Top
Ayşe Özek Karasu

Ayşe Özek Karasu

akarasu@htgazete.com.tr

17/06/2020

Lancet skandalının baş aktörü Sapan Desai’nin palavraları

Henüz deşifre edilememiş koronavirüse karşı umut ışığı olan ilaç kısa süreliğine de olsa rafa kalkınca, kurtarılamayan hayatlar olmuş mudur acaba? Bunu bilmiyoruz. Ama eğer olduysa müsebbibi belli; Illinois merkezli Surgisphere medikal firmasının CEO’su kalp damar cerrahı Sapan Desai. Bilim aleminde kimsenin adını duymadığı firmanın ölçeğini kat kat aşan bir veri bankası iddiasıyla, global çapta 671 hastaneden 96 bin Kovid-19 hastasına ait bilgileri analiz ediyor ve bu hastaların tedavisinde sıtma ilacı hidroksiklorokinin ölümleri artırdığını ileri süren makaleyi yayınlıyor.

The Lancet gibi saygın bir tıp yayınında yer aldığı için sansasyona neden olan makale fantezi ürünü çıkınca geri çekildi ama öyle vahim bir bilim skandalı ki, mesele kapanmadı. Science ve The Scientist gibi önemli bilim yayınları adım adım rezaletin izini sürüyor.

Sapan Desai'nin kurup yönettiği Surgisphere firmasından gelen düzmece verilerin dikkate alınması bilim yayınlarına güveni sarstı.

Kovid-19 tedavisinde erken dönemde hidroksiklorokin kullanmaya başlayan Türkiye tedavileri kesmedi gerçi. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün de tavsiyesiyle Fransa’dan Almanya’ya birçok ülkenin klinik deneyleri durdurmasına neden oldu. Pandemi krizi yaşanırken böyle bir dalavere çevrilmesi bilimsel yayınlara güveni de sarstı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, aynı verilerle bir çalışma yayınlayan New England Journal of Medicine (NEJM) dergisine iddiaları çürüten bilgilerle bir mektup yazarken, 120 kadar araştırmacı da Lancet’e hitaben açık mektup yayınlayarak tutarsızlıklarla ilgili kaygılarını dile getiriyorlar. Neticede iki yayın da geri çekiliyor.

GERÇEK OLAMAYACAK KADAR MÜKEMMEL

22 Mayıs’ta The Lancet’in yayınlamasıyla birlikte manşetlere çıkan araştırma daha o dakika bilim çevrelerinin şüphesini çekiyor. Çünkü dünya çapında 96 bin hastayı içeren veri tabanı “gerçek olamayacak kadar mükemmel” görünüyor; verilerini paylaşmaya ikna olmuş 671 hastaneden gelen hassas bilgiler öyle detaylı ki, hazine değerinde. Fakat verilerdeki tutarsızlıklar koronavirüse karşı böyle bir hazine olmadığını gösteriyor. Avustralya istatistiklerindeki ölü sayısı, resmi rakamlardan fazla mesela. Surgisphere, “Yanlışlıkla Asya’daki bir hastanenin verileri karışmış” diye açıklama getiriyor.

Afrika verileri aşırı detaylı ve hepten tuhaf; mesela kıtada Kovid-19’dan ölen her üç hastadan biri, verilerini paylaşan tek bir hastanede hidroksiklorokin tedavisi görmüş! Kaldı ki, uzmanların söylediğine göre Afrika’da bu kadar bilgiyi sağlayacak bir data sistemi yok. Hastanelerde hangi ilacın verildiğine dair elektronik data bulunmuyor. Test sonuçları, vaka ve ölümler ayrı ayrı dijital listeleniyor. Güney Afrika’daki birkaç özel hastane ve bazı büyük şehirlerdeki hastaneler haricinde hasta kayıtlarının elektronik ortamda saklanması söz konusu değil.

İngiliz medyasının araştırmaları sayesinde somut gerçekler ortaya çıkıyor. Hiçbir kliniğin Surgisphere ile çalışmadığı anlaşılıyor; veri bankasına katkıda bulunmadıkları gibi bazıları firmanın adını bile duymamış. Adı geçen hastanelerde çok sayıda Kovid-19 hastası tedavi edildiği için, o kurumlar olmadan 96 bin vaka sayısına erişmek de mümkün değil.

VERİLERİ BİLİM-KURGU YAZARI MI TARADI?

Şimdi Surgisphere firmasının başındaki Sapan Desai baş şüpheli. Tanınmış biri olmadığı için kimlik bilgileri yeni yeni deşiliyor. 41 yaşındaki bu kalp damar cerrahının profilinde, Duke ve Teksas üniversiteleriyle Güney Illinois Üniversitesi ve aynı eyaletteki iki özel hastanede çalıştığı yazılı. Çeşitli burslarla parlak bir kariyer başlangıcı yapıyor, ancak sonraları bu kariyeri şişirdiğine dair şüpheler ortaya çıkıyor. 2008’de, insanın zihinsel ve bedensel kapasitesini geliştirecek cihazın üretimi için ‘indiegogo’ adlı web sitesinde bağış kampanyası başlatıyor. Kilit nöronları harekete geçiren “Neurodynamics Flow” adlı bu artırılmış gerçeklik aygıtı sayesinde insanların hayal bile etmedikleri şeyleri yapacağını ve insanın evriminde zirveye ulaşılacağını iddia ediyor. Birkaç yüz dolar topluyor, iş orada kalıyor. O dönem genel kanı, yeni kurduğu firması Surgisphere’ye dikkat çekmek istediği şeklinde.

2010 yılında yazılan Wikipedia maddesi öyle abartılı ki, itirazlar üzerine kaldırılıyor; çünkü bu maddeye göre Desai cerrahinin yanı sıra hukuk, anatomi ve hücre biyolojisi dallarında da ayrı ayrı doktora yapmış, Lean Six Sigma tekniğinde kara kuşak sertifikası var. Aynı yıl cerrahi radyoloji üzerine bir dergi çıkarmaya başlıyor, üç yıl sonra “vaktim yok” diyerek kapatıyor. Surgisphere’in web sitesinde derginin 50 bin abonesi olduğu ve ayda bir milyon ziyaret aldığı iddia ediliyor ama şu an online mevcut değil. Bir yayında photoshopla manipülasyon yaptığı da tespit ediliyor Desai’nin.

Geçen yıl hatalı tedavi iddiasıyla Sapan Desai aleyhinde üç ayrı dava açılıyor. Desai, The Scientist’e açıklamasında, yargı süreci nedeniyle konuşamayacağını, ancak iddiaların temelsiz olduğunu söylüyor. Son çalıştığı hastaneden istifasını da ailevi nedenlerle açıklıyor.

On binlerce Kovid-19 hastasından gelen veriyi işlediği iddia edilen Surgisphere firmasının kadrosu da ilginç; bilim editörü olarak adı geçen şahıs aslında bilim-kurgu yazarı. Pazarlama direktörü ise yetişkin dergilerine poz veren bir model ve event hostesi, bazı etkinliklerin videolarında da rol alıyor. Şirketin LinkedIn sayfasının takipçi sayısı 100’den az ve çalışan sayısı da topu topu üç kişi. İddiaya göre şirketin bin 200 hastanenin veri tabanına erişimi var ama kendisi sosyal medyada yok gibi. Twitter’daki takipçi sayısı 170, geçen mart ayına kadar üç yıl süreyle hiç tweet atılmamış.

AKRABA KAZIĞIYLA ARAŞTIRMA ORTAKLIĞI

İngiliz bilim medyası kaldırılan makalelerin diğer yazarlarının varlığını da sorguluyor. Lancet makalesinin ortak yazarı olan diğer hekimlerin ilişki ağı şöyle: Üçü daha önce hiç aynı kurumda çalışmamış ve birlikte makale yazmamış, ortak bağlantı noktaları Sapan Desai.

Yazarlardan biri Harvard’dan ünlü bir kalp cerrahı; nakil ameliyatlarıyla isim yapmış Prof. Mandeep Mehra. Bir diğeri de yine kalp cerrahı Amit Patel. Akademik çevrelerden tanışıklıkları var. Mehra, Sapan Desai ile daha önce irtibatı olmadığını, Patel aracılığıyla tanıştığını söylüyor. Amit Patel aynı zamanda evlilik yoluyla Desai’nin de akrabası oluyor. Lancet’teki makalenin üçüncü yazarı ise Zürih Üniversitesi’nden Prof. Frank Ruschitzka. Surgisphere ile hiç ilişkisi olmamış, verilerden şüphelenmek için de bir neden görememiş. Zaten daha önce aynı verilerle NEJM’de bir çalışma yayınlanmış, ona güvenmiş.

Kalp uzmanı Prof. Mandeep Mehra'nın prestiji, Lancet makalesinin yayınlanmasını hızlandırdı.

Science dergisine göre bilim çevrelerinin uzak durmaya çalıştığı Desai’nin The Lancet gibi önemli bir yayın organına erişimini sağlayan kişi Amit Patel. Prof. Mehra’nın güven uyandıran varlığı da hidroksiklorokin araştırmasının yayınlanmasını hızlandırıyor. Şimdi çoğu bilim insanı, Mehra’nın biraz naif davranarak oyuna geldiği fikrinde. Diyorlar ki, “Pandemi ortamında birinin kalkıp da öyle devasa bir veri tabanını uyduracağına inanmak zor.” Ancak NEJM’nin eski yayın yönetmeni Jerome Kassirer “Daha önce hiç birlikte çalışmamış araştırmacılardan ortak yayın gelmesi tuhaf, bu alarm zili olmalıydı” diyor ve tuzağa düşen uzman hekimleri de eleştiriyor: “Eğer bilim insanıysan ve bir projede rol alıyorsan, verilerin doğruluğuna da vakıf olacaksın.”

Neticede Lancet’teki çalışmanın üç yazarı “Bu zor zamanda Kovid-19 araştırmalarına katkıda bulunmak için iyi niyetle bir işbirliğine gitmiştik” diye özür dilediler, ancak aralarında Desai’nin imzası yoktu. Patel’in ise akrabası Desai ile ilişkisini kestiği söyleniyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp