Top
Ayşe Özek Karasu

Ayşe Özek Karasu

akarasu@htgazete.com.tr

21/11/2010

Topuklu giyip ant içmeye VAR MISINIZ?

Topuklu giyecek olan da yemin edecek olan da erkekler. Kadına şiddete karşı yıllardır "Beyaz Kurdele" kampanyasını yürüten erkekler bunları aynen yaptı. Avustralya'da kadına el kaldırmayacaklarına dair ant içtiler. Kanada'da 750 erkek topuklu pabuç giyip yürüdü. Ne o, sayı düşük mü göründü? Türkiye'de teröre karşı bile 750 kişi yürümüyor
Bazı ülkeler vardır, her türlü mutluluk, dirlik-düzen, refah araştırmasında ilk 10'a girerler. Bunlar İzlanda, Norveç, Avustralya, Kanada, Danimarka vs. şeklinde ama, ille de bu sıralama içinde olmamak kaydıyla o ilk 10'da yerlerini alırlar.
Kadın ve çocuklar için en yaşanası yer listelerinde de hep bu ülkeler vardır. Çünkü iyi eğitim ve sağlık hizmetleri gibi kriterlerin yanı sıra çocuk ve kadına karşı şiddeti önleyici araçları da geliştirmişlerdir. Sivil toplumun çabaları ve hükümetler kanalıyla.
Kadına yönelik şiddeti dünya coğrafyasından kaldırmak için sadece kadınların değil, erkeklerin de çalıştığı ülkeler yine aynıdır. Avustralya, Kanada...
Önümüzdeki 25 Kasım, BM'nin Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü (IDEVAW).
O gün, Kanada ve Avustralya'da erkekler, kadına karşı şiddeti lanetlemek adına Beyaz Kurdele takacaklar. Ve kadına asla el kaldırmayacaklarına, kaldıranı da
affetmeyeceklerine yemin edecekler.
Kadınlar için bir erkek hareketi olan "Beyaz Kurdele" kampanyasının Avustralya ayağında birçok erkek o andı içti bile.
Eski Başbakan, şimdiki Dışişleri Bakanı Kevin Rudd'dan Genelkurmay Başkanı Ken Gillespie'ye, country müzik sanatçısı Keith Urban'a birçok ünlü erkek; "Kadına karşı asla şiddet kullanmayacağıma, kadına karşı şiddeti asla mazur görmeyeceğime, kadına şiddet karşısında asla suskun kalmayacağıma ant içerim" dedi.
Beyaz Kurdele, kadınların sadece bir 25 Kasım'dan diğerine hatırlandığı bir hareket değil, sürekliliği olan bir kampanya. Bu işin ilk başladığı yer olan Kanada'da erkekler, varlıklarını göstermek, toplumun erkek kanadını bilinçlendirmek için yıl boyu faaliyette. Meselâ, kadın pabuçlarıyla yürümek gibi. Bu yıl Toronto'daki yürüyüşe 750 erkek katıldı. Katılmayanlar da yol kenarında alkış tuttu. Kadına karşı şiddetle mücadelenin eğitim faslı için 120 bin dolar toplandı.
Maksat, erkek çocuklarının kadınlarla ilgili klişe düşüncelerden arınıp cinsiyet eşitliğine inanmış bireyler olarak yetişmesini sağlamak. Peki nereden çıktı bu Beyaz Kurdele? Her şey 6 Kasım 1989 günü Kanada'da başladı. Bir manyak üniversite basarak 14 kız öğrenciyi katletti. İşte o gün, kadınla ilgili tüm geleneksel konseptlerin yıkılmaya başladığı gün oldu. O güne kadar, kadın evde dayak yiyorsa, bu aile içi bir sorundu. Tecavüze mi uğradı? Herhalde kendisi kaşınmıştı. İş yerinde taciz mi? Eh, kadınlar şakadan anlamıyordu.
KARIN TERK EDERSE ÖLDÜRME, AĞLA
1991 yılında Michael Kaufman diye bir adam çıkıp "White Ribbon", yani Beyaz Kurdele kampanyasını başlattı. Yıllar yılları kovaladı, kafalar, yasalar değişti. Polise aile içi kavgalara müdahale ve azılı kocaları olay yerinde tutuklama yetkisi verildi. Kanada toplumu, kadına karşı şiddetin bireysel bir mesele olmadığını iyice anladı. Beyaz Kurdele Kampanyası 60 ülkeye yayıldı.
Michael Kaufman'ı birkaç yıl önce bir kadın konferansı için İstanbul'a geldiğinde tanıdım. Beni en çok etkileyen sözü şu olmuştu: "Eğer karın seni terk ederse, sadece ağla. Öldürme!" Erkek eğitiminin anahtar cümlesi: Acı çek ama, katil olma.
Birleşmiş Milletler kuruluşları UNICEF VE UNIFEM adına 10 yıldır dünyayı dolaşıp, atölye çalışmaları yapan Kaufman'a göre erkek cinsini baştan yaratmak, yeniden tanımlamak gerekiyor.
Çünkü erkek daha küçükken yanlış kodlanıyor. Erkek çocuk yetiştirmenin evrensel rehberi hemen devreye giriyor: Erkek, çocuk bakmaz, beslemez, duygulara kapılmaz, ağlamaz. Duygularını bastırması ve güçlü olması öğretiliyor. Bir nevi saatli bombaya dönüştürülüyor. Zaafını gizlemek ve erkekliğini kanıtlamak zorunda kalıyor. Güvenini kaybediyor, korkuyor, sonunda kaba kuvvete başvuruyor.
Ve toplum erkeğe şiddet kullanma ayrıcalığı tanıyor. Bu bir gelenek haline geliyor.
Erkekler çocuk bakmamaya da koşullandırılıyor. Kaufman'ın anlattığına göre Toronto'da şöyle bir deney yapılıyor: Bir yuvaya götürülen erkek çocuklardan, yaşça küçük çocuklara bakmaları isteniyor. Önce kız işi olarak gördükleri bu uğraşa pek yanaşmıyor, ancak zaman içinde alışıyor, hatta "Bebeğim" demeye başlıyorlar. Yani erkek çocuklar, daha küçük yaşta "Bebek bakmayı ve sevmeyi" öğrenebiliyor.
Michael Kaufman geçenlerde Kadınİst buluşması nedeniyle yine İstanbul'daydı. Verilen resepsiyonda Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'ya da "Beyaz Kurdele" taktı. Haberlere göre, Bakan bir kurdele de Başbakan Erdoğan için istedi.
Acaba takar mı dersiniz?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp