Top
Ayşe Özek Karasu

Ayşe Özek Karasu

akarasu@htgazete.com.tr

18/07/2022

Yeni aşıyı beklemek ya da beklememek

Dünya Sağlık Örgütü Omikron varyantının alt tiplerine isim vermiyor ama Twitter boş durmuyor. Hesabından sürekli koronavirüs haberleri paylaşan biri kalktı, 10’dan fazla ülkede yayıldığı görülen BA.2.75’e “Kentaurus” (Centaurus) adını taktı. DSÖ’nün dahli yok, isim resmi değil ama varyantın kendisi kadar hızlı bulaşarak medya haberlerine de sirayet etti. Bir Güney Kore gazetesi “Kore’de ilk Kentaurus vakası tespit edildi” diye manşet attı mesela.

Bana kalırsa virüs varyantına bugüne kadar verilmiş en korkutucu isim. Güney semalarında görülen alabildiğine parlak takımyıldızın adından esinlenilmiş ama “Kentaurus”un nereden geldiği malum. Yunan Mitolojisi’nin yarı insan yarı at azgın yaratıkları Kentaurlardan. Lapithler kralının düğününde kafayı bulup gelin dahil bütün kadınları kaçırmaya kalkışınca kanlı bir savaşa neden olacak kadar zıvanadan çıkmış yırtıcı bir güruh. Eski Yunanlılar takımyıldızın şeklini Kentaura benzettikleri için bu ismi seçmişlerdi. Romalı ozan Ovid’e göre ise Kentaurların tek bilgesi Khiron’u onurlandırmak için verilmişti isim. Akhilleus, Theseus ve Argonotların başı Iason gibi büyük kahramanları eğiten, Asklepios’u hekim çıkaran Khiron ölümsüzdü ama Herakles yanlışlıkla yaralayınca acı çekmesin diye Zeus’un kararıyla ölmüş, böylece Prometheus’u da çektiği cezadan kurtarmıştı. Bu kısmı uzun hikaye.

Bulunan isim ürpertici ama beis yok; Yunan alfabesinin harfleri tükenince mutasyonlara takımyıldızların yolunu açan DSÖ’nün ta kendisi. Kovid-19’dan sorumlu teknik şef Maria van Kerkhove geçen yıl bir röportajda “Yunan alfabesindeki 24 harften daha fazla mutasyon olacaktır. Koç, İkizler, Orion takımyıldızlarının adı verilebilir” demişti. Yunan tanrı ve tanrıçalarının adları da düşünülmüş ama telaffuzu zor olabilir diye vazgeçilmişti. Neticede, Yunan alfabesi sayesinde hem yeni varyantların bilinirliği sağlanmış, hem de görüldüğü ilk ülkenin adıyla anılması önlenmiş oldu. İsimlerin, numaralara göre daha akılda kalıcı olduğu kesin.

Velhasıl BA.2.75 ya da Kentaurus mayıs ayında ilk kez Hindistan’da çıktı, ardından ABD, Kanada, İngiltere, Hollanda ve Avustralya’da da tespit edildi. Halen DSÖ’nün incelemesi altında, henüz yeterli veri yok. ABD, Avrupa ve sayıları tam bilmesek de Türkiye’de de vakaların yükseldiği ortamda BA.4 ve BA.5 hakim varyantlar.

Ancak Johns Hopkins ve Mayo Clinic’ten uzmanlara göre BA.2.75 bugüne kadar görülen en bulaşıcı varyant, hücrelere girmesini sağlayan spike proteininde fazla mutasyon gösteriyor ve edinilmiş bağışıklığı delebilir. Buna rağmen maske ve aşı, hastalığın ciddi seyretmesine karşı en etkili önlemler. Tam aşılı olmak ya da enfeksiyon geçirmek virüsten korumuyor ama hastaneye yatışlar, yoğun bakım ve ölümler azalıyor.

Kentaurus’un bulaş hızı yüksek ama sahneye yeni çıktığı için tehlikesi henüz bilinmiyor. Ayrıca test ve sürveyans da yeterli değil, çünkü evlerde test yapanlar artıyor. mRNA aşısı üreten Biontech ve Moderna, Omikron odaklı güncellenmiş formül üzerinde çalışıyor, ancak BA.2.75’in yeni formüle dahil olması beklenmiyor. Yine de Omikron’un ilk alt varyantlarına karşı aşılanmak daha fazla koruma sağlayacaktır. Amerikalı uzmanların görüşleri bu yönde.

İKİNCİ HATIRLATMA DOZU KAFALARI KARIŞTIRDI

Peki sonbaharı beklemeden, ikinci hatırlatma dozu olarak şimdi dördüncü aşıyı yaptırmak ne kadar etkili olur? Dördüncü doz açılınca hemen randevumu aldım ama öyle bir grup muhabbetinin içine düştüm ki, iptal ettim. Bilime güvenen, aşı inancı yüksek bir kitleden bahsediyorum. Bir kez Kovid-19 geçirip, üç doz Biontech’e rağmen ikinci kez hastalığa yakalanan arkadaşımın görüşü şu: “Aşının koruyuculuğu yeni varyantlar karşısında çok düşük. Hastalığın şiddetini azalttığı bile kesin değil. Ölüm oranlarının düşüklüğü varyantın niteliğiyle ilgili, aşının koruyuculuğuyla değil. Buna rağmen aşı karşıtı olalım demiyorum.”

Bozcaada’daki arkadaşım, şu an izole yaşadığı için ekimi bekleyeceğini söylüyor ama başta doktorlar, çevredeki bütün +65’ler dördüncü dozu oluyormuş.

Kalp damar hastası olduğu için şimdi dördüncü doz kararı alan arkadaşım ise “Şimdi olursam ekime kadar üç ay geçmiş olacak. Yeni aşı gelirse üç ay daha bekler onu da olurum. Gelmezse aşısız kalmış olmam” diyor.

Yeni aşıyı beklemek, ya da beklememek… Kafalar karışık. Dünyada da öyle. Örneğin Almanya’daki tartışma ortamında Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, 60 yaş üstüne derhal şimdi dördüncü dozu öneriyor, “Yeni aşı için sonbaharı beklemeyin. İkinci hatırlatma dozu sayesinde yaz aylarında risk azalır” diyor. Hatta aile hekimine danışarak 60 yaş altına da öneriyor ama Aşı Komisyonu Stiko’nun başkanı Thomas Mertens aynı fikirde değil; “Genç yaştakilere ikinci hatırlatma dozunu gerektiren veri yok elimizde. Şunu bilelim, her yıl bütün nüfusu - genç ve sağlıklı olanlar da dahil – toptan aşılayamayız. Amacımız enfeksiyonu değil, ağır hastalığı önlemek. Mevcut aşıların üç dozu bunun için yeterli.”

İKİ ARAŞTIRMA: ÖLÜMLER AZALIYOR

İsrail ve İsveç’te Omikron dalgasında yapılan araştırmalar, dördüncü dozun ileri yaşlardaki etki düzeyini gösteriyor. The Lancet Regional Health Europe'ta yayınlanan İsveç araştırmasında, dört doz aşısı yapılmış huzurevi sakini 80 yaş üstü 12 bin 262 kişiyle aynı yaş grubundaki aşılanmamışlar karşılaştırılmış. Dördüncü dozdan sonra 7 – 60 gün içinde daha az Kovid-19 ölümlerinin meydana geldiği tespit edilmiş. Bu sürede yüzde 39 olan aşının etkililiği, daha sonra yüzde 27’ye düşmüş.

Aynı yaş grubunu içeren paralel bir çalışmada nüfusun genelinden aşılı ve aşısız 197 bin kişi incelenmiş. Dördüncü dozun koruma gücü daha yüksek çıkmış; 7-60 gün içinde yüzde 71. Daha sonra 143’üncü güne doğru yüzde 54’e kadar düşmüş.

İsrail’deki çalışmanın sonuçları geçen nisanda The New England Journal of Medicine'de (NEJM) yayınlandı. Biontech’le ikinci hatırlatma dozu uygulanan 60 yaş üstü 1.2 milyon kişinin verileri değerlendirilip üç doz aşılı grupla karşılaştırılmış; dördüncü dozdan sekiz gün sonra, hem pozitif vakaların hem ağır hastalıkların üç aşılı gruba göre 3.5 kat azaldığı tespit edilmiş. Ancak araştırma sürecinde koruyuculuğun azaldığı da görülmüş. Dört hafta sonra, dört doz aşı olanlar üç doz aşılı gruba göre daha iyi korunurken, altı hafta sonra ise aralarında fark kalmamış.

Bu araştırmaya göre özetle dördüncü dozun ömrü bir buçuk ay!

Neticede yaz sonuna kadar idare niyetine randevuyu yeniledim. Ayşe sen böyle yazınca ben de olayım dedim” diyen iki Biontech + pozitif arkadaşımı da uyardım: “Bu benim kararım, etki altında kalmayasın.”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp