Top
Ali Esad Göksel

Ali Esad Göksel

aliesadgoksel@htgazete.com.tr

27/07/2019

Sıcak mı?

 

         Yabancılara soruyorum…

         Sektirmeden, doğrudan.

         Kimi, nerede yakalarsam.

         Tanıdık falan? Vazgeçtim.

 

         Ne mi soruyorum?

         Sıcak mı? Sizin ora?

         Ne diye mi bu merak…

         Merak falan yok ki…

 

         Gayet iyi bilmedeyim.

         Yanıp tutuşmadalar…

         Şu soruşum var ya:

         Bir “schadenfreude!”

 

         Orta Avrupa’yı da geçin.

         İstikamet kuzey, tırmanın.

         Yanmada ve tutuşmadalar…

         Meteoroloji sahifesi kırmızı.

 

         Hem de kıpkırmızı.

         40 derecelere işaret.

         Ya TV kanalları?

         Malum: Hoş kızlar çıkar!

 

        Hava Tahmin seansına.

        Oldum olası sevdim.

        Gülümser anlatırlar… 

        Ya şimdi: Somurtmadalar.

 

         Ne yapsın biçareler.

         Doğanın işleri nihayet:

         Kış da olur, yaz da olur…

         Peki ama ya şimdi?

 

         Ne oldu da ne değişti …

         Ne diye seviniyorum:

         Keferelerin bunalmasına…

         Hemen fısıldayayım:

 

         Biz ettik ve biz bulduk!

         Ama daha ziyade onlar:

         “Gelişmiş Batı Ekonomileri”.

         Bile bile devam ettiler.

 

         Aymadılar, devam etmedeler.

         Bakınız şu sıcaklara.

         Normal midir bunlar?

         Hiç olur mu efendim…

 

         Hayır. Elbette ki değiller.

         Çünkü doğanın işleri değil.

         “Küresel Isınma” dedikleri.

         Paldır küldür kapımızda…

 

         Bırakın yarını öbür günü.

         On yıl olmuş olmalı…

         Torunlara dertleniyorduk.

         De facto yaşamadayız.

 

         Bakınız 2020 yılına bir kaldı.

         Birleşik Devletlerde seçim var.

         Ve şuna dikkat: İki partiye de…

         Tüm adayların “ilk lafı çevre!”

 

 

        DERT VE DEVA

 

        Bu öyle bir dert ki.

        Farkında iseniz ne ala.

        Yok eğer değilseniz…

        Üzülmeyin, hissedeceksiniz.

 

        İliklerinize kadar.

        Bedelini ödeyerek.

        Öğreneceksiniz…

        Ağır mı oldu?

 

        Bağışlayın.

        Biliyorum.

        Bugün cumartesi!

        Tatsız yazı olmaz.

 

        Ama şöyle düşünelim.

        Vaktiniz daha rahat.

        Konuşacak çevreniz var.

        Tartışınız: Ne yapılmalı?

 

        Büyük işler?

        Demeyiniz!

        Bizim işimiz.

        Ve tam vakti.

 

        Gecikmek için çok geç.

        Umursamaz olamayız.

        Yoksa aç kalacaksınız.

        İnkıtalar kapımızda…

 

       Bakın kısaca özetleyelim

       Bu derdi biz icat ettik.

       Hem de para hırsı ile

       Ama o paralar deva değil.

 

       Deva da ne ola?

       “Akıl ve dayanışma.”

       Çevre için akıl yorun

       Çevre için destek bulun!

 

        İKİ ÖNERİ

 

        Artık yediğinize dikkat edin. Daha az kırmızı et tüketin.

        Bu sadece sıhhatiniz için değil, çevre için de hayati…

        “Yemek ve Kültür“ Dergisi’ni biliyorsunuz. Sayı 56 çıkmış.

         Yayınlayan Çiya Yayınları. Dostumuz Musa Dağdeviren.

         Musa Şef artık bir şöhret. Hem de uluslararası ölçekte…

         Ama üşenmiyor, ne zamanını, ne de mesaisini esirgemiyor.

         Bu dergi var ya: Emin olun “bir hayır projesi!”

         Türk Mutfağına yapılmış ve yapılmakta olan bir hayır

 

         Musa Dağdeviren’in iki yaz reçetesi…

         Hem kendinize, hem de çevreye hayrınız olsun.

 

YUMURTALI YEMLİK

 Malzemeler:

-800 gram bölgeden toplanmış ve temizlenmiş yemlik-4 adet yeni yumurtlanmış tavuk yumurtası-150 gram yerli tereyağı-1 adet kırmızıbiber (ince ince kıyılmış)-2 diş sarımsak (ince ince doğranmış)-Yeterince tuz ve karabiberYapılışı:

Bir yağ tavasını ısıtalım. Yağımızı tavanın içerisine koyup, yakmadan kızdıralım. İçine kırmızıbiberleri atıp üç-beş dakika karıştırarak kızartalım. Hemen bekletmeden sarımsakları ekleyip birkaç saniye karıştıralım. Yemlikleri ilave edip hepsini beraber nazikçe, birbirleriyle özleşinceye kadar yaklaşık on dakika kadar pişirelim. Arada bir karıştırmayı ihmal etmeyelim. Yumurtaları bir kaba kıralım, çırpmadan çatal yardımıyla sadece sarılarını dağıtalım. Yayvan bir tepsiye kavurmuş olduğumuz yemlik yemeğini koyalım. Üzerine yumurtaları gezdirip kısık ateşte ya da ocakta yaklaşık üç dakika pişirelim. Bekletmeden tadını çıkaralım.

 

 CEMRE/SU TERESİ ŞERBETİ

 

Malzemeler:

-1 kilo bölgeden toplanmış su teresi-10 adet limon suyu-300 gram bölgenin balı-3 litre bölgenin suyu

Yapılışı:

Su terelerini derin bir tahta tasta ağaç tokmakla vura vura macun kıvamına getirelim. Bu sırada arada bir içine limon suyu ilave edelim. Sonra balı da ekleyip karıştıralım. Bu karışımı tülbent yardımıyla bir kaba süzelim. Süzmüş olduğumuz su teresi posalarını tekrar tasa koyup, içine suyun bir litresini ekleyip karıştırdıktan sonra tekrar tülbentle süzelim. Bu işlemi üç kez tekrarlayarak tülbentten geçirelim. İçindeki posayı iyice kaba sıkalım. İnce halka şeklinde kesilmiş limonu kabuklarıyla çekirdeksiz olarak şerbetimize ekleyip kapaklı bir cam kavanoza koyup soğuttuktan sonra lıkır lıkır içerek keyfine varalım.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları