Top
Ayşe Özek Karasu

Ayşe Özek Karasu

akarasu@htgazete.com.tr

01/06/2009

Hayır kızları sünnet etmiyoruz sadece zorla evlendiriyoruz

Avrupa Parlamentosu gündemine yapay bir şekilde giren kızlara sünnet barbarlığı Türkiye'de tabi ki yok ama, başka bir zulüm var. Buna çocuk istismarının yasal şekli veya modern kölelik diyebilirsiniz. Kızları çocuk yaşta evlendirme, evrensel insan hakları normlarına aykırı. İşin kötüsü, tartışma zemini de yok memlekette. Ha şu meclis alt komisyonu var. Çocuk gelinleri soruşturup rapor hazırlayacaklarmış. Toplumu ajite etmeden. İyi de bu konuda zaten dosyalar dolusu UNICEF raporu var.

Kızları gerdek yerine okula göndermeye kalkıştığın zaman Ergenekon şüphelisi oluyorsun. Çocuk yaşta zorla evlendirmeleri önlemek için alt komisyon kuruyor ama, toplumun erken evlilikle ilgili değerleri sarsılmasın istiyorsun.
Demek ki. kurulu ataerkil düzenin devamından, yasal kılıf altında çocuk istismarından ve kadınları köleleştirmekten yanaşın.
Meclisteki Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, Türkiye'de erken yaş evlilikleri raporu hazırlamak üzere bir alt komisyon kurdu. SODEV'in yürüttüğü "Evlilik Değil, Evcilik" kampanyasının ürünü. Peki kaç kişinin bu kampanyadan haberi var ve o ne ciddiyetsiz, münasebetsiz isim: Evcilik. Keşke çocuk evlilikleri, evcilik denebilecek kadar masum olsa, kızların en temel haklarını ellerinden almasa. Kampanyanın hedefi, zorla evlilik konusunda kamuoyu oluşturmak, bilinç düzeyini yükseltmek. Ancak komisyon başkanı AKP milletvekili Öznur Çalık'ın, bilinç oluşturma yöntemi biraz tuhaf. Diyor ki; "Benim annem de 13 yaşında evlenmiş. Ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. Benim ailem gibi erken yaşta evliliklere sıcak bakanlar var. Toplumun bu konuda ön kabulleri var. Bunları incitmeden, hassasiyetleri dikkate alarak, ajitasyon yaratmadan çalışmalıyız."

BU DA ZULÜM

Kadın bedeni ve ruhunu tahakküm altına almaya çalışan erkek egemen toplumun "hassasiyeti" beni zerrece ilgilendirmiyor. Burada tek "hassas" nokta, zorla evlendirilen kızların sağlıklı bir yaşamdan, eğitim hakkından, özgür tercihlerden hoyratça koparılması. Nitekim komisyon üyesi CHP'li Canan Arıtman da, toplumun rapor hazırlamakla dönüşemeyeceği görüşünde. "Çocuk evliliklerinin önüne geçmenin tek yolu, bunun yanlış olduğunu topluma anlatmaktır. Sessiz sedasız rapor hazırlamakla olmaz" diyor.
Türkiye'de 18 yaş altı evlilik oranı yüzde 35. Yani kuşaklar boyu milyonlarca kız çocuğu zulme ve şiddete maruz kalıyor. Eğitim hakları ellerinden almıyor. Türbanlı oldukları için eğitim hakları ellerinden alman kızlardan çok daha kalabalık bir mağdur kitlesi söz konusu. Ancak türbanlıların zulme uğradığını haykıranlar, nedense çocuk evlilikleri konusunda çıt çıkarmıyor.
Kızların erken yaşta evlendirilmesinde bir takım sosyo-ekonomik, kültürel, geleneksel bahaneler öne sürülebilir tabii. Çok çocuklu yoksul ailelerin kızların yükünden kurtulması, kızların kem gözlerin cinsel
iştahlarından korunması gibi. Ancak hiçbir bahane, bu çocuklara karşı işlenen kabahati meşru kılamaz.
însan Hakları Evrensel Beyannamesi, bütün kadın ve erkeklerin hiçbir ayırım olmaksızın temel insan hakları ve özgürlüklerinden eşit yararlanmasını öngörüyor. Evlilik dahil. Çocuk evliliklerinde mağdur taraf kızlar olduğuna göre, en temel insan hakkı ihlal edilmiş oluyor.
UNlCEF'e göre 18 yaşın altında yapılan her evlilik, çocuk evliliği ve insan hakları ihlali. Çünkü her çocuğun, istismardan korunarak eğitim görüp, özgür bir birey olarak eksiksiz gelişme ve onurlu yaşam hakkı var. 1989 tarihli, "bağlayıcı" nitelikteki konvansiyonu imzalayıp onaylayan 191 ülke arasında Türkiye de bulunuyor. Ancak konvansiyondaki bir istisna sayesinde bizim Medeni Kanun'a göre 17 yaşını doldurmuş her kadın ve erkek evlenebiliyor. İstisnai evlenme yaşı ise 16, hakim kararıyla. Bir ara, Adalet Bakanlığı'nm evlenme yaşını düşürmek için çalışma yaptığı da söylenmişti
Erken evlilik çocuklara tecavüzün, çocuk istismarının yasal şekli, modern kölelik... Sonuçta resmi nikahta, çocuk istismarına yasal kılıf eçirilmiş oluyor. Yaş tutmadığı için çoğunlukla kıyılan imam nikahlarında ise yasal kılıfın yerini ahlakisi alıyor.

ÖLMEK DE VAR
Peki erken yaşta evlenen kızların başlarına neler gelebiliyor?
Bir kere eşit birey olma ve ekonomik bağımsızlığını kazanma umudu tamamen tükeniyor, doğum yaparken hem anne hem de bebeğin ölüm ve sakatlanma riski dört kat artıyor. Kızın özgür iradesi dışında zorla yapılan
evliliklerde ane evlilik içi tecavüz tehlikesi büyüyor. Cinsiyet ayrımına uğrama ihtimali tavan yapıyor.
Şöyle bir ölüm şekli de var; ruhsal ve bedensel şiddete dayanamadığın için koca evinden kaçıyor ve namus cinayetine kurban gidiyorsun.

10 yaşında evlendi ve boşandı
Yemenli Nujood Ali henüz 10 yaşında, 30 yaşında bir adamla evlendirildi. Tecavüz ve dayak canına tak edince, bir taksiye atladı adliyeye gitti, boşanmak istediğini söyledi. Avukat Şada Nasır'ın (sağda) yardımıyla sağ salim boşanmayı başardı.

SODEV kampanyası çerçevesinde meclis binası önünde çocuklara temsili imam nikahı kıyıldı. Vekiller Canan Arıtman, Ufuk Uras ve Sabahat Tuncel çocukları kurtardılar.

60 MİLYON ÇOCUK GELİN
UNlCEF'e göre dünya çapında 20-24 yaş grubundaki kadınların 60 milyonu, çocukken evlendirilmiş. Önümüzdeki 10 yıl içinde bu rakam 100 milyona çıkacak. Kız çocukları Suudi Arabistan'da, Hindistan'da resmen "ihtiyar" adamlarla evlendiriliyorlar. Suudi Arabistan'daki şu örneğe bakın: Ulema sekiz-10 yaşındaki kızların, 50 yaşını aşmış adamlarla evlendirilmesinin sakıncalı olduğunu buyuruyor. Yani yaş farkında 40 karar, ötesi zarar.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp