Top
Ayşe Özek Karasu

Ayşe Özek Karasu

akarasu@htgazete.com.tr

03/07/2011

Cep telefonu kadını öldürülmekten de korusun Cherie!

Daha geçenlerde Düzce'de 17 yaşındaki bir kızcağızı, kaçıp birlikte yaşadığı adam bıçaklayarak öldürdü. Kız başka bir erkekle cepte mesajlaşıyor diye...
Biliyorum, kadınlara kıyan erkeklerin "bahanelerini" sayıp dökmek, "öfkeli koca", "çılgın aşık" başlıkları atmak o caniler için bir nevi meşruiyet zemini hazırlıyor. Sonra gelsin tahrik indirimli cezalar.
Dayak canına tak eden kadın boşanmak istiyor, koca öldürüyor. Başlık: "Boşanmak isteyen karısını bıçaklayarak öldürdü." Kadını boşanmaya sürükleyen fiziksel ve manevi şiddet, satır aralarına düşüyor.
Artık ezberimizde; Kadın cinayetleri son 7 yılda yüzde 1400 arttı. Bu yılın ilk beş ayında erkekler 105 kadınla 10 çocuğun canına kıydı.
İşte bu nedenle, İngiltere'nin eski Başbakanı Blair'in avukat eşi Cherie Blair'in "Türk kadını, Müslüman aleminde kadınlara rol model olsun" sözü tuhaf kaçıyor. Gila (Benmayor) Hürriyet'teki köşesinde, Cherie Blair'in özel sohbette ettiği o lafa karşılık "Türkiye dersini iyi çalışmamış" diye yazdı. Gila'nın da dediği gibi bazı Müslüman ülkelerde kadının siyasetteki temsil oranı Türkiye'ye göre yüksek. Türkiye'de kadın istihdamı giderek düşüyor. Ve Türk kadınları öldürülüyor. Namus, kıskançlık ya da mülkiyet cinayetlerine kurban gidiyor. Mülkiyet derken ev-bark değil, kadının mülk gibi görülmesi durumu.

ERKEK ŞİDDETİ GERÇEĞİ

Ve Türkiye, erkek şiddeti gerçeğiyle yaşamaya alışıyor yavaş yavaş. Aynı deprem gibi. Şiddete Karşı İzmir Kadın Koordanisyonu, düzenli dayak yiyen kadınlara "erkek şiddet çantası" hazırlamalarını öneriyor. Deprem çantası gibi.
Bir yıl içinde İzmir'de 4 bin 640 kadın eşinden şiddet gördüğü için polise başvurmuş. Kadın Koordinasyonu, "Her dayakta doktor raporu alın" diyor. Çantaya o raporun yanı sıra nüfus kağıdı, para ve acil telefon numaraları konulacak, tehlike anında çanta ve çocuklar kapıldığı gibi kaçılacak.
Ancak müstakbel katiller başı boş gezmeye devam edecek. Sonunda o kadınların bazılarına doktor, "darp raporu" yerine "ölüm raporu" verecek.
Ayşe Paşalı'nın dayaktan şekil değiştirmiş sureti de raporun ta kendisiydi ama, eski kocası tarafından katledilmesini engellemedi.
Adamlar öyle tehlikeli ki, İzmir Emniyeti de bir adım atıyor ve "kocam vuracak" diyen 240 kadını, ekiplere zimmetleyerek koruma altına alıyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ethem Kuriş'in kadına karşı şiddet için özel büro kurması da olumlu bir adım tabii. Büroda görevli iki savcı, şiddet uygulayan erkek için aynı gün tutuklama isteyebilecek.
Ama bir sorun var. Diyelim ki, zorba tutuklandı. Peki serbest kalınca, hapse girmesinin müsebbibi olan kadını kim koruyacak?
Daha geçen hafta Kayseri'de 31 yaşındaki Hatice Tekdemir'i kocası, boğazını keserek öldürüldü. Adam 5 ay önce Hatice'yi bıçakladığı için hapse girmişti. Çıkar çıkmaz, kaldığı yerden şiddete devam etti. Hatice çocuklarını alıp baba evine sığındı. Artık boşanmak istiyordu. Koca, eve dönmeye ikna edemedi, Hatice'yi baba evinin ekmek bıçağıyla öldürdü.
Hatice'nin cep telefonu var mıydı, bilmiyorum. Olup olmaması, hayatını ne kadar değiştirirdi, onu da bilmiyorum.
"Türk kadını model olsun" diyen Cherie Blair'in vakfı, cep teknolojisinin kadının önünde eğitim, sağlık ve iş alanında yeni ufuklar açtığını söylüyor, düşük ve orta gelirli ülkelerde yapılan bir araştırmadan dem vuruyor. Bura göre kadınların yüzde 93'ü cep sayesinde kendini daha güvende hissediyormuş.
Her 3 kadından birinin şiddet gördüğü Türkiye'deki kadınlar hariç herhalde!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp