Top
Ali Esad Göksel

Ali Esad Göksel

aliesadgoksel@htgazete.com.tr

07/12/2019

'Masa'ya bak

 

       Bir kez daha büyülendik...

       Büyükelçi tam karşımda.

       İtalyan Ticaret Bakanı da.

       Elçi’nin Hanımı ile yan yana.

 

       Rahmi M.Koç Müzesi...

       Işıl ışıl. Gözüm aranıyor:

       “Azize Hanım” nerede?

       Bu akşam onsuz olur mu...

 

       Uzunca bir masa.

       Süslenişi ders gibi.

       Sakin ve mütevazi...

       Pastel renkler ile...

 Rahmi Koç Müzesi'ndeki menü, San Sebastian'daki ağır toplar imzalamışlar: Elena Arzak ve Elkano.

 

 

       Çiçekler ve meyveler.

       Alçakta tutulmuşlar.

       Sağ sol gerekmiyor:

       Ekselansları karşımda.

 

       “Eski usul” bir servis.

       Bir konuk: Bir garson.

       Bu bir gövde gösterisi.

       Servis yüksek düzeyde.

 

       Mutfak? Çok mesudum!

       GianCarlo’yu kutluyorum.

       O da gururlu: Haklı olarak.

       Ekibinin başarısını izliyor...

 

       Ancak gözümü ısıran bir şey:

       Olabilir mi? Nasıl ve neden?

       Davetli ve davetsiz olan...

       Herkes oturduktan sonra...

 

       Ayakta biri var: Kenarda!

       Bu akşamın ev sahibi!

       Adı: “Gökmen Sözen”

       Öyle ayakta kalıvermiş:

       Hem de hiç dert edinmeksizin...

 

         GÖKMEN: HE-MEN

 

         Gastro Masa bitmiş.

         Memnuniyet tavan.

         Konuşanlar memnun

         İzleyiciler dört köşe...

 

         Bu yıl beşinci defa.

         İlk sefer hatırımda:

         Nasıl şaşırdığım?

         Bu nasıl oldu da...

 

         Bu kadar mükemmeldi.

         Katılanlar ve izleyenler...

         Elbette sektör de orada.

         Ve bizim ülke için bir ilk.

 

         Dedikodu? Hayır yok.

         Odur budur muhabbeti.

         Hayır yok! O dahi yok...

         Kenarda mızrak sallayan?

 

         Bu bir opera tabiri...

         Diva’yı kıskanandır:

         Koro’nun orta yerinde...

         Mızrağını sallamadadır.

 

         İşte o bizden eksilmez.

         Adam bir yıl çalışmış ...

         Bu yıldızları yakalamış.

         Buraya kadar getirmiş.

 5. Gastromasa'ya katılan 'star'lar...

         Hem yıldızlara teşekkür.

         Hem de dostlara selam:

         Gurur, sevinç ve tevazu...

         Mutluluk da bu olmalı!

 

         Tamam mıdır?

         Hayır: Değildir.

         Kapanış gecesi:

         Yıldız araklanır!

 

         Bir değil... İki değil...

         Üç değil... Dört değil.

         Ve: Beş de değil!

         Her yıl aynı film...

 

         Gökmen aldırmıyor...

         İstifini hiç bozmuyor.

         Enerjisi? Düşmüyor.

         Bu nasıl bir kumaş?

 Üç Michelin yıldızlı Elena Arzak'la birlikte...

           MUTFAKTA 7 AŞÇI

 

        Size şunu sorayım:

        Bir organizasyonun...

        Yıldızlaşıverdiği “an”

        Söyleyin: Ne zaman?

 

        Bu genellikle şaşmaz.

        Senaryonuza tabidir...

        Yavaşça hazırlarsınız.

        Yükseltir, sergilersiniz.

 

        Sürpriz nadirattındır.

        Deneyimliler bilirler...

        Demem şu: Öngörülür.

        Ya da öngörülebilinir...

 

        İşte burada durmalı ve...

        Az biraz soluklanmalıyız.

        Beşinci “Masa” var ya...

        Sürekli “istisnadasınız!”

 

        Bir “yıldız anı...”

        İkincisi takipte!

        Bitmiş midir?

        Ne gezer: Sürüyor...

 Uğur Taylan ve Gökmen Sözen ile...

        “Swissotel’deyiz.”

        Sağım solum sobe:

        “Uğur Talayhan.”

        Umumi Müdür.

 

        Bölgeye de bakar!

        Bu akşam ara vermiş

        Menüye bakmakta:

        Müşkül bir iş var...

 

        Yemek yedi öğün...

        Söylemiş olayım da:

        Ufak miktarlardır!

        Maksat: Heyecandır.

 

        Sizi oradan oraya çekmek.

        Kah Doğu Akdeniz'deyiz...

        Kah Karadeniz’e yollandık.

        Bir sanat eseri gibi düşünün.

 

        Mutfak size kapı kapı açmada.

        Hem “onlar” eğlenmekteler...

        Hem de bizler: Masadakiler.

        Peki bizim eski aşçı Uğur’umuz?

 

        Onun bir sıkıntısı var.

        Malum bir kural var ki:

        Mutfakta patron tektir!

        Bunu en iyi o bilmekte.

 

        Yan yan gözlemedeyim.

        Menünün ortasındayız:

        Biraz daha rahat gibi...

        Ve aşçılar sahnedeler...

 

        Teşekkürlerimizi sunuyoruz.

        En yaşlıları daha elli değil!

        En gençleri otuza yakın gibi.

        İşte bu sahne geleceğimiz!

 

        Bence bizim Gökmen’in de yıldızlaştığı an!

   

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları