Bir kez daha büyülendik...
Büyükelçi tam karşımda.
İtalyan Ticaret Bakanı da.
Elçi’nin Hanımı ile yan yana.
Rahmi M.Koç Müzesi...
Işıl ışıl. Gözüm aranıyor:
“Azize Hanım” nerede?
Bu akşam onsuz olur mu...
Uzunca bir masa.
Süslenişi ders gibi.
Sakin ve mütevazi...
Pastel renkler ile...
Rahmi Koç Müzesi'ndeki menü, San Sebastian'daki ağır toplar imzalamışlar: Elena Arzak ve Elkano.
Çiçekler ve meyveler.
Alçakta tutulmuşlar.
Sağ sol gerekmiyor:
Ekselansları karşımda.
“Eski usul” bir servis.
Bir konuk: Bir garson.
Bu bir gövde gösterisi.
Servis yüksek düzeyde.
Mutfak? Çok mesudum!
GianCarlo’yu kutluyorum.
O da gururlu: Haklı olarak.
Ekibinin başarısını izliyor...
Ancak gözümü ısıran bir şey:
Olabilir mi? Nasıl ve neden?
Davetli ve davetsiz olan...
Herkes oturduktan sonra...
Ayakta biri var: Kenarda!
Bu akşamın ev sahibi!
Adı: “Gökmen Sözen”
Öyle ayakta kalıvermiş:
Hem de hiç dert edinmeksizin...
GÖKMEN: HE-MEN
Gastro Masa bitmiş.
Memnuniyet tavan.
Konuşanlar memnun
İzleyiciler dört köşe...
Bu yıl beşinci defa.
İlk sefer hatırımda:
Nasıl şaşırdığım?
Bu nasıl oldu da...
Bu kadar mükemmeldi.
Katılanlar ve izleyenler...
Elbette sektör de orada.
Ve bizim ülke için bir ilk.
Dedikodu? Hayır yok.
Odur budur muhabbeti.
Hayır yok! O dahi yok...
Kenarda mızrak sallayan?
Bu bir opera tabiri...
Diva’yı kıskanandır:
Koro’nun orta yerinde...
Mızrağını sallamadadır.
İşte o bizden eksilmez.
Adam bir yıl çalışmış ...
Bu yıldızları yakalamış.
Buraya kadar getirmiş.
5. Gastromasa'ya katılan 'star'lar...
Hem yıldızlara teşekkür.
Hem de dostlara selam:
Gurur, sevinç ve tevazu...
Mutluluk da bu olmalı!
Tamam mıdır?
Hayır: Değildir.
Kapanış gecesi:
Yıldız araklanır!
Bir değil... İki değil...
Üç değil... Dört değil.
Ve: Beş de değil!
Her yıl aynı film...
Gökmen aldırmıyor...
İstifini hiç bozmuyor.
Enerjisi? Düşmüyor.
Bu nasıl bir kumaş?
Üç Michelin yıldızlı Elena Arzak'la birlikte...
MUTFAKTA 7 AŞÇI
Size şunu sorayım:
Bir organizasyonun...
Yıldızlaşıverdiği “an”
Söyleyin: Ne zaman?
Bu genellikle şaşmaz.
Senaryonuza tabidir...
Yavaşça hazırlarsınız.
Yükseltir, sergilersiniz.
Sürpriz nadirattındır.
Deneyimliler bilirler...
Demem şu: Öngörülür.
Ya da öngörülebilinir...
İşte burada durmalı ve...
Az biraz soluklanmalıyız.
Beşinci “Masa” var ya...
Sürekli “istisnadasınız!”
Bir “yıldız anı...”
İkincisi takipte!
Bitmiş midir?
Ne gezer: Sürüyor...
Uğur Taylan ve Gökmen Sözen ile...
“Swissotel’deyiz.”
Sağım solum sobe:
“Uğur Talayhan.”
Umumi Müdür.
Bölgeye de bakar!
Bu akşam ara vermiş
Menüye bakmakta:
Müşkül bir iş var...
Yemek yedi öğün...
Söylemiş olayım da:
Ufak miktarlardır!
Maksat: Heyecandır.
Sizi oradan oraya çekmek.
Kah Doğu Akdeniz'deyiz...
Kah Karadeniz’e yollandık.
Bir sanat eseri gibi düşünün.
Mutfak size kapı kapı açmada.
Hem “onlar” eğlenmekteler...
Hem de bizler: Masadakiler.
Peki bizim eski aşçı Uğur’umuz?
Onun bir sıkıntısı var.
Malum bir kural var ki:
Mutfakta patron tektir!
Bunu en iyi o bilmekte.
Yan yan gözlemedeyim.
Menünün ortasındayız:
Biraz daha rahat gibi...
Ve aşçılar sahnedeler...
Teşekkürlerimizi sunuyoruz.
En yaşlıları daha elli değil!
En gençleri otuza yakın gibi.
İşte bu sahne geleceğimiz!
Bence bizim Gökmen’in de yıldızlaştığı an!