolarla İngiltere, 3.3 milyar dolarla AB Komisyonu-Konseyi ve diğer kurumları, her biri 2.5 milyar dolarlık yardımla Almanya ve Polonya geliyor.

Bu rakamlar Almanya’daki Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nden (IfW). Enstitü askeri desteğin yanı sıra Ukrayna’ya mali ve insani yardımların izini de sürüyor, analizini yapıyor. Peki Avrupa’nın güvenliği adına silah yığınağı yapılan Ukrayna’ya ne kadar insani yardım gidiyor?

Pek gitmiyor. Kiel Enstitüsü analizlerine göre özellikle Avrupa cephesi, savaşın yarattığı krizle mücadelede Ukrayna’ya yapılan yardımların kat kat fazlasını iç harcamalara ayırıyor. Örneğin Almanya, artan enerji fiyatları nedeniyle tüketici üzerindeki yükü hafifletmek için 250 milyar Euro’luk sübvansiyon uyguladı. Buna karşılık Ukrayna’ya yapılan doğrudan yardım sadece 6.1 milyar Euro; AB kanalıyla dolaylı destek tutarı da 7.2 milyar Euro. Almanya’daki 9 Euro’luk bilet uygulaması bile 5.6 milyar Euro’yu buluyor.

Ukrayna’ya yapılan yardım kadar para trafiğe harcanıyor neredeyse.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp